Paylaş
CUMHURBAŞKANLIĞI forsumuzdaki 16 yıldız, kurduğumuz 16, yıktığımız 15 Türk devletinin sayısal simgesidir. Yıkılanlar önemli değil...
Bir ölür, bin diriliriz...
Neyse, mesele o değil... Biz devlet kurup yıkarken, Almanlar mağaralarda yaşıyordu. Ama, boynuz kulağı geçti.
Onlar çağ atladı, biz hálá F-Tipi Cezaevi meselesini tartışıyoruz.
Hitler faşizminden kaçan dünya çapındaki bilim adamlarından feyz aldık, modern üniversitelerimizi kurduk, modern şehirciliği öğrendik.
Hitler ırkçılığından işkillenen bazı Almanlar, hem atom bombasını, hem izafiyet teorisini uygarlığa armağan ettiler.
Bismarck'tan beri ‘‘ulusal birlik’’ arayan, ama, ‘‘lebensraum’’ (hava almak için geniş alan) ararken iki dünya savaşı çıkarıp ikisini de kaybeden Almanlara, aslında, hem hayranlığımız vardır, hem katkımız...
* * *
Enver Paşa Alman hayranıydı. 1913 yılında, ‘‘dost ve müttefik’’ Almanya'nın savaş sanayiine katkıda bulunmaları için, oraya 26.000 Türk işçi gönderdi.
Hitler'in Yahudi paranoyası depreştiğinde evler basılıyor, ‘‘Donlarınızı indirin!’’ komutu veriliyordu.
Müslümanla Yahudinin ortak özelliği ‘‘sünnetli’’ olmalarıdır.
Oradaki yirmi altı bin gurbetçi savaş sanayii işçisinin dörtte üçünü kaybettik. Ya gaz odalarında, ya yerinde infazla...
Dedim ya, boynuz kulağı geçti, onlardan çok şey öğrendik, edindik.
Şimdi, onlardan, F-Tipi Cezaevleri modelini öğreniyor, benimsiyoruz...
Baader-Meinhof terörünü dayamalı-döşemeli, özel odalı cezaevlerinde hál ettiler. Almanya'nın gaz odalarından esinlenen Ulucanlar Katliamı ders oldu bize... Çağ atlamak için, herkese tek oda veriyoruz artık...
Hocamız Almanya'dır, ders alıyoruz, örnek alıyoruz...
* * *
Baader-Meinhof'un almancası Rote Armee Fraktion, yani kızılordu fraksiyonuydu. Kendisini ‘‘solcu’’ zanneden bir eylem grubuydu. Başlarında Andreas Baader (d.1943-ö.1977) ve Ulrike Meinhof (d.1934-ö.1976) vardı.
Eylemlerine banka soygunlarıyla başladılar. Özellikle Amerikan üslerine yönelik bombalama ve kundaklamalarla gündemde kaldılar.
1976 yılıydı galiba... Uluslararası işbirliğine girdiler, filistinli gerillaların kaçırdığı Air France uçağına lojistik destek verdiler. İsrail'in ünlü Entebbe Baskını'yla sonuçlandı bu olay...
Hapse girdi çoğu...
Ama, Almanya'da ‘‘koğuş sistemi’’ olduğu için, tünel kazıp kaçmışlardı.
Devletin adaleti ve güvenlik güçleri o koğuşlara giremiyordu.
Tekrar yakalandılar. Almanya ‘‘cezaevi reformu’’ yaptı. Tek kişilik hücrelere yerleştirildi hepsi... Bizdeki F-Tipi Cezaevi benzeri bir yere...
* * *
1976'nın sonuydu. Ulrike Meinhof tek kişilik hücresinde ölü bulundu.
Eşarp, bel kemeri ve jartiyeriyle su borusuna asmıştı kendisini...
Gerçi başka darp izleri de vardı vücudunda, ama, tek kişilik hücrede olur böyle şeyler... Herkes dilediğini yapmakta özgürdür.
Pişmanlıktan intihar eden Meinhof'tan sonra, Andreas Baader ve üç arkadaşı, F-Tipi müstakil hücrelerinde ölü bulundu.
Dördü de tabancayla intihar etmişti.
Aaaaa! Ne tesadüf? İntihar etmek için aynı günü, aynı saati seçmişlerdi.
O kadar tabancanın tek kişilik hücrelere nasıl girdiğini sormadı Almanlar... Ama, Baader'in otopsi raporu ilginçti.
Ense köküne iki, şakağına üç kurşun sıkmıştı intihar ederken...
Ne sabır, ne ustalık, ne dayanıklılık ammaaa!
* * *
F-Tipi Cezaevi modeline karşı çıkanlara bir çift sözüm var.
Bunca seneden sonra Alamanlaştıramadıklarımızdan mısınız?
F-Tipi Cezaevi modelini savunanlara da bir çift sözüm var.
Özenilen Alman tarihine bir daha bakın...
Vakti gelir, yargısız infazların hesabını sorarlar adamdan...
Paylaş