Yakmadan söndürdüğün sigara çevre sağlığına katkıdır!

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu bana ilk söyleyen rahmetli babamdı. Günde dört paket Bafra Maadin içerdi, üç kere mide kanaması geçirmişti.

Sonra bıraktı. Uzun yaşadı.

* * *

Otuz sekiz senedir, günde, ortalama 4 paket sigara içerim...

Eşimi sinemaya götürecektim... Araba kullanmanın, hem bedensel, hem ruhsal sağlığa zararlı olduğunu bildiğim için, profesyonellere de son derece güvenim olduğu için, taksiye bindim.

Bizim eve çok yakın dörtyol ağzında, benim oturduğum tarafa, yemek servisi yapan, debbağhaneye (tabakhaneye) bok yetiştiren bir minibüs bindirdi. Dört kere yan döndük...

480 milyonluk arabada 280 milyonluk hasar vardı.

Arabadan nasıl çıktığımı bilmiyorum... Hastaneye yetiştirdiler beni...

Kırık-çıkık yoktu, ezik-büzük vardı.

‘‘Hazır gelmişken, akciğer roentgeni de çekelim!’’ dediler. Sigaranın zararlarını çok iyi bildiğim için ürktüm. İstemedim, ama, zorla çektiler.

Doktorun yüzünde gülücükler açtı. ‘‘Ölçülü sigara içmenin faydaları hocam!’’ dedi, ‘‘Ciğerleriniz tertemiz...’’

Önce şaşırdım, sonra sunturlu bir küfür savurdum...

‘‘Roentgen filmlerini mi karıştırdınız, yoksa banyolar mı hatalı?’’

Bir daha girdim. Yine temiz çıktım. ‘‘Yak bir cigara!’’ dedim...

Doktorla yakıştık.

En çok sigara içen iki meslek grubundan biri gazeteciler, öbürü doktorlardır.

* * *

Bu sabahtan itibaren, ‘‘sigara yasağı’’ başladı Türkiye'de...

Patlıcangiller (Solanaceae) familyasının Nicotiana cinsinin, özellikle de Nicotiana tabacum'un umûmi yerlerde yakılıp tüttürülmesine yasak koyduk...

Çevre kirleniyormuş... ‘‘Yasaklama’’ hayırlı olsun!

Etrafı pisletmek, çevreyi kirletip zehirlemek içgüdüseldir.

Girdiğimiz yerde kapı kapatmayız, açık kalır.

Koronder olur, nüfusun % 4'ü zatürreeden gider... ‘‘Çadır kültürü’’ ne de olsa... Ev kapısı insan eliyle kapatılır. Çadır kapağı kendiliğinden kapanır.

* * *

‘‘Paspas’’ niye icat oldu?

İnsanlar ayaklarını silsin, evin içine mikrop taşımasın diye...

Biz ne yapıyoruz?

Gelip geçen it-kopuk takımı çalsın diye, kapıya bırakıyoruz...

* * *

İnsanlarımızı kötü alışkanlıklarından korumak için seferber olan Prof. Orhan Kural zontalardan (‘‘magandanın Travolta dinlemişi’’) dayak yedi.

Siirt Mücadele gazetesinin 5-6 yıl önceki bir sayısı var önümde...

İlkokul öğrencisi, ‘‘gönüllü çevreci’’ bir kızımızın dramatik öyküsü...

Çevreye, temizliğe sahip çıkan arkadaşlarıyla beraber, Siirt valisi Naci Parmaksız'la belediye başkanı Ekrem Bilek'e gitmişler, başlarının etini yemişler, ‘‘topyekûn temizlik kampanyası’’ başlatmışlar...

Çocuklar, ‘‘gönüllü çevre zabıtası’’ görevi yapıyor. Yere ‘‘hakktuuu’’ diye tüküren birine yaklaşmış çocuk... Kibarca, ‘‘Amcacığım, yere tükürme, çevreyi temiz tut, yeşili koru!’’ demiş...

‘‘Olur yavrum, yere bir daha tükürmem!’’ demiş...

Kızın yüzüne tükürmüş, bir de tokat atmış...

* * *

Yasaksız yaşamayı da yakında öğreneceğiz elbette...

Yazarın Tüm Yazıları