PaylaÅŸ
DavutoÄŸlu'nun geçen Cumartesi günkü, 2010'un muhasebesini yaptığı, o çok konuÅŸulan, 3.5 saatlik maraton basın toplantısında son derece önemli bir ÅŸeyin farkına vardım. Belki sizler çoktan biliyorsunuzdur. Bana dudak büküp "Ooooo günaydın arkadaÅŸ" diyebilirsiniz. Kusura bakmayın, ben ÅŸimdi farkına vardım ve benim gibi henüz durumu görmemiÅŸ olanÂokurlarıma anlatmak istiyorum.
          Â
Farkına vardığım konu, Türkiye'nin 2020'lerde dünyadaki yerini etkileyecek. Ülkemiz, ya ikinci ligde kalacak veya 1'inci ligde top dolaştıracak.
          Â
Konu, Nükleer Enerji Sahibi olup olmamakla ilgili.
          Â
Eğer Türkiye, ekonomisini, doğum oranının üstünde büyütmek ve zengin ülkeler arasına girmek istiyorsa, enerji kaynaklarını çoğaltmak, çeşitlendirmek ve dış kaynaklara bağlılığını azaltmak zorunda. Ne gazımız var, ne petrolümüz.
          Â
Ekonomimizi büyütmenin tek yolu, ağırlıklı şekilde Nükleer Enerji sahibi olmaktan geçiyor.
          Â
Bugüne kadar çok geç kaldık. Bundan sonra ise, hiç zaman kaybetmemek gerekiyor. Ancak bunu yapabilmek çok zor. Zira bu enerjiye, dışa bağımlı olmadan sahip olmak için kendi yakıtınızı üretmek zorundasınız. Buna da büyük ülkelerin izni gerekiyor.
Â
"BÄ°ZE SORMADAN NÃœKLEER ENERJÄ° SAHÄ°BÄ° OLUNMAZ !"
Nükleer konusunda, dünya da 4 kategori var.
          Â1- Nükleer Kulüp Ãœyeleri:
        Â
ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin.
          Â
Bunlara 5'li çete denebilir. Hem nükleer silahları var, hem de nükleer yakıt üretiyorlar. Bu beşli, NPT (Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması) sayesinde, kendilerinden başka kimsenin nükleer silah sahibi olmasını istemiyor ve dünyayı kontrol altında tutuyorlar. Dünyadaki nükleer enerjinin hammaddesi sayılan Nükleer Yakıt üretimine hakimler.
          Â2- Kaçak Nükleerciler:
          Â
Pakistan, Hindistan, Kuzey Kore ve Ä°srailÂbüyük abilerinin koruması veya göz yumması sayesinde kaçak Nükleer Bomba yapmışlardır. Kendi nükleer enerjilerini de üretebilmektedirler. Kaçak olduklarından dolayı, nükleer yakıt piyasasına pek çıkamamaktadırlar.
          Â3- Silahı olmayan, ancak Nükleer Yakıt Ãœretebilenler:
        Â
İster Nükleer Enerji ister Nükleer Bomba sahibi olabilmek için, Nükleer Fabrika ve bunu besleyecek Nükleer Yakıt üretmek veya satın almanız gerekiyor. Bombası olmayan, buna karşılık sadece Nükleer Enerji fabrikaları için Nükleer Yakıt üreten ülkeler de şunlar:  Arjantin, Brezilya, Japonya, İsveç, Belçika, Kazakistan, İspanya, Güney Kore, İran.
          Â4- Dımdızlak olan fakirler:
          Â
Geri kalanların ne Nükleer Enerji programları, ne de Nükleer Silahları var. Yani dımdızlak (çırçıplak), fakir kalmış olanlar. Ne yazık ki, bunların arasında Türkiye de var.
Â
TÜRKİYE SINIF ATLAMAK, 4'TEN 3'ÜNCÜLÜĞE ÇIKMAK İSTİYOR
          Â
Türkiye'nin, çok tartışılan İran politikasının altında da, işte bu hazırlık yatıyor. Ankara, büyüyebilmek için Nükleer Enerji Fabrikaları kurmak, ve Nükleer Yakıt Üretmeyi planlıyor. Yani, yukarıda gördüğünüz listedeki 4'üncü kategoriden 3'üncüye çıkmak için düğmeye basmaya hazırlanıyor.
          Â
Bunun için de, 5'ler çetesinin baskısından kurtulmak istiyor. Zira 5'ler, Nükleer Silah Sahipleri artmasın diye, her yakıt üreticisine öylesine sıkı normlar koyuyor, öylesine denetimler getiriyor ki, ülkelerin canına okuyor. Atom Enerjisi Komisyonu, her şeyi didik didik arıyor.
