Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün son dönemlerde siyasi parti Başkanı gibi çalışıyor. Merak ediyorum, görüşleriyle Ankaralı tüccarların çıkarlarını mı savunuyor, yoksa kendi siyasi geleceğini mi hazırlıyor?
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün bir zamanlar medya’nın çok aradığı bir isimdi. Aykırı görüşleri, farklı tutumları, ilginç raporlarıyla sıra dışı bir Başkan portresi çizerdi. Kibarlığı, sevecen yaklaşımıyla hemen her programa konuk olurdu.
Ancak son dönemlerde bu durum değişmeye başladı.
Aygün’ün hazırlattığı bazı raporların doğruluğu tartışılır oldu. Daha da önemlisi Aygün giderek, ATO Başkanlığı yerine bir siyasi parti Başkanı gibi hareket etmeye başladı.
Aygün, seçimle gelmiş bir Başkandır ve onu seçenler memnun oldukları sürece istediğini yapabilir, istediği görüşleri seslendirir. Ancak son zamanlardaki bu tip faaliyetler birçok ATO üyesini rahatsız etmeye başlamış olacak ki, e-mail ve telefonlarla şikayetler yağıyor. ATO adına benimsediği tutumların, Ankara ticaret çevrelerinin önemli bir bölümünün çıkarlarıyla çeliştiği belirtiliyor.
Sinan Aygün Türkiye’nin AB’ne katılmasına kesin karşıdır. AB’ye tam üyeliği kapitülasyon olarak görür. Görmekle kalmaz sayısız istatistik, rapor ve kitaplarla uzun süredir de bir kampanya sürdürür.
Şimdi akla şu sorular gelmiyor mu?
Bu tutum, Türkiye’nin AB’ye girmesiyle birlikte genişleyecek olan ticari ilişkilere, yani Ankaralı ticaret erbabının çıkarlarına ters düşmüyor mu? Yoksa, Ankaralı ticaret kesimini oluşturanlar Türkiye’nin AB üyeliğine karşı mı çıkıyorlar?
ATO’nun yönetim kurulunda bulunduğu TOBB, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için büyük mücadele verirken, ATO’nun uyguladığı ve giderek sertleşen kampanyadan rahatsız olmuyor mu?
Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü savunan Aygün, ATO’yu neredeyse Denktaş’ın kalesi durumuna sokarken, üyelerinin onayı ile mi hareket ediyor, yoksa kişisel tercihlerini mi sergiliyor? Sevgili Aygün, Kıbrıs’ın Annan planı çerçevesinde AB’ye girmek yerine, Türkiye’ye ilhak edilmesini ve bir İl statüsüne sokulmasını önerirken, böyle bir olasılıkta karşılaşılacak Uluslararası tepkileri ve bu tepkilerin ülke ekonomisine getireceği büyük zararları görmüyor mu, yoksa görüyorda sırf popülizm adına mı hareket ediyor?
Tabii bütün bu kaygılı mesajların temelinde bir ana soru yatıyor: Sinan Aygün ATO Başkanlığını, görüşlerini paylaşan (MHP veya İşçi Partisi gibi) bir partiyle siyasete açılmak için mi kullanıyor?
Bunu istemek ve yapmak tabii ki hakkıdır. Ancak sürdürdüğü kampanyalar ATO Başkanlığı ile bağdaşmadığı gibi, Ankara ticaretine de zarar tohumları ekmektedir.
İşin o yanını da artık ATO üyesi Ankaralı tüccarlar düşünsünler.
* * * RUSYA İLE İLİŞKİLER DERİNLEŞİYOR...
Şu günlerde Ankara’da önemli bir konuk var: Sergey V. Yastrjembskiy.
Putin’in gözü kulağı ve sesi.
Başkan’ın sözcüsü.
Gazetecilikten gelmesinin verdiği bir rahatlıkla olacak, Rusya’nın yeni yönetici kadrolarında görülmeye başlanan açık sözlülük ve vizyon’un en tipik temsilcilerinden biri.
Konuşmaya başladığı zaman, eski dönemlerden kalma Rus bürokratı prototipini yok eden bir kuşakla karşı karşıya olduğunuzu hemen anlayıveriyorsunuz. Kelimeleri çiğnemiyor, sizi memnun etmek için gereksiz süslü cümlelerle konuşmuyor. Ankara’da Türk Demokrasi Vakfı’nın düzenlediği “Avrasya Bölgesinde İşbirliği” konulu konferansdaki yaklaşımı da bunu gösteriyordu.
Yastrjembskiy, ile konuşurken, hemen yanıbaşımızdaki bu dev ülkeye medyamızın gereken önemi vermediğini düşündüm.
Gazıyla, Türkiye’nin büyük enerji gereksinimini karşılayan, Türk iş adamlarının en büyük yatırımlarını barındıran ve tutumuyla bölgede son derece önemli bir istikrar unsuru olan Rusya Federasyonu ile yeterince ilgilenmiyoruz. Oysa Rus Devlet Başkanının, Türkiye ile ilişkilerden söz ederken kullandığı yeni formül “Çok Boyutlu Ortaklık” kelimeleriyle yansıtılıyor.
Bütün bunlara rağmen biz yayınlarımızda Rusya’ya, Avrupa ülkeleri kadar yer ayırmıyoruz. Oysa tam aksini yapmamız gerekiyor.
Yastrjembskiy, ile konuşurken bu gerçekleri yeniden hatırladım.
* * *
(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)