Paylaş
Zaman zaman sizlerde aynı hislere kapılmaz mısınız ?
Denizden veya karadan dolaşırken, öylesine nefis tabii güzelliklerle karşılaşırsınız ve bunca güzelliğin yanında da öylesine çirkinlikler görürsünüz ki, içiniz sızlar.
Harika bir koya girersiniz. Etraf pislik içindedir. Birileri gelmiş, mangal yakmış, yemiş içmiş, s...mış ve herşeyi olduğu gibi bırakıp gitmiş.
İnanılmaz güzellikteki bir denizde yüzmeye başlarsınız. Dibi azür rengindedir. Değmeye korkarsınız. Birden bire, etrafınızı pislik atıkları gelir. Milarlık gezi tekneleri veya yatlardan atılmış dışkı veya çöp o güzelliği mahveder.
Sessizlik içindeki sahillerdeki çirkin yapılanmalardan mı söz edeyim, hoyratça kullanılan tabiattan mı?
Akdeniz ve Ege bölgesinde, bizim toplumumuz kadar kendi zenginliklerini böylesine hunharca kullanan, bir damla sorumluluk duygusu hissetmeden etrafını kirleten başka bir toplum bulmak zordur.
Yıllardır mavi yolculuğa çıkarım, koylarda dolaşırım.
Göçek- Bodrum sahillerini karış karış bilirim.
Her çıkışımda da, buraların katliamını belirli, oranda engellenmesine ön ayak olan Can Pulak ve tabii Turgut Özal’a teşekkür ederim. Onların sayesinde bu koyların kara tarafını , cahil belediyeciler ve katil mütehaitlerden bir nebze dahi olsa korundu.
Ancak yetmedi...
Son yıllarda Mavi Turculuk ve Günübirlikçilik öylesine azdı ki, bu defa Denizden saldırıya geçtiler.
Milyarderlerin yatları, kiralık dolaşan Mavi Tur tekneleri ve Günübirlikçiler, tabirin kusuruna bakmayın ancak “koyların içinbe etmeye” başladılar.
KOYLARA, DIŞKILARINI VE ÇÖPLERİNİ ATIYORLAR
Bakın neler yaşanır oldu :
- Teknelerde yeteri büyüklükte atık tankı olmadığından dolayı, tuvalet dışkıları, deterjanlı ve yağlı bulaşık suları ya bağlandıkları o canım koylara basılıyor, biraz daha insaflı olanlar ise, koyun dışına çıkıp açığa atılıyor.
- Her birinde 5-15 kişinin bir haftadan başlayıp, 2 hatta 3 hafta içinde yaşadıkları yatlar bulundukları yerden kıpırdamadıkları için sadece dışkılarını değil, tüm çöplerini de kıyılara bırakıveriyorlar. Fazla akıntı olmadığından dolayı, o canım sular leş gibi kokuyor.
- Hele bir de, o koskoca tekneler kendilerini kıyılardaki güzelim ağaçlara bağlamıyorlar mı, rüzgar çıktığında hepsinin kökleri zorlanıyor ve kurumaya yüz tutuyorlar.
- Bir de maganda takımı var. Tıklım tıklım dolu koylara veya limanlara hızla girip herkesi allak bullak ederler. Yetmiyormuş gibi, koskoca mangal yakıp etrafı kokuturlar.
- Koyları savaş alanına çeviren asıl magandalar ise, bazı Günübirlikçi tekne sahipleridir. Bir bölümü son derece efendidir. Kimseleri rahatsız etmez. Ancak bir kesimi ise, koyların tüm güzelliğini mahveder.
Bu listeyi daha uzatabilirim.
Şu kadarını söyliyeyim ki, önümüzdeki yıl mart ayından itibaren bu düzen değişiyor.
İkinci bir Özal örneği ile karşı karşıyayız.
Muğla valisi Ahmet Altıparmak bu gidişe dur demek kararı aldı ve uygulamanın da arkasında duruyor.
Çevre Bakanlığı ve Denizcilik Müsteşarlığı da, önce itişip kakıştılar ancak sonunda anlaşıp düğmeye bastılar.
Bu koalisyonun Sivil Toplum Örgütü bacağını da, Tezcan Yaramancı’nın Başkanlığındaki TURMEPA çekiyor.
Şimdi hepimize bir görev düşüyor. Bu kampanyaya destek vermek. Yolumuz o koylardan geçerse, düzenlemelere uymayanları uyarmak. Özetle, tabii güzelliklerimize sahip çıkmak.
Bravo Altınparmak’a...
ARTIK ŞU ÖNLEMLERE UYACAĞIZ...
Küçük veya büyük teknesi olanlara ...
Mavi Yolculuğa çıkanlara...
Yabancı teknelere...
Herkese duyurulur. Bundan böyle Göçek ve Bodrum koylarına çıkacak olanlar şu kurallara uymak zorunda kalacaklar:
- Bundan böyle, Bodrum-Göçek koylarına giren veya Muğla İli karasularına giren tüm yerli ve yabancı bayraklı tekneler, Mavi Kart alacaklar. Teknelerin bir nevi kimlik kartı niteliğindeki bu belgeleri tüm marina,liman başkanlıkları veya gümrüklerden elde edebilecekler.Teknenin tüm bilgisi bu karta yüklenecek ve atık kontrolleri bu şekilde gerçekleştirilecek.
