Paylaş
Türkiye, nihayet tabii güzelliklerinin kıymetini “galiba” bilmeye başladı. Göcek-Dalaman-Bodrumkoyları artık son derece sıkı bir denetime girecek. Doğrusunu söylemeliyim, şaşırdım. Ancak öyle gelişmeler yaşanıyor ki, şaşırmamaya imkan yok.
T.C Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından Fethiye- Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Göcek Körfezi ile Göcek - Dalaman Koyları koruma ve kullanma usul ve esaslarını belirlemiştir. Söz konusu koruma ve kullanım esasları 2872 sayılı Kanunla Değişik 9. ve 21. maddeleri ile 383 sayılı KHK hükümlerine istinaden hazırlanmıştır. Koruma ve kullanma usul ve esasları bugünden itibaren yürürlüğe girecektir.
Nasıl memnunum tahmin edemezsiniz.
Bu uygulamalar, büyük olasılıkla 2010 yılı içinde başlayacak. Engellemek, hiç değilse geciktirmekiçin ayaklanmalar olacak. Örneğin, bazı yeni bitme ve tabii görgüsüz zenginlerimiz, yatlarıyla istedikleriniyapamayacakları için ayaklanacaklar. Bunların yanı sıra, günlükçü diyeadlandırılan tekneler taşlı sopalı eylem düzenleyecekler.
Kim ne kadar direnirse dirensin, bu kararların uygulanması ülkenin en değerli tabii güzelliklerinin yok olmamasınısağlayacak.
Geçenlerde Hırvatistan kıyılarını dolaştım. Harika deniz, nefis ve tertemiz kıyılar. Attığınız her adımda para ödüyorsunuz. Öylesine sert kurallar konulmuş ki, bırakın etrafınızı kirletmeyi, istediğiniz yere ne demir atabiliyor, ne de bağlanabiliyorsunuz.
İşte Göcek-Dalaman-Bodrum kıyıları da böyle olacak. Üstelik, uygulama denetimi de, Türkiye’nin en prestijli sivil toplum örgütüDENİZ TEMİZ’eTURMEPA’ya bırakılacak. En doğrudiğer bir karar da bu.Rahmi Koç’un onursal başkanı, Tezcan Yaramancı’nınBaşkanı olduğu TURMEPAtarihi bir göreve soyunuyor.
KOYLARDA ARTIK İSTEDİĞİMİZİ YAPAMAYACAĞIZ
Mavi Yolculuk yapanlar, özel yatlar veya Günlük teknelerle Göcek-Dalaman-Bodrum koylarına gidenler yıllardır hep aynı manzaralarla karşılaşırlar.
- Kıyıdaki canım ağaçlara bağlanılır veya önüne gelen her yere demir atılır...
- Tuvaletler ve pis sular denize bırakılır...
- Kıyılarda piknik yapılıp, tüm çöp orada bırakılıp gidilir...
Artık bu dönem kapanıyor.
Bakın, hazırlanan önlemlerden bazıları neler:
- Koylara atık su tankı olmayan teknelerin girmesi yasaklanıyor.
- Koylarda artık ağaca bağlama yok. Bağlamanoktalarına (mapa,iskele,marina) bağlanılacak.
- Koylarda açıkta yemek pişirmek yasaklanıyor.
- Her tekne atık sularını atık alım teknesi veya tesisine vermek zorundadır.
- Hamam Koyu tekne girişine kapatılmıştır.(II.derece arkeolojik sit alanı)
- Ticari gemiler 08:00-23:00 saatleri arasında seyrüsefer yapamayacak, koylara hiçbir şekilde giremeyecekler.
- Göcek Adası,Yassıca Adaları içi ve çevresi ve batısı, Tersane Adası, Kurşunlu Koyu, Sıralıbük Koyu, Sarsala Koylarında deniz çayırlarını korumak amacıyla demirleme yapılamayacak. Kıyıdaki mapa’lar veya şamandılara bağlanılacak.
- Günübirlik gezi tekneleri Göcek Körfezi, Göcek Adası güneyi, Zeytinli Adası, Domuz Adası, Yassıcalar Batı Kısmı, Sarsala, Taşyaka, Bıynuzbükü, Atbükü, Günlüklü, Kargılı ve Kille koylarına girebilecekler, onların dışındaki koylara giremeyecekler.
-Koylarda bağlanan tekneler aynı yerde en fazla 11 gün kalabilecekler.
GENELKURMAY : KIBRIS’TA GEREKENİ YAPIYORUZ
Bu köşede yayınlanan, Kıbrıs’taki kilise ve mezar tahribatlarıyla ilgili Amerikan kongresindeHelsinki grubunun yaptığıaçıklamaya ilişkin yazı üzerine Genelkurmay Başkanlığı Halkla İlişkiler bölümü bir düzeltme yaptı.
KKTC’de, askeri bölgelerde 47, diğer bölgelerde de 357 küçüklü büyüklü kilise bulunduğu ve bu konuda gereken duyarlığın gösterildiği, ancak asıl çözümün, bir türlü çalıştırılamayan “Kültürel Miras Teknik Komitesinde” olduğu, TSK’nın başkaca birşey yapamadığı belirtildi.
ULUHAN ATAÇ MİMARLIKTAN HEYKELTRAŞLIĞA
Arkadaşım Uluhan Ataç yıllar önce Almanya’da mimarlık okudu. Aliminyum konstruksiyon üzerineçalıştı. Derken iç mimariye el attı, onda da başarılı oldu. Birgün "Yetti" diye bağırıp Bodrum'a yerleşti. İçindenmüthiş bir yetenek çıktı ve kadın heykelleri yapmaya başladı. Sanatını geliştirmek icin Floransa ve Küba'yabile gitti.
