Paylaş
Elma
Lif, antioksidan, folik asit, Alzheimer’la savaşmaya yardımcı; ayrıca E Vitamini ve günlük yaşamın oksidatif stresinden beyni koruyan kuersetin isimli flavanoid zengini. Elma, uzun yaşamın sırlarından biri diyebiliriz.
Hurma
Hurma, harika bir antioksidan ve magnezyum kaynağı. Magnezyum vücudun olağan kas ve sinir fonksiyonlarını ve düzenli kalp ritmini sürdürmesine, kemiklerin kuvvetlenmesine ve hem kan şekeri hem de kan basıncının dengelenmesine yardımcı oluyor.
Mango
Bir adet mango günlük C Vitamini ihtiyacınızın yüzde 96’sını karşılar ve periodontal (diş etine ilişkin) hastalıkları önlemeye yardımcı olur. Mango aynı zamanda kanser ve kalp hastalığıyla savaşmaya yardımcı beta-karoten bakımından da oldukça zengin. Kanserle savaşıcı özelliklerini maksimum dereceye çıkarmak için balıkla birlikte tüketin ve meyve salatanızın içine ekleyin.
Tofu
Asya’nın vazgeçilmezlerinden olan tofunun hem yemeklerde kullanım alanı çok geniş hem de kalsiyum zengini. Farklı yöntemlerle elde edilen bu soya peyniri ayrıca, beyin fonksiyonlarını destekleyen ve demans yani bunama hastalığı riskini düşüren omega-3 yağ asitleri içeriyor.
Tatlı Patates
Haftada 200 gram tatlı patates tüketmek karaciğer, cilt ve prostat kanseri riskinizi azaltmaya yardımcı oluyor. Tatlı patates, vücutta A Vitamini üretimine yardımcı olan beta-karoten bakımından zengin. Akşam yemeğinde kimyonla hazırlanmış fırında tatlı patates yapabilirsiniz.
Alabalık
Söz konusu omega-3 yağ asitleriyse, bu yağlı balık, balıkların kralı. Omega-3 yağ asitleri, beyin hücrelerinin yenilenmesi için gereken yapıtaşlarını sağladığından beyin sağlığı için oldukça önemli. Haftada iki kere bir adet alabalık tüketmek cildinizin nemini korur ve genç görünmesini sağlar. Biberiye ve limonla ızgarada pişirmenizi tavsiye ederim.
Süzme Yoğurt
Süt ürünleri hem kalsiyum içeriyor hem de kemikleri güçlendirmek ve kemik erimesi başlangıcını önlemek üzere bir numaralı besin takviyesi. Tam bir D Vitamini deposu. Bu besin aynı zamanda sindirime yardımcı olan iyi bakteriler yani probiyotikler içeriyor. Kahvaltının yanı sıra makarna soslarınızda kullandığınız krema yerine kullanmayı deneyin.
Kara Lahana
Bu mucize besin, kalsiyum, C Vitamini ve kanser hücrelerini yok eden flavanoid zengini. Aynı zamanda harika bir K Vitamini kaynağı. Bir ölçek kara lahana günlük önerilen K Vitamini’nin yüzde 700’ünü içeriyor. Bu besin ayrıca karaciğer kanseri riskinin azalmasına yardımcı oluyor.
GDO’lar kanserojen mi?
Bazı uzmanlar genetiği değiştirilmiş gıdaların, ucuz ve sağlıklı yiyecek sağladığını iddia etse de hazırlanan yeni bir rapor tartışmayı yeniden alevlendirdi: GDO’lar zararlı, hatta kanserojen bile olabilir!
Gıdaların genetik yapısının değiştirilmesi yeni bir kavram değil. Çiftçiler, yüzyıllardır daha lezzetli, daha verimli ve daha zor şartlarda da yetişebilecek yeni organizmalarla karşımıza çıkmak için farklı türdeki bitki ve hayvanlara melezleme yöntemi uyguluyorlar. Ancak bu uygulamalar önceden sadece aynı türleri birleştirmekle sınırlıydı. Günümüzdeyse, biyoteknolojideki gelişmeler sayesinde böyle bir sınırlama kalmadı. Bilim insanları artık farklı türlerin genetiğini değiştirerek aynı DNA’ya sahip olmalarını sağlayabiliyor. Örneğin soğuk suda yaşayan bir balığın genini domatese transfer edip, soğuk havaya dayanabilmesini sağlayabiliyorlar. Bu yeni teknoloji sürekli artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılama konusunda bir devrim yaratma potansiyeline sahip. Ama ne pahasına?
Bu yeni genetik değiştirme biçimi gerçekten güvenli mi? Fransa’da yapılan yeni bir çalışmanın bu soruya cevabı, “Hayır!” Yapılan çalışma, NK603 üzerine. NK603 bir mısır türü. Özelliği, etraftaki zararlı otları uzak tutan bir bitki öldürücüye karşı dayanıklı olması. Bilim insanları yaptıkları deneylerde fareleri NK603 ile besledi. Yedi ay sonunda farelerde büyük tümörler oluştu ve normal beslenen hayvanlardan daha erken öldüler. Ancak, genetiği değiştirilmiş gıdaları destekleyen bilim insanları bu deneyin hatalı olduğunu söylüyor. Hatta çalışmayı yapanları ‘istatiksel bir balık avı’na çıkmakla ve kendi çalışmalarına uygun rakamları seçerken, elverişsiz bilgiler ortaya atmakla suçluyorlar. Deneylerde tümör oluşumu gerçekleşmek üzere olan yaşlı fareler kullanıldığını söylüyorlar. Farelere verilen gıda miktarının belirtilmemiş olması da büyük bir eksiklik çünkü ister GDO, ister normal olsun, fazla miktarda gıda verilmesi tümör riskini artırabiliyor.
Tartışmaya açık bu çalışmanın sonuçlarına rağmen genetiği değiştirilmiş gıdaların insanlar üzerindeki uzun vadeli etkileri üzerine daha çok araştırma yapılmalı. Bu gerçekleşene kadar, Rusya ve İngiltere gibi birçok Avrupa ülkesi çoktan bazı türdeki GDO’yu insan tüketimi için yasakladı bile. ABD’de de bazı eyaletlerde bu konuda referandumlar başladı.
Paylaş