Ermenilerin seçim şantajı

18 Mayıs günü, Fransız parlamentosunda bir yasa tasarısı oylanacak.�Eğer kabul edilirse, kim “Soykırım olmamıştır” derse, 1 yıl hapis veya 45 bin Euro’ya kadar yükselen bir para cezasına çarptırılacak.

Böyle bir yasa başka hiçbir ülkede yok.

Ermeni diasporası için Fransa, Avrupadaki en önemli kaledir. 500 bin civarında Ermeni kökenli yaşar.�Fransız toplumunun önemli mevkilerinde yer alırlar. Siyaset, sanat ve medyada çok etkindirler. Nitekim, Soykırım iddialarını 50 yıl önce Fransa’dan başlatmışlardır. Ellerindeki en büyük güç, her seçimde kullandıkları 400 bin civarındaki oy’dur. Yani, bulundukları görevlerin getirdiği etkinliğin yanı sıra, oy gücüyle siyaseti de etkileyebiliyorlar. Hele son yıllarda, oy oranlarının azalması, 400 bin Ermeni oyunun değerini daha da attırdı. Bunun en son örneği de, dört yıl önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşandı.

Chirac, aşırı sağcı Lepen’le ile son başkanlık seçimini sadece 120 bin oy farkıyla kazanmıştı. Böylesine kıl payı bir oylamada Ermenilerin 350-400 binlik oylarının ne kadar önemli olduğunu da tahmin edebilirsiniz.

Ermeni diasporası her seçim öncesinde, özellikle Sosyalist Partiyi arkasına alıp piyasaya çıkar ve açık arttırıma girer.

İşte bu yılda aynı durumla karşı karşıyayız.

400 bin Ermeni oyu uğruna Fransa, 2006-2007’yi (Cumhurbaşkanlığı seçimi 2007’de yapılacak) Ermeni yılı ilan etti ve ünlü yasayı gündeme soktu.

Fransa, Ermeni kökenli vatandaşların 400 bin oyu ile Türkiye arasına sıkıştı.

                                             �*                    �*                    �*

 LELOUCHE: BU YASA KOLAY GEÇMEZ

İstanbul’daki NATO parlamenterleri�toplantısında Fransız siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Pieerre Lelouche’ta vardı.�Cumhurbaşkanı Chirac’ın uzun süre  siyasi danışmanlığını yapan, şu sıralarda yıldızı yükselen ve 2007 seçimlerinin favorisi olarak görülen Sarkozy’nin en yakın isimlerinden biri. Üstelik,�Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen, Türkiye’nin ne olduğunu çok iyi�bilen bir parlamenter. Karşılıklı oturup bu yasayı tartıştık.

Lalouche çok sıkıntılı.

Üzerimize gelen, kriz dolu kara bulutları�işaret etti ve “ Çok tehlikeli. Bu yasanın çok kolay geçebileceğini sanmıyorum. Ancak yine de dikkatli davranmak gerekir” dedi.

Peki nasıl dikkatli davranacağız?

Hele, Türk-Fransız ilişkilerinin tam iyileşme sürecine girdiği, büyük bir “Fransız İlkbaharı” kampanyasının başlatıldığı, yazın Cannes-İstanbul ilk Uluslararası Yelken yarışı düzenlendiği ve Fransız�yatırımlarının rekor düzeye girdiği bir sırada, Fransız sosyalistleri sayesinde beklenmedik bir depremle karşı karşıyayız.

Pierre Lalouche, bu gelişmenin “Fransa’nın Türkiye’ye ve Türklere düşmanlığı”�gibi görülmemesi gerektiğine özellikle dikkat çekti. Unutmamak gerekir ki, Lelouche’ta bir parlamenter. Onun seçmenleri arasında da Ermeniler var. Buna rağmen, oylamaya götürülen yasa taslağının seçim öncesinde Sosyalit Parti ve Ermeni diasporasının ortaklaşa giriştikleri bir adım olduğunu saklamadı.

Fransayı yöneten kadrolar, bu yasanın Türk-Fransız ilişkilerine ne kadar büyük bir zarar vereceğini biliyorlar. Ancak öte yandan da bir gerçeği var.

Lelouche, en büyük tehlikenin “karşılıklı şantajlaşmak” olduğuna inanıyor. Bu tırmanma başlarsa önünün alınamayacağından çekiniyor.

Acaba bu taslak yasalaşır mı?

Lelouche net bir tahminde bulunmak istemedi. “Bundan öncekine oranla, bu defaki yasanın zararı daha yüksek. Bundan dolayı oy vermeden önce iki defa düşünmek zorunda kalınacaktır” dedi.

Özetle, ya seçim hesapları veya uzun vadeli ikili çıkarlar galip gelecek...

                                             �*                    �*                    �*

FRANSA BU KRİZİN BEDELİNİ BİLİYOR MU?

Ermeni diasporasının kuyruğuna takılan Fransız politikacıları, yıllardır bin bir zorlukla inşa edilen dev bir ilişkiyi neden yıkmaya çalışıyorlar acaba?

Bunda bir mantık yok. Sadece, kısır bir oy kaygısından başka neden bulmak zor. Fransayı yönetenler, bu yasa ile hem kendilerine. Hem de Türkiye’ye neleri kaybettireceklerini bilmiyorlar mı? İlişkileri nasıl bir krize doğru götürdüklerinin farkında değiller mi?

Soykırım yasası parlamentoda kabul edildiği taktirde, Türk kamuoyunda doğacak tepkiler ve boykotlardan karşılıklı olarak zarar göreceğiz.

Rakamlar ortada.

Fransa, Türkiye’deki 7 inci büyük yatırımcı ülke. 220 Fransız firmasının burada milyarlarca Euro’luk yatırımı var. Hem kendileri kazanıyor, hem de tam 40 bin Türke iş imkanı sağlıyorlar. Karşılıklı ticaret hacmi yaklaşık 9 milyar Euro. Ayrıca Fransa, Türkiye’deki birçok büyük�projeye de katılmak istiyor.

Uygulanması dahi imkansız görülen, gereksiz iç sorunlar yaratacak bu yasa ile Ermeni diasporasını manen tatmin ederken Türkiye’yi kaybetmeye değer mi?