Çocuksuz mekân ayrımcılık mı?

Kişisel cevabımı hemen baştan vereyim: Değildir. Ama mademki sosyal medya yine bir kısırdöngü halinde kafayı bu konuya taktı. Ben de karışmadan edemeyeceğim.

Haberin Devamı

Sosyal medyanın döngüsel bir yapısı var. Her yılın belli zamanlarında aynı konular sanki hiç konuşulmamış gibi sıfırdan tekrar açılıyor. Aynı paternleri takip ederek tekrar konuşuluyor. Birkaç gündür “Çocukların alınmadığı restoranlar” tartışmasının büyük bir hararetle sürdüğünü görüyorum mesela. Bu, aynı bu haliyle geçen yaz da önceki yaz da konuşulmuştu.

Çocuksuz mekân ayrımcılık mı

+7 ve +13 restoranlar/oteller Türkiye’de de dünyada da 30 yıldan uzun süredir var aslında. Ama nedense her yıl yeniden keşfediliyor ve infial yaratıyor. Bu sefer de önüme düşen sosyal medya post’larında kapıdan geri çevrilen çocukların travmatize olacağı, bunun ayrımcılık olduğu (Apartheid -ayrımcılık- ile kıyaslayacak kadar serbest uçuşa geçenler de olmuş hatta) gibi şeyler yazılıp çiziyordu. Aslında bu ‘yetişkinlere özel’ mekânların hepsi rezervasyonla çalışan ve o rezervasyon listesi genelde dolu olan mekânlar. Yani çocuksuz olarak da gitseniz rezervasyonunuz olmadığı için giremeyeceksiniz ama böyle hayali sahnelerin yarattığı demagoji tabanlı etkileşim daha tatlı oluyor herhalde, o yüzden pek çok kişi tarafından vurgulanmasına rağmen bu kısım es geçilmiş.

Haberin Devamı

Şey yazılmıştı mesela: “Gittiğiniz mekânda gürültü yapan çocuk varsa şansınıza küseceksiniz, rahatsız olmaya hakkınız yok.”

Bir diğer yorumda “Bu konu ‘yaşçılıktan’ bağımsız ele alınamaz” yazıldığını gördüm. Ve bir kez daha bütün kavramları alakalı alakasız demeden, kafamıza göre eğip büktüğümüz bu saçma çağda yaşamanın içimi daralttığını fark ettim.

Sonra aklıma geçenlerde deniz kenarında yaşadığım sahne geldi: Kız çocuğu “Ben üşüyorum çünkü kızım” deyince, “Üşüyorum” diye ağlayan erkek çocuğuna annesi kızı gösterip “Bak ne diyor, sen kız olmadığına göre üşümemen lazım” dedi. Diğer tarafa kafamı çevirdiğimde 9-10 yaşlarında bir kardeşimizin yemek yenen masaların arasında elinde zıpkınla gezdiğini ve saçma sapan hareketler yaptığını gördüm.

Haberin Devamı

Böyle anlarda kendimi şöyle hayal ederken yakalıyorum:

İyi günler beyefendi çocuk sizin mi?

- Evet?

(Rozetini gösterir) Sosyal Hizmetler’den Özel Ajan Vil Simit. Bu çocuğa devlet adına el koyuyoruz. 5 yıl boyunca çift veya tek olarak yeni çocuk edinmeniz de kanunen yasak. O süre sonunda gelişme gösterdiğinize kanaat getirilirse adli kontrol şartıyla üreyebilirsiniz. Hanımefendi eşiniz mi? Hanımefendi lütfen çocuktan uzaklaşın, durumu kendiniz için daha da kötüleştirmeyin.

Tabii bu hayallerimden anlamışsınızdır ki benim bu süren tartışmalarda tarafım belli.

Çocuksuz mekân olur, kontrolsüz çocuk yanlış ellerde çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir. Ülkemiz Lonely Planet rehberlerinde bile “Çocuklar toplum içinde fazlasıyla tolere edilir” notuyla yer almaktadır, dolayısıyla sevgili tavşan kardeşlerimizin ortalığı birbirine katma hakkına ziyadesiyle saygı zaten gösterilmektedir. ‘Yetişkinlere özel’ mekân ayrımcılık değildir, çocuklar da travmatize falan olmaz. Bizimkiler ben çocukken defalarca çocuk kabul etmeyen mekânlara yemeğe gitti, bana da neden gelemeyeceğimi gayet güzel açıkladılar; değil travmatize olmak umurumda bile olmadı. Sizinkilerin de olmaz, rahat olun.

Yazarın Tüm Yazıları