Paylaş
Başbakan Erdoğan bugün New York’ a geçiyor veBirleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüşecek.Ankara’nın istediği, Kıbrıs’ta nihai çözümü hızlandırmak ve bunun içinde görüşmelere başlamak.ZiraAB müzakereleri sırasında Kıbrıs konusunun sık sıkgündeme gelip kriz yaratması arzulanmıyor.Tarafların tümü artık Annan planının öldüğünü kabul ettiklerinde dolayı şimdi yeni birgörüşme sürecinin başlatılması gerekiyor.
Türk tarafı hazır.
Ancak, Rumların koşulları var.
Papadopulos fazla bir kaybı olmama koşuluyla görüşme masasına dönmek istiyor.Bunun tek nedeni de gelecek yılın Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri.Seçimlere giderken, masadan kalkmış bir lider görüntüsü vermeyi arzulamıyor.Bundan dolayı da elindeki kartları yüksekten açıyor.
Geçen sene referandumda halkına reddettirdiği Annan planında elde edemediği bazı noktaları,bu defadengelemek istiyor.
Örneğin:
- Nihai bir anlaşmayla birlikte garanti anlaşmasının tamamen ipal edilmesi ve Türk askerinin tümünün adadan ayrılması. (Annan planında nihai çözüm durumunda garanti anlaşması uygulamada kalıyor ve Türkiye ile Yunanistan adada 650-900 arası asker tutabiliyorlardı)
- Ada’da kalacak Türkiyeli göçmen sayısının azaltılması.
- Rum göçmenlerinin Kuzey’e geri dönüşü, mal ve mülklerinin tazmin edilmesi veya geri verilmesi koşullarının, Annan planındaki öngörülere oranla daha da iyileştirilmesi.
Papadopulos ayrıca, müzakerelere sıkışık bir takvim yapılmamasını, kesin tarihler konmamasını ve ele alınacak konuların önceden saptanmasını arzuluyor.
Bunların tümünü de Birleşmiş Milletler Genel Sekretetine anlatmış durumda.
Kofi Annan bugün Erdoğan ile görüşürken öncelikle “Rumların ele almak istedikleri bu noktaları tartışmaya hazır mısınız?”sorusunu soracak. Eğer olumlubir yanıt alırsa , o zaman yepyeni bir müzakere mekanizmasının oluşturulmasına ve yeni bir arabulucu-kolaylaştırıcı (yeni bir Alvaro de Soto)bulunması süreci başlayacak.
Genel Sekreter, sonu belli olmayacak ve tarafların sadece tribünlere oynayacakları bir müzakere sürecine girmek istemiyor.Kuralların konması, ikili görüşmelerin farklı bir mekanizmayla yürütülmesi gereğine inanıyor.
Erdoğan-Annan görüşmeleri daima ilginç geçer. Bakalım bu defakinden bir süpriz çıkacak mı, yoksa sadece sınırlı bir görüş alışverişi şeklinde mi kalacak.
* * *
HEM ABD, HEM DE TÜRKİYE’NİN KARNE NOTLARI
Washington’da Türk yetkililerle konuştuğunuz zaman Amerika’dan şikayet ediyorlar, Amerikalılarla konuştuğunuz zaman daAKP hükümetinden şikayetlerle karşılaşıyorsunuz. Tarafların birbirlerine verdikleri karne notları da şöyle:
ABD:
Bush yönetimi olumlu açıklamalar yapıyor, Türkiye’yi desteklediğini söylüyor ancak somut bir adım atmıyor. Örneğin Kıbrıs konusundason yapılan gezi çok olumlu ancak genel bir gösteriden öte değil.Türkiye’nin beklentisi, Washington’unBM Güvenlik Konseyine ağırlığını koyması veya daha önce verilen sözleri tutup, KKTC’yiyanlızlıktan kurtaracak somut adımlar atması.
Türkiye’nin somut adım beklediği diğer alanda PKK ile ilgili. Tüm açıklamalara rağmen Kuzey Irak’takiPKKvarlığına karşı hiçbir adım atılmıyor.SankiPKK’yı kolluyorlarmış gibi bir izlenim yaratıyorlar.
TÜRKİYE:
AKP hükümetidilinden çekiyor.Başbakanın “İsrail’i devlet terörü yapmakla suçlaması”, Elikatmış’ın Felluce’deki olayları soykırım diye nitelemesi,Suriye’ye destek veriyormuş izlenimini yaratan politikalar sürdürülmesi, İran ile ilişkin gereken desteğin verilmemesi...
Buna karşılık Türkiye’ninbirçok alanda Amerika’nın yanında yer aldığı, kapalı kapılar arkasında ve kamuoyuna çok yansımayan gelişmelerde Washington’a arka çıkması da karnesindeki olumlu not olarak işaret ediliyor.
* * *
(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır
Paylaş