- Tekneler koylara yaklaşırken veya liman yakınlarında 6 milde hızlı gidemeyecekler
- Koylara, atık su tankı olmayan tekneler giremeyecek. Atık su tankı olan tekneler de, bunu denize bırakamayacaklar. Bölgede şu anda 30 adet atık alım teknesi veya noktası var. Bu sayı 60 çıkarılacak ve atıklar ancak bu noktalara aktarılacak. Her tekne liman idaresinden, adeta kimlik kartı gibi, Mavi Kart alacak ve atıkları bu şekilde kontrol edilecek. Katı Akıtlar ( çöp vs) ancak belirli yerlere bırakılacak.
- Koylarda ve açıkta mangal yapmak veya yemek pişirmek yasaklanacak.
- Teknelerin ağaçlara bağlanması yasaklanacak, bunun yerine özel bağlama noktalarına konulacak olan mapa’lara ip atılabilecek.
- Koylarda ne kadar bağlanma noktası varsa, o kadar tekne girebilecek, her isteyen her istediği koya bağlanamayacak, alargada bekleyemeyecek ve bir tekne aynı yerde 11 günden fazla kalamayacak.
- Göçek Adası, Yassıca Adaları, Tersane Adası, Kurşunlu Koyu,Salıbük Koyu,Sarsala Koyunun zeminindeki deniz çayırlarını korumak amacıyla, buralara demir atılamayacak, özel olarak yerleştirilecek olan şamandıralara bağlanılacak. 2 inci derece arkeolojik sit alanı sayılan Hamam Koyu, tüm teknelere kapatılacak.
EN BÜYÜK SORUN, GÜNÜBİRLİKÇİLER...
Kusuruma bakmasınlar ancak, Bodrum ve Göçek Koylarının huzuruna Günübirlikçiler bozar. Hele içlerinde öyleleri var ki, sokaklarda gördüğümüz magandaları denizde aratmıyorlar.
Aralarındaki efendileri ve işlerini dikkatli şekilde yapanları, bu sözlerimin dışında tutuyorum. Ancak öyleleri var ki, yaptıkları iş sadece etrafı rahatsız etmekle kalmıyor, denizi de koyu da pisliğe boğuyorlar.
Göreceksiniz, bu yeni düzenlemeye en büyük tepki onlardan gelecek. Ne yapıp edip, “ ekmek paramıza engel oluyorlar” diye bağırıp, uygulamayı engellemeye çalışacaklar. Ankaraya gidecekler, Muğla valisini şikayet edecekler.
Ancak başaramayacaklar.
Disipline girdikleri, kendilerine çeki düzen verdikleri taktirde, paralarını kazanabilecekler, aksi halde koylara giremeyecekler.
Mart ayından itibaren, zaten gidecekleri yerler kısıtlanıyor. Her istedikleri koya giremeyecekler.Gürültü edemeyecekler. Açıkta yemek pişivermeyecekler.
Günübirlikçilerin gidebilecekleri yerler şunlar:
Göçek Körfezi, Göçek Adası Güneyi, Zeytinli Adası, Domuz Adası, Yassıcalar Batı kısmı, Sarsala, Taşyaka, Bıynuzbükü, Günlüklü, Kargılı ve Kille koyları.
Hiç kusura bakmasınlar, Günübirlikçiler de artık kendilerine çekidüzen vermek zorundalar
TURMEPA GÖNÜLLÜ DENETLEYİCİ OLUYOR...
Daha şimdiden duyar gibiyim...
“Boşver abi, bizde böyle yönetmelikler çıkar ancak uygulanmaz. Allahın denizinde kim kimi gözetleyecek ?”diyenler, bu olayı ciddiye almıyorlar.
Eğer denetim gerçekçi şekilde yapılmaz ve sadece polis önlemleriyle geçiştirilmeye kalkılırsa yazık olur. O zaman, göz yummalar başlar ve rüşvet işler.
Resmi denetimi, ilgili tüm kurumlardan oluşturulacak bir komisyona verilecek.
İşte beni korkutan da bu...Bürokrasinin batağında yok olma tehlikesi var.
Bu projenin yürümesi üç unsura bağlı:
1) Tek ümidim, TURMEPA’nın denetleyici olmasa dahi, resmi denetçilere bilgi verecek bir mekanizma kurması. Koylardan en çok yararlanan zenginlerimizin katkılarıyla bir gözetleme ekibi kursalar, ellerinde megafonlarla yasaya uymayan tekneleri uyarsalar, sözlerini dinletemediklerinde resmi denetçileri çağırsalar, bu uygulama yerine oturur.
2) İkinci etken, bizim gibi Mavi Yolculuk yapanlar olacak. Etrafımızdakileri zorlayacağız. Gerektiğinde (mutlaka bir tek şikayet telefonu olmalı) resmi yetkilileri arayacağız. Koylara bizler sahip çıkacağız. Sadece resmi makamlara güvenmeyeceğiz.
3) Üçüncü etken, bürokrasinin birbiriyle itişip yetki kavgası yapmak yerine, atılacak adımları koordineli şekilde ve birlikte gerçekleştirmesidir. Atık alan tekne sayısını 60’a çıkartmak, atık toplayan platformlara destek verip sayılarını arttırmak, ticari tekne ve günübirlikçileri sıkı şekilde denetlemek ve bu uygulamanın başarılı olabilmesi için gereken enfrastüktürü tamamlamak olmalı.
Not: Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler Turmepa’yı (Telefon: (0216) 310 93 01
Faks: (0216) 343 21 77, www.turmepa.org.tr)
Paylaş