Paylaş
Bu yazdıklarıma Galatasaray’lıların bir bölümü çok kızacaklar. Lütfen kızmayın. Zira gerçekten ateş püskürüyorum ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Cumartesi akşamı maçtaydım ve baştan sona kadar, Fenerbahçelileri gıptayla izledim. Onlara gıpta ettiğim oranda da GS’ı bu duruma düşüren beceriksiklik abidesi yöneticiler ve futbolculara sinirlendim, kinlendim.
Futbolcular ve Yöneticiler, Teknik adamlar, artık yılların verdiği kaşarlanmışlıkla aynı şeyleri hissetmeyebilirler. Onlar için geçen Cumartesi akşamki maç, yüzlercesinden biri sayılabilir. “ Canım çokta abartmayalım, eninde sonunda bu bir futbol maçı. Bugün sen kazanırsın, yarın başkası…” diye işi hafife alabilirler. Ancak bizim gibi taraftarlar başka düşünüyorlar. Cumartesi akşamı o yöneticiler, o futbolcular bizleri FB stadına gömdüler. Bizi küçük düşürttüler. GS’ın pırıltısını kaybettirdiler. Neresinden bakılırsa bakılsın, suçlular, sorumlular ve bunu unutmayacağız.
Cumartesi günü, hepimizin kalbinde bir final maçı oynandı.
Doğal olarak GS’ın FB’yi yenip Şampiyon olmasını veya hiç değilse eşit geçmesini , bir beraberlik, hiç değilse kazara girmiş bir kaza golünü bile
Ancak bu kadarını beklemiyorduk
Fenerbahçe, Galatasaray’ı sürklase etti. Ezdi geçti. Bir ara sonucun 7-0 ‘a gitmesinden korkar olduk.
Önümüzdeki haftalarda, FB kazara puan kaybedip elinden kaçırsa dahi, benim için bu yılın esas Şampiyonu artık FB’dir.
Bunları yazarken içim sızlıyor. ancak her yönüyle Şampiyonluğu hakkettiler.
FB’lileri tebrik ederim.
GS’lı yöneticiler ve futbolcuların da, hiç değilse bir süre etraflarda görünmemelerinde yarar var.
FB stadını gıptayla izledim.
Neden benim böyle bir yerim yok, neden benim beceriksiz yöneticilerim bu işin altından kalkamıyorlar, diye kendi kendime homurdandım.
Tribünler kıpır kıpırdı. Buna rağmen, 2500 GS taraftarı yine de arslanlar gibiydiler. Ezilmediler, o mahşerin içinde yok olmadılar. Skor 4-0’I gösterirken bile takımlarını alkışladılar.
FB takımının oynadığı oyunu gıptayla izledim.
Maçı almak için çıktıkları hemen anlaşılıyordu.
GS ise her haliyle beraberliğe yatmıştı. Sorarım sizlere Hasan Şaş’ın dışında hangisi bir varlık gösterebildiler ? Kısa sürede yok oldular. Dua etsinler ki, 4 yerine 7-8’e yükselen bir skordan kıl payıyla kurtuldular. Şansları vardı.
Tabii bu arada söylemeden geçemeyeceğim bir nokta da, bazı FB’lilerdeki GS nefreti…Bizzat yaşadığım için, gözlerimle gördüm. Uğur Dündar ile otururken , hem de stadın en pahalı tribünündekilerden çıkan galiz küfürler korkunçtu.
Maç bittikten sonra, seyircilerin eğlencesine de gıpta ettim.
Neden biz yapamadık diye, kıskandım.
İşte böylece içimi döktüm.
Rahatladım.
Ancak GS yöneticileri çok iyi bilmeliler ki, taraftar Kanlı Cumartesiyi kolay kolay unutmayacaktır. Bundan sonra maçlar eskisi gibi dolmayacak ve Sarı Kırmızılılar bu kırgınlıklarını üstlerin atamayacaklardır.
AFERİN POLAT’A…
Maçtan sonra en yürekli ve GS’a yakışan açıklamayı Adnan Polat yaptı. “ FB iyi oynadı ve kazandı.Tebrikler” dedi. Doğrusu buydu. Suçlayacak ne hakem vardı, ne kötü hava şartları , kötü şans veya beklenmedik sakatlıklar vardı. Söylenecek tek sözü Polat söyledi. Ancak bundan sonra Polat dahil, yönetim kurulundan GS’ı bugün düştüğü durumdan kurtaracak adımlar atılmasını bekliyoruz.Çok iyi bilmeliler ki, taraftar çok kızgın ve kırgın…
Paylaş