Uluhan yarın Bodrum Yalıkavak Marina’da G-Mall sponsorlugunda 3üncü sergisini açıyor. Tabii ki serginin adı "Kadinlar 3". Kadın büstleri, torsolar Uluhan'ın ne kadar değişik bir heykeltraş olduğunu gösteriyor.
Ve tabii ki,ilk iki sergisinde olduğu gibi satışlardan gelecek geliri Uluhan, Anne Çocuk Eğitim Vakfına (ACEV) bağışlıyor.
Bravo Uluhan!
İLK SANAT TV’Sİ EKAVART 1 YAŞINDA
1 Ağustos 2008’de“Sanatla Randevunuz var” Sloganı ile yola çıkan Ekavart tv (www.ekavart.tv) Türkiye’de online sanat televizyonu kavramıyla bir ilki başarmışdı.
Her gün binlerce sanatseverin takip ettiği Ekavart tv ’de en özel ve güncel sergiler, çarpıcı röportajlar, müzeler ve sanat fuarları, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen sanatçıları ve haftanın sanat haberleri bir tıkla izleyebiliyorsunuz.
Genç sanatçıların resim, video art ve performanslarını özgürce sergileyebilecekleri bir platform olan ekavart tv, interaktif yapısıyla sanatın her dalından yüzlerce videonun yer aldığı, zengin bir görsel arşiv özelliği de var. Bur deneyin, memnun kalacaksınız.
İKİNCİ HANIMEFENDİ
“Karanlık” adlı bir belediye mühendisi, “Temiz İşçi” adlı bir kiralik katil. Devlet Bakanının başı örtülü metresi “İkinciHanımefendi”, “Hırçın”adlı bir gazeteci kız, Fethullah Gülen'den ilhamlanmış bir Şeyh ile anadan doğma gezen bir kahin “Çocuk” ile bir kitabın ne ilişkisi olur diye merak ediyorsanız Bülent Sağlam'ın yazdığı "İkinci Hanımefendi" adlı kitabını bu yaz plajda okuyun. Günümüzde geçen birçok olay pek de gizlenmeden yazılmış.İçinde tanıdıklarınızda olabilir, dikkat!
BİR SÜRE İÇİN BENİ AFFEDİN...
Çor zorlu bir yıl geçti. Üstüme aldığımsorumluluklar, bunları başarabilmek için gerekençalışma temposu epey yordu. Hele önümüzde yepyeni bir sezon var. Bir yandan CNN TÜRK’en genel yönetimi, öte yanda Kanal D Ana haber, 24 üncü yılını yaşayan32.GÜN programı venihayetPOSTA’da sizlerle buluşmaköşesi... Bütün bunların altından kalkabilmek kolay değil. Bugüne kadar çok iyi sonuçlar aldık. Bundan böyle daha da fazla çalışıp, daha fazla iş çıkarmak zorundayım. Bundan dolayı, birkaç haftadinlenmek, günlük yaşamımı değiştirmek sitiyorum.
Yakında tekrar görüşmek üzere, bir süre için izin istiyorum.
LES OTTOMANS’A BÜYÜK ONUR
Türkiye'nin gözde otellerinden Les Ottomans, 16'ncı Geleneksel Dünya Seyahat Ödülleri'nde 4 dalda birden ödüle layık bulundu. 2009 yılında Avrupa'nın en iyi Butik, Resort ve SPA Oteli olarak seçilen Les Ottomans Otel, aynı zamanda Türkiye'nin en iyi Butik Oteli olarak da belirlendi. Les Ottomans Otel, 17 Ekim'de Portekiz'de düzenlenecek gala gecesinde Türkiye'nin gururu olarak ödüllerine kavuşacak.
Bu arada gala gecesi, Les Ottomans Otel Genel Müdürü Ahu Aysal Kerimoğlu için çifte kutlamaya sahne olacak. Aysal, ödül gecesinde hem son yıllardaki ciddi yatırımlarla eşsiz benzersiz turizm tesislerine sahip olan Türkiye'ye yeni ödüller kazandırmanın keyfini yaşayacak hem de doğum gününü kutlayacak...
LOWRY’DEN NEFİS BİR ÇALIŞMA
Amerika’nın en prestijli Princeton üniversitesinde 1993’den beri Osmanlı ve Modern Türk tarihi profesörü olan Heath Lowry, yazdığı eserlerle Osmanlıları tanıtan bir "Türk dostu". Aslen Amerikalı ancak kafası ve düşüncesi Türk... Şimdi de Bahçeşehir Üniversitesi 2008 yılında İngilizce çıkardığı "Osmanlı döneminde Balkanların sekillenmesi1350-1550, Kuzey Yunanistan'ın fethi, iskanı ve altyapı gelişmesi" adlı eserini bize kazandırdı. Lowry, ayrıca bu yıl "In the footsteps of the Ottomans-a search for sacred spaces and monuments in Northern Greece” (Osmanlıların izinde- Kuzey Yunanistanda kutsal alanlar ve anıtlar arayışı) adlı yapıtını çıkarttı. Birbirini tamamlayan her iki eser Kuzey Yunanistan'da neler yaptığımızı, geride ne kaldığını (içler acısı!) çok iyi anlatıyor. Geride kalanların birçoğunun simdi %75 Avrupa Birliği, %25 Yunan fonlarıyla nasıl restore edildiğini de anlatıyor. Kütüphanenizde mutlaka bulundurun. Çok teşekkürler Heath ve çok teşekkürler Bahçeşehir Üniversitesi...
Paylaş