Demokrasi gemisi önyargılarla nasıl yol alabilir ki?

İnsanlar genellikle duyduklarını değil, duymak istediklerini duyarlar.

Haberin Devamı

Bu nedenle kamuoyunda belirli önyargılarla damgalanmış kişiler ve kesimler ve hatta uluslar, ağızları ile kuş tutsalar bile bu önyargıları kolay kolay değiştiremezler.

Diplomasinin kuramcılarından Harold Nicolson, “Bir Alman meyhanecinin gözünde bütün Fransızlar küstah, bir Fransız meyhanecinin gözünde de bütün Almanlar kabadır” der.

Bu önyargıları aşabilen devlet adamları, mesela Schuman ve Adenauer Avrupa Birliği’nin temellerini atabilmişlerdir. SonundaFransızlar ile Almanlar, Frank ile Mark’ı feda edip “Euro”da birleşmişler ve ekonomik kaderlerini birbirlerine bağlamışlardır.

Bizim sosyo-politik yaşamımızda da tarihten bugüne gelen sayısız önyargılar var.

Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopup bağımsızlık kazanmak için ayaklanan ulusları, hala “Bizi arkadan vurmak”la suçlamaz mıyız mesela? Bunun gibi cumhuriyetin tek partili totaliter rejiminde farklı sesler çıkartanlar da, “gerici”, “satılmış”, “hain”, “bölücü” gibi damgalarla damgalanmamış mıdır?

Haberin Devamı

Çok seslilik ve çok renklilik demek olan demokrasinin, bu eski tabloyu değiştirmesi ve önyargıları yıkması beklenirdi.

 

Siyasi cemaatler

 

Ama yerleşik önyargıları silmek için birkaç kuşak geçmesi gerektiği anlaşılıyor.

Türkiye’de önyargıların ötesinde bir de “siyasi cemaat”ler meselesi var.

Aynı davranışı bir başka cemaatin üyesi sergilerse, diğerleri bunu kabul etmiyor ve damgalıyor. Örneğin Arapça ezana geçilmesi kararı, CHP’nin 1950 öncesi son hükümetinin Başbakanı Şemsettin Günaltay döneminde alındı. Ama Demokrat Parti hala “Arapça ezanı getirdi” diye suçlanmaz mı?

Bütün bu çarpıklıkların geride kalabilmesi, Türkiye’de gerçekten tarafsız, önyargısız,bağlantısız, özgür ve özerk düşünce odaklarının var olmasına, bunların cesaretle seslerini duyurmalarına ve bunlara toplumun güven duymasına bağlıdır. Burada ise, üniversitelere, medyaya büyük sorumluluklar düşmektedir.

Ancak şu anda toplumu sağlıklı ve önyargısız tutumlara yönlendirmesi gerekenler de, birer düşman kampın üyeleriymiş gibi birbirleriyle didişmektedir. Kısacası Fransızlar ile Almanların bile kaderlerini birleştirdikleri bir çağda, Türkiye’de aklın ve evrensel doğruların sesi olması gerekenler de toplumu birleştiren ve farklılıkları uzlaştıran değerlerin değil, ayıran niteliklerin ve farklı kaderlerin arayışı içindedir.

Haberin Devamı

ŞAKA

Biraz nefes almalıyız

Yahya Kemal Beyatlı bir yaz günü Bebek’te yokuş çıkarken yorulmuş. Bir bakkalın önündeki sandalyeye oturup, mendiliyle alnındaki teri siliyormuş. Bu sırada bakkal çıkıp, şaire “Bir şey mi alacaksınız beyefendi?” diye sormuş.

Yahya Kemal gülmüş,

- Evet, biraz nefes alacağım, demiş.

NOT- Bazen, bütün Türkiye’nin birlikte oturup biraz nefes alabileceği büyüklükteki bir bakkal sandalyesine ihtiyaç olduğunu düşünmemiz için, sayılamayacak kadar çok nedenvar.

Cinsellikten başka şey düşünemez misiniz?

Bir şirkete satış elemanı alınacakmış. Şirketin insan kaynakları müdürü, başvuran adayları kendine özgü bir yöntemle sınıyormuş. İşe alınmak için başvuran kişinin karşısına geçip, elindeki beyaz mendili sallıyor ve sonra “Bu hareketim size göre neyi çağrıştırıyor?” diye soruyormuş.

Haberin Devamı

Adaylardan kimi “Yolculuğa çıkarken mendil sallayıp veda ediyorsunuz”, kimi de “Mendiliniz ıslak, onu kurutmaya çalışıyorsunuz” gibi cevaplar vermişler.

Mendilin sallandığını görünce bir adayın yüzü kızarmış ve mendil sallayan insan kaynakları müdürüne “Utanmıyor musunuz?” diye bağırmış. Müdür şaşkın “Neden utanayım, ne yaptım ki?” diye sormuş. Aday“Mendil sallayarak benimle cinsel ilişkide bulunmak istediğinizi söylediniz” demiş. Müdür daha da şaşkın, “Mendil sallamakla cinsel ilişki arasında ne tür bir bağlantı var?” diye sorunca, aday sırıtmış, cevap vermiş:

- Ben cinsel ilişkiden başka şey düşünmem ki. Başınızı kaşısanız da benimle cinsel ilişkide bulunmak istediğinizi düşünecektim.

Haberin Devamı

Kıssadan hisse: Kemer’deki heykeli yapan Zafer Sarı, heykelini müstehcen bulup kaldırılmasını isteyenlere kızmasın. Bazıları ne görseler sadece cinselliği düşünürler. Sanat ve estetik de bu nedenle bazı toplumlarda sadece cinselliği çağrıştırır.

Yazarın Tüm Yazıları