Paylaş
Önceki gün Rusya Dışışleri Bakanı Lavrov... Hande, Lavrov’un açıklamalarına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la yaptığı söyleşiyi de ekliyor.
Ve iki söyleşiyi birleştirince özellikle Suriye ile ilişkiler ve kapımızdaki terör oluşumu için bazı tahminlere ulaşabiliyoruz.
Elbette birçok konu başlığı var. Ben daha çok Suriye üzerinde duruyorum.
Lavrov, “Ankara ile Şam arasındaki görüşmelerin kesildiğini” ancak yeniden başlaması için çaba sarf ettiklerini söylemişti.
Rus Bakan Esad’ın “Türk askerlerinin çekilme” şartı koyduğunu da açıklamıştı.
Ancak askerlerini çekmek için Türkiye’nin “terör tehdidinin kalkması” şartıyla karşılık verdiğini de biliyoruz.
İşte bu noktada Bakan Fidan’ın şu sözleri önem kazanıyor:
“Şu an itibarıyla, Esad ve ortakları belli sorunları çözmeye pek hazır görünmüyorlar.”
Yani...
Suriye’nin kuzeyinde ABD korumasındaki PKK/YPG terör oluşumu daha bir süre kapımızda bir tehlike olarak duracak.
Fidan’ın bu sözlerinden anlıyoruz ki; Ankara’nın Şam’la teması sürse de, konuşma meselesi daha belli bir süre çözülmeyecek gibi duruyor.
Dahası var.
Ankara ile Şam arasında konuşmanın başlaması için bir de “Suriye’deki muhaliflerin Esad’la olan ilişkisi” de önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Muhalefete uzun süre destek veren Türkiye yeni dönemde bir şekilde Esad’la muhalefetin bir zeminde buluşmasını istiyor.
Nitekim bu durumu Fidan şöyle özetliyor:
“Temas ve konuşma ayrı yöntemlerdir. Suriye açısından, sahici bir konuşma Suriyeli muhaliflerle olmalı. Bizim temennimiz, Esad’ın kendi muhalefeti ile anlaşması. Ancak anladığımız kadarıyla kendisi ve ortakları, muhalefetle anlaşmaya ve büyük bir normalleşmeye hazır değil.”
Bu cümleden de anlıyoruz ki, Türkiye’nin Esad ve muhalefet arasındaki anlaşma beklentisi de şu an için mümkün görünmüyor.
Yani...
1) Esad Ankara ile görüşme şartı olan “Türk askerinin Suriye topraklarından çekilme” talebinden vazgeçmiyor. En azından terörle mücadele için bir ortak zemin oluşması için ortam uygun gözükmüyor. Bu noktada Rusya’nın devreye girmesi mümkün.
2) Ancak Rusya’nın ABD korumasındaki PKK/YPG bölgesine müdahalesi de olası değil. Rusya ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmeyi istemeyecektir elbette. İşte çıkmaz da burada.
Türkiye terör bölgesinin temizlenmesini istiyor. Esad Türk askerinin topraklarından çekilmesini istiyor.
ABD’NİN SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ KİLİT ROLÜ
Bu çıkmazdan çıkılabilmesi için Türkiye’nin ABD ile PKK/YPG meselesini çözmesi gerekiyor.
Ancak ABD terör bölgesindeki korumasını kaldırmaya yanaşmıyor. Nitekim Fidan şöyle diyor:
“Bizim için hassasiyet taşıyan ana husus, Suriye topraklarının üçte birini ABD desteğiyle işgal eden PKK/YPG terör örgütünün bölgeden temizlenmesidir. Biz her görüşmemizde Amerikalı muhataplarımıza Suriye’de terör örgütü ile yaptıkları işbirliğini bitirmeleri gerektiğini hatırlatıyoruz. Bunu karşılıklı görüşüyor hale gelmemiz, nispi de olsa bir mesafe alındığının göstergesi olarak yorumlanabilir.”
UFUKTA ÇÖZÜM GÖRÜNMÜYOR
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un açıklamalarını, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözleriyle birleştirince Suriye’nin kuzeyindeki terör oluşumunun yakın vadede çözülecek gibi görünmediği anlaşılıyor.
Her iki faktöre göre bu gerçek netleşiyor.
1) Ankara- Şam ilişkileri.
2) ABD’nin terör bölgesindeki koruma kalkanı.
Evet önümüzdeki dönemde kapımızdaki “terör tehlikesi” kolayca çözülecek gibi durmuyor.
Bu durumda akla şu soru geliyor..
Suriye’nin kuzeyinden Irak’ın kuzeyine doğru bir “terör koridoru” çabasına karşı ne yapılacak?
Tek cevap var.
-Türkiye’nin içerideki birliğinin sağlam olması. Yani iç cephenin tahkimi.
Buradan sonrası uzun ve meşakkatli bir “diplomasi ve güç” yolculuğudur.
Paylaş