          Â
Türkiye, kendine nihayet yeni bir Nükleer Enerji politikası hazırlıyor. Nükleer Yakıt Üretmek üzere kollarını sıvıyor. Bundan dolayı da, bugünkü düzene baş kaldırıyor.
          Â
Sadece nükleer enerji deÄŸil yenilenebilir enerji de (güneÅŸ, rüzgar, deniz dalgaları vb.) Türkiye'de yaygın olarak kullanılmalı hem çok güneÅŸ alan hemde rüzgarlarımız bol bir ülkeyiz. Ayrıca nükleer enerjide, hangi teknoloji kullanılacak? Atıklar konusu ne olacak? Nereye Santral veya santraller kurulacak? Bunlar çok ince hesaplanmalı üzerinde çok iyi çalışılmalı...ÂÃœlkemiz baÅŸarabilecek mi bilemiyorum, ancak nükleer arenaya çıkma kararı ile doÄŸrusunu yapıyor.
Â
*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â*Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â*
Â
"İRAN’I KARAGÖZLERİ İÇİN DESTEKLEMİYORUZ..."
          Â
Davutoğlu'nun basın sohbetinin belki de yarıdan fazlası, İran politikasıyla ilgiliydi.
          Â
En çok şu iki soru soruldu:
          Â
“Nedir bu İran tutkusu?"
          Â
"Biz bu kadar risk alıyoruz, ABD ile ilişkilerimizi bozma pahasına destek veriyoruz, İran bizim için ne yapıyor?"
Medya en çok bu konuda meraklıydı.
          Â
DavutoÄŸlu, soruları yanıtlarken, gerekçe olarak, Türkiye'nin hem kendi Nükleer Enerji Politikasını hazırlama çabalarını, yani ileride Ä°ran ile bu konuda iÅŸbirliÄŸi olasılığını, hem de Genel Politikasını örnekÂgösterdi.
          Â- Uluslararası kamuoyunda dikkatleri çekmek, farkındalığın görülmesini saÄŸlamak...
          Â- Ä°ki ülke arasındaki ticareti birkaç misli arttırabilmek...
          Â- Türkiye'nin Orta Asya'ya açılan ihracatının geçtiÄŸi yolu güvenceye almak...
          Â- Ä°ran'ın ABD ile savaÅŸması veya sürtüşmesi durumunda, Türkiye'nin uÄŸrayacağı büyük ekonomik ve insani zararlardan kurtulma çabası...
          Â- Amerika'nın, Ä°ran'a ambargo koyarken, baÅŸta kendileri olmak üzere, Avrupalı, Çin ve Rus ÅŸirketlerini kollarken, Türkiye ile bir defa dahi danışmamasına duyulan tepki...
          Â
Benim de en çok merak ettiğim konulardan biri, İran'ın nükleer enerji yapıyorum derken, birgün karşımıza nükleer bomba sahibi olarak çıkmasıydı. Zira, nükleer enerji ile nükleer bomba arasındaki çizgi belirsiz. Denetimi de yok. İranlıların sözüne inanmanın ötesinde bir şey yapamıyorsunuz. Ya yarın İran "Kusura bakmayın, sizi yanılttım. Ancak böyle davranmak zorundaydım. Zira İslam adına bu bombaya çok ihtiyacımız var. Valla sizi vurmayacağız, merak etmeyin " dese, ne olacak?
          Â
Yapacak hiçbir şeyimiz yok. Kendi kendimize bir canavar yaratmış olacağız.
          Â
Davutoğlu bu sorulara "Aksi ispatlanana kadar İran'a güvenmek zorundayız" diye yanıt verdi. Bakana göre, Türkiye İran'ın 3'üncü kategoride (Nükleer Enerji sağlamak için yakıt üreten ülke) kalması ve 2'nci kategoriye (Nükleer Silah sahibi olan ülke) çıkmaması konusunda son derece kararlı. Bu konuda da, tüm İranlı yetkililer sürekli şekilde uyarılıyorlar.
          Â
Türkiye'nin temel politikası, Bakanın ağzından aynen şöyle:
          Â
"ABD'ye, İran'ın 2'nci kategoriye çıkmaması için sana destek veririm. İran'a da, 3'üncü kategoride kalabilmen için tüm desteğim senden yana, diyoruz."
          Â
Ankara, İran'ın 3'üncü kategoride kalabilmesi için şeffaf olması ve biran önce Atom Enerjisi Komisyonu'nun denetimine girmesi için çalışıyor. Öte yandan da, Amerika'nın veya İsrail'in İran'ı vurmasını önlemeye uğraşıyor.
          Â
Zor, ancak yapılması gereken bir iş...
PaylaÅŸ