Paylaş
Çoğunluk savunma ağırlıklı kadroya bir anlam veremedi. Kimine göre, Denizli fantazileri bir kenara iterek, derbinin koşullarına uygun bir kadro ile çıkmıştı sahaya...
Yedekler listesine göz atanların feryadı ve gürültüsü ise, diğer yorumcuları bastırdı...
Tello, Holosko ve Bobo böyle derbide kulübeye hapsedilmez!
Hadi, onların açıkça söyleyemediğini ben haykırayım...
Nerede kaldı Mustafa hocanın cesareti!
Bu, işin bir yönü. Hemen diğer yakasına geçiyorum. Bir bakıma yadırganan ve biraz da eleştirilen kadro Cisse’nin kırmızı kartına dek, hiç sırıtmadı.
F.Bahçe’ye oynayacak alan bırakmadı. Topu iyi kullandı, pozisyon yaratmakta hiçbir sıkıntı yaşamadı.
Böyle bir takım yine de Cisse’nin kırmızı kartından önce iki kez yenik duruma düştü ve iki gol yedi. Beşiktaş’ı bildiğim için hiç yadırgamadım. Ve yediği ikinci golden sonra aklıma Mustafa Denizli ile yorumculuğu döneminde yaptığım kısa bir söyleşiden bazı cümleler geldi...
Denizli, Olimpiyat stadındaki Belediyespor maçından önce Beşiktaş’ın iyi bir kadro yapısına sahip olduğunu söylemişti. Ben, sevgili Denizli’ye hemen bir endişemi aktardım...
Hocam, Beşiktaş savunmasını Belediye’nin hızlı adamları karşısında bir izle. Kadro zengin de ya gerisi!
* * *
BEŞİKTAŞ’ın yediği iki golden sonra bu konuşmayı hatırladım. Bir takım derbide böylesine kolay iki gol yiyorsa... Ağzı ile kuş tutsa, maçı çeviremez, skoru değiştiremez.
Bir de Cisse’nin kırmızı kartı eklenince!
Laf karta gelmişken,Bünyamin Gezer’e bir soru soracağım...
Sevgili hocam, iki sarıdan ilki biraz abartılı değil miydi?.
Soruyu çevirip şöyle de sorabilirim...
Maç İnönü’de oynansaydı, iş kırmızı karta kadar gider miydi?
Yine maça ve savunmaya döneceğim. Ve diyeceğim ki...
Beşiktaş savunması bu hataları ile Denizli’nin tüm planlarını alt üst edebilir.
Hatta ve hatta...
Beşiktaş’ın tüm umutlarını yıkabilir!
Bir adım daha atıp yine diyeceğim ki...
Bu savunma ile yola çıkarsan, bir arpa boyu yol alamazsın sevgili hocam!
Paylaş