SİYAH ve beyaz bir Süper Lig haftası yaşadık. Daha dün bir bugün iki... Ezeli rekabet, yeni doğan Futbol Federasyonu’nun kucağına bir bomba bırakıp, beklemeye geçti.
Allah aşkına nedir bu telefon krizi!
Söylentiler ve tehditler bir hafta sürüp gitti. Dilerim, daha uzamaz. Şimdi tam zamanıdır. Yeni federasyonunun telefon krizine takınacağı tavır, ’kuruluş’un gelecek günlerine de ışık tutacak.
Kimilerine göre, Futbol Federasyonu bir sınavdan geçecek. Ve alacağı not, kimliğine, kişiliğine, gücü ve dirayetine bir açıklık getirecek. Böyle söylüyorlar ve konuşuyorlar.
Kimi, işin nereye varacağını, kimileri de yeni federasyonun etini-budunu merak ediyor. Herkesin hesabı başka...
Tanrı, yeni federasyona kolaylıklar versin!
Ve hemen bu konudan uzaklaşmak istiyorum. Karla kaplı bembeyaz bir Süper Lig haftasının akıllarda kalan ilginç görüntülerinden birkaçını gündeme taşıyorum...
4 Önce Roberto Carlos’un Rizespor kale direğinde patlayan şutu. Herkesin dilinde... Öyle falsolu bir vuruş yaptı ki, kaleci Özden de şaşırdı. Havada falso alıp direkten dönen top, yine Özden’in kafasına çarparak kornere gitti.
Roberto Carlos, benzeri bir şutu, 1997 yılında oynanan Brezilya-Fransa Konfederasyon Kupası maçında atmıştı. Fransız kaleci Barthez, Carlos’un frikiğinde, auta doğru yönelen topu seyrederken, birden falso alarak filelerle buluşmasını hiç unutamadı.
Maçtan sonra Barthez, gazetecilerin bir sorusunu şöyle yanıtladı...
Hayatımda yediğim en güzel goldü. Utanmasam alkışlayacaktım!
Roberto Carlos’un, o golle ilgili sözleri ise, daha da ilginçti...
Ben bu tür golleri çocukluğumda da atardım!
* * *
BİR başka anlamlı ve güzel görüntü yine Rize-F.Bahçe maçında yaşandı. F.Bahçeli Selçuk ile Cumhur arasındaki bir ikili mücadelede Cumhur yere düştü.
Cumhur, bir faul kararı beklerken, yan hekemden bir işaret geldi...
Devam et, oyna... oyna!
Cumhur da yerden kalktı ve başladı çiftetelli oynamaya!
Keşke, her kafası bozulan öfkesini ve tepkisini böyle dile getirse...
* * *
BEŞİKTAŞ, Ankaraspor maçında paçayı İbrahim Toraman’ın son saniye golü ile kurtardı. Bana göre, bu golün değeri gelecek haftalarda daha da artacak.
Bir düşünün... İki puan da Ankaraspor’a kaptıran bir Beşiktaş, hafta sonu Denizli deplasmanına nasıl bir moralle giderdi...
Ve yitirilen iki puanın sancıları, iki hafta sonra oynayacağı G.Saray derbisine nasıl yansırdı...
Lafın kısası, bu felaket Beşiktaş’ı nasıl bir kaosun içine iterdi.
İşte bunun için Toraman’ın golü, bana göre haftanın golü idi!
İbrahim Toraman, bu tip golleri ilk kez atmıyor ki... Toraman, berabere bitecek 3 lig maçını daha attığı gollerle kazandırdı Beşiktaş’a. Üstelik, bir başka anlamı daha var bu golün...
Toraman’ın kafasını kopartın ama sağbekte oynatmayın!
Bu bölgede oynamaktan hiç hoşlanmadığını biliyorum. İşte attığı gol sadece Beşiktaş’ı kurtarmadı, Toraman’ın 90 dakika sağbekte oynamaktan çektiği sıkıntıları da unutturdu.
Maçtan sonra Ertuğrul Sağlam bir yorum yaptı. Dedi ki...
Acı çeke çeke hedefe ulaşacağız!
Duydun değil mi sevgili Toraman. Acının en büyüğünü de sen çekeceksin. Gordon’un gelişi ile, galiba bundan böyle yerin, savunmanın sağ kanadı olacak...
Bozma kafanı. Senorada da işini bilirsin!
* * *
HAFTANIN bir başka değerli futbolcusu F.Bahçeli Selçuk idi... Rakamlara göre, haftanın en çok top çalan adamıydı.
Tam 7 top çaldı rakibin ayağından.
Bunun ötesinde haftanın en isabetli pas atan futbolcusuydu Selçuk Şahin. 66 pası hedefini buldu.
Selçuk’tan sonra iki Fenerbahçeli futbolcu daha ikinci ve üçüncü sırayı paylaştılar.
Aurelio 58, Roberto Carlos ve Deivid 52 isabetli pasla oynayarak takımlarına katkı yaptılar.
* * *
VE Ankaraspor maçında Başkan Yıldırım Demirören’e küfür eden taraftar yakalandı. Adı Yusuf Yıldırım. Kombine bilet sahibi ve koyu bir Beşiktaş taraftarıymış.
Yusuf Yıldırım’ın yanındaki
arkadaşları ise, olaya şöyle bir
savunma getirmişler...
Biz Demirören’e değil, Ankaraspor’un gollerine sevinen Melih Gökçek’e kötü şeyler söyledik. Bizim başkan yanlış anladı!