BOBO’nun beklenmedik golü bulunmaz bir fırsattı. Derbilerde, hele Kadıköy’ün gürültüsünde erken bir gole kavuşmak, çalgılı gazinoların halk matinelerinde koltuk kapmak kadar değerlidir.
Beşiktaş bu koltuğu kaptı... Sonra Fener’in golüne kadar kaptığı koltukta derin bir uykuya daldı. Oysa, iki gol arasındaki 20 dakikalık süre Beşiktaş’ı daha farklı bir skora taşıyabilirdi...
Beşiktaş, böyle bir cesareti gösteremedi. Geriye yaslanarak, pasif bir kimliğe büründü. Egemenliği ve sahayı F.Bahçe’ye bıraktı.
Bu, derbide düşünülecek en saçma bir davranıştı. Vebalini de yediği golle ödedi. F.Bahçe’yi yüreklendirmenin anlamı neydi, çözemedim.
Derbilerde bencillik olur mu?
Bobo, böyle bir suç işledi. İlk yarıda boş pozisyonda ve pas almak için yırtınan Burak Yılmaz’a kulak asmayıp, topu kaleye şutlaması, bir egoizm çılgınlığıydı.
Her şeye karşın Beşiktaş, skoru etkileyecek ve kaderini değiştirecek fırsatlar yakaladı. 72.dakikada yine Bobo’nun ceza sahası içinde Volkan’ın ellerine yuvarlığı top, ikinci yarının en net pozisyonuydu.
Derbide böyle bir fırsatı harcarsan, kaderine de boyun eğersin!
* * *
BEŞİKTAŞ savunması, duran toplardaki acemiliğini yediği ilk golde yine tekrarladı. Kornerden gelen topun, o kalabalıkta Deivid’in kafasına kadar uzanması, savunma ailesinin hep tekrarladığı basit bir hataydı.
Beşiktaş’ta sonucu etkileyecek isimler, daha fazla sorumluluk alabilirdi. Delgado, bu oyunda yalnız kaldı. Onun gibi düşünecek ve iş ortaklığı yapacak isimler oyunun ofansif yönünde silik kaldı.
Oysa, Delgado moral ve fizik yönden derbiye hazırdı. Arkadaşları Delgado’nun çevresinde bütünleşme becerisini ve uyanıklığını gösteremediler.
Delgado derbinin en yalnız adamı idi!
Serdar Özkan, koştuğu kadar etkili değildi. Cisse, kafa olarak sadece kalesini korumak gibi tek yönlü bir düşüncenin içinde boğuldu. İbrahim Toraman, gerçek bir savaşçıydı. Gökhan Zan’ın sakatlanmasından sonra savunmanın ağır yükünü sırtladı.
Bu derbide Beşiktaş’ın eksik yönü neydi ?
Yine başa dönerek, aynı duygularımı dile getireceğim.... Kadıköy’ün gürültüsünden ürktü ve düşündüğü planı uygulayamadı.
Yine de ben başka bir saptama yapacağım...
Yeterince yürekli değildi.
Not: Oyunun uzatma bölümünde Higuain’in attığı, İsmet Arzuman’ın iptal ettiği golde faul düdüğü çaldığı bir gerçek. Çoğu kişi duydu. Ancak, pozisyonda faul var mıydı, İsmet Arzuman televizyondan bir kez daha izlesin...