Ramazan ayının ilk haftasındaki ana konu olarak ballandıra ballandıra yemek anlatmak yerine daha önceki yazılarda ucundan kıyısından geçtiğimiz bir önemli meseleye değinelim: Ne olacak bu yemek festivallerinin hali?
Her yıl nisanda başlıyor, ekim ayının sonuna dek devam ediyor. Konseptler hemen hemen aynı, katılımcı markalar hemen hemen aynı, gelen kişilerin yarısı oradan buradan davetli, sevimsiz işler… Aralarından tabii ki birkaçını tenzih ediyorum ama, ilgi ve alakanın olduğu bir alan nasıl öldürülür hep beraber izliyoruz son birkaç senedir…
Peki yapılan yanlışlar neler?
Yüksek oranda para odaklılık: Festival mesela bir konsept belirlemiş, biz buna Ege yemekleri diyelim, Ege yemeği denilince ilk akla gelen markalar, mekanlar katılmak istemiyor çünkü 9m2’lik stand ücretleri çoğu festival için 3000 – 4000 TL’den başlıyor, 10.000 TL’ye dek uzanıyor. Bu marka nasıl olacak da 1 gün içinde bu masrafı çıkartacak, yeni müşteri kazanabilecek bir enerji ve konsept yansıtabilecek ve işi güzelleştirebilecek?
Bilgi eksikliği: Organizatörler para odaklı olunca, konsepti ayağa kaldıracak markalarla, isimlerle ilgili bilgi eksikliği de had safhada oluyor. Misal sokak lezzetleri festivali yapılıyor ama içinde sokak lezzeti yok. Çünkü bilmemne sushi ilgili stand parasını karşılayabiliyor ama asıl sokak lezzetini üreten kokoreççi bilmemne usta karşılayamıyor ve de düzenleyici komite tarafından tanınmıyor. Sevdiği iş yemek yemek değil çünkü, kokoreççi x ustayı tanımıyor bile.
Haberin Devamı
Tatsız konseptler: Gastronomi ve eğlence bir arada deniyor, eğlence namına sunulan tek aksiyon akşam sevgili Ayhan Sicimoğlu’nun sahne alması… Ayhan Abi tek başına eğlence sebebi, tamam kabul, ama nerede güzel workshoplar, interaktif katılımlı sohbetler, kör tadım yarışmaları, en çok x yeme yarışmaları? Sıfır, hiçbiri yok.
Hal böyle olunca 20 milyonluk İstanbul’da 20 bin kişiyi bulan organizasyon kendisini başarılı olarak lanse ediyor; oysa yanı başımızda ufacık Selanik’in Sokak Lezzetleri Festivali iki günde 60 bin kişiyi ağırlıyor. Çünkü stand ücretleri makul, gelen markalar alanlarında en iyiler, müzik, ulaşım, aktiviteler iyi düşünülmüş vaziyette…
Adana Lezzet Festivali, Yeniden Meze gibi festivaller ise benim son 1 yılda en çok beğendiğim festivaller olarak yerlerini aldılar. Umarım bu emsaller artar.
ARA SICAK MESELELER
Geçen haftaki Ayvalık ve Macaron Mahallesi temelli yazım en çok e posta ve sosyal medyadan mesaj alan yazım oldu belki de. İlginize çok teşekkürler. Okurlardan sıklıkla gelen önemli bir eleştiriye kulak verecek olursak, herkes Ayvalık’ı çok seviyor ama tabela kirliliğinden de oldukça şikayetçi. Hem göz yoruyor hem de ortamı ucuzlaştırıyorlar. Hakikaten Ayvalık’ta tabela hususu bir ele alınmalı. Güzelim taş evin üzerinde kırmızı ledli tabela bağırıyor doğrusu.
Ramazan geldi hoş geldi, peki en güzel güllaç için tavsiyeleriniz neler ve hangi dükkanlar?
İyi iftar veren mekan bulmak oldukça zor. Çoğu mekan yıl içi seviyelerini ve kalitelerini ramazanda koruyamıyor. Sizlerin beğenisini kazanan iftar mekanları varsa yine e postanızı veya sosyal medyadan mesajınızı beklerim.