Paylaş
Güneş tutuldu, dünyamız karardı. Deprem oldu, dünya başımıza yıkıldı. Suların doğru-dürüst akmayı beceremediği bir ortamda, her tarafı sel suları götürdü. Başımıza, taştan da öte, enkaz düştü.
Başka ne gibi felaketler olabilir?
Bayrampaşa cezaevi mi, dingonun ahırı mı?
Herkes birbirini vurdu.
Başka ne olabilir?
Ajda sinirlenmiş... Kime? Ciguli'ye...
Ciguli de ona öfkelenmiş... Binnaz'ı tanımıyormuş...
Niyeymiş asabiyetleri?
Ne biliiyymmm ben!
* * *
Deprem yardımları yerine gitmiyormuş... Banka hesaplarına yatırılan paraların üstüne bazı bankalar yatıyormuş...
Benim memleketim uyanıksa, bankalar daha uyanıktır.
Kızılay kötüymüş...
Hacc'a bisürü ambulans gönderirken, iyiydi, hoştu, şimdi mi kötü oldu?
* * *
Amerika-Türkiye-KKTC...
İlginç bir üçgen... Bir hafta onu konuşuruz... Netice çıkmaz, ama, ağzı olanın gonuştuğu ülkede, dillere, ağızlara bereket...
Peki, Sayın Cumhurbaşkanı'nın görev süresi bittiğinde, yerini kim alacak?
Üç görüş var bu konuda...
1 Baba oturaklıdır, birkaç zaman daha yerinde otursun, anayasayı değiştirelim... Bülent Ecevit olabilir mi? Son derece anlamsız bir ‘‘tahsil şartı’’ yüzünden anayasaya ters düşebilir, ama, bura Bolu, herbişi olur.
2Dışarıdan biri ossun mu? Olabilir. Ya eski yargıçlar, ya emekli askerler...
3 Mevcut partilerin fiili veya hukûki liderlerinden biri olabilir mi? Elbette olur. Seçmece bunlar... Altans, Mesuts, Tansus, Devlets, Ecos, Necos, Recais...
* * *
Hayatımda ilk defa internet'e girdim...
Dost-düşman mesajlar vardı.
‘‘Eline, ağzına, diline, kalemine sağlık!’’ diyenler azınlıktaydı.
‘‘Ne kadar iğrenç, adi, pespaye bir üslûbun var!’’ diyenler çoğunluktaydı.
* * *
Gündemi yakalamak isterken, kimini memnun, kimilerini mutsuz edersin...
Gazetecinin kaderi bu... Ben gündemi yakalamaya çalışıyorum...
Gündem ne?
Deprem tokatçılığı mı?
Turistik ABD gezisi mi?
Kıbrıs mı?
Dijital kıyamet mi?
Kış şartlarına dayanıklı Sibirya çadırı mı, yoksa prefabrike yapı mı?
Cimbom şampiyonlar liginde ne yapacak?
Eski baba mı kalacak, yoksa yerine bibaşka babayı mı bulacağız?
Sittibaba tekkesine dönen cezaevleri mi?
Satanist-matanist muhabbeti mi?
Uyuşturucu tüccarı olarak gözaltına alınıp, emniyet binasının altıncı katından atlayan mı, itilen mi?
Af mı?
Çetelerin ‘‘rant paylaşım savaşları’’ mı?
Koalisyondaki fay çatlakları mı?
Kendileri kriz geçiren ‘‘kriz masaları’’ mı?
* * *
Yoksa, artan enflasyon hızı ve uzayan kuyruklar mı?
Asıl ve birincil önemdeki gündem maddelerini unutmakta, unutturmakta, zaman kazanmaya çalışmakta üstümüze yok...
Ben yazınca kötü oluyorum nedense...
Paylaş