Zahid Akman’ı ezdirmem, Jenna’dan imza isterim

MANZARA şöyle...

Günahkâr ve güzel Las Vegas’a iş amaçlı toplantıya gidiyorsunuz.

Haberin Devamı

Rat Pack’in, Elvis’in, neonların peşinde çöle bile gidilir ya, öyle gidiyorsunuz işte.

O sırada Vegas’ta porno endüstrisinin de fuarı var.

Şenliğe gel!

“Kişisel Elektronik Ürünler Fuarı” ile “Kişisel Erotik Ürünler Fuarı” pişti olmuş.

İki sektörün çalışanları da göğüs göğüse, botoks botoksa, silikon silikona mücadele içinde.

Maalesef orada değilim ama olsaydım “Ahtapot istemiş sekiz kol, Mevlam vermiş otuz sekiz kol” der “Viva Las Vegas” şarkısı eşliğinde bu gerçeküstü ortamın tadını çıkartırdım.

Sadece ben mi? Kafasını sert bir şekilde duvara çarpmamış çoğu insan dünya gözüyle bu şamatayı görmek isterdi herhalde.

Taraf’ta çıkan “Zahid Akman Las Vegas’ta kumar oynarken porno yıldızlarıyla görüntülendi” haberini kazıdığımızda fonda beliren manzara bu.

Zahid Akman, “Yapmadım” diyor. Akman’ı savunmaya çalışanlar bile “Yapmamıştır canım” diyor.

Bak Zahid Bey!

Seni, koltuğunu bırakamayan bir bürokrasi figürü olarak tanıdım ve hiç sevmedim.

Ama Vegas’ta ne yaptıysan helal olsun!

Puro içtiysen de -umarım dandik/pırtıl sigarillo değildir-, porno yıldızlarıyla oturup muhabbet ettiysen de, Vegas’a gitmişken kollu canavara “çeyreklikleri” kaptırdıysan da helal olsun.

Zahid Akman herhalde porno yıldızlarıyla “Gelin bir film çekelim, hatıra olur” muhabbetine girmemiştir.

Tanımıyorum fakat öyle bir tip gibi durmuyor.

Neyse gözümüzde canlandırmayalım, içim sıkıldı! Koca adam! Hayatının hesabını kime verip kime vermemesi gerektiğini biliyordur herhalde.

Ama bak Zahid Bey!..

Asıl o ortamda bu denilenleri yapmadıysan, benden sana destek değil köstek çıkar; bunu da bilmiş ol. Keyfine bak, bu kadar korkak davranma, Jenna Jameson’u görürsen de benim için bir imza al lütfen.

Hastasıyız kuşaklardır.

Son sözüm de yolu Las Vegas’a düşecek olanlara...

Amerikalılar der ki “What happens in Vegas, stays in Vegas”, yani “Vegas’ta olanlar, Vegas’ta kalır.” Atasözlerine sahip çıkalım, Yankilere ait olsa bile.

Ugh!

Haberin Devamı

Sakallı Bebek’i hatırlarken

GAZETELERE yansıyan “insan başlı oğlak” haberinden kaçmayı beceremedim.

Daha doğrusu kaçtıkça yakalandım fotoğrafa.

Zihnimdeki “rahat-sız edici haberler arşivi”ne girmiş oldu bir kere.

Tıpkıııı... Tıpkı Sakallı Bebek gibi.

1980’lerde Tan’da beliren Sakallı Bebek haberi patladığında olaya gülüp geçecek yaşa gelmiştim.

Konuyla ilgili o dönemde yaptığımız esprilerden oluşan iki ciltlik bir eser mevcuttur hatta! (Atıyorum tabii ki!)

Fakat toplumda büyük infiale yol açmıştı yerli malı Benjamin Button!

Pırıl gözlü, uzuuuun sakallı bir bebek kâhinlik taslıyor.

Ne korkmuştu millet ama.

Ne safmışız, canım benim!

“Doktor Moreau’nun Oğlağı” haberinin de etkisiyle twitter’a “Sakallı Bebek ne yapıyordur acaba? 25-30 yaş arasında olmalı şimdi?” gibi bir mesaj saldım.

Ve anladım ki unutmamışız, unutamamışız Sakallı Bebek’i.

Hâlâ rüyasında gördüğünü söyleyenler, “Daha dün aklımdaydı, vallahi!” diyenler, o dönem yaşadıkları travmaları anlatanlar...

Hey gidi Sakallı Bebek!

Mutluluklar dilerim sana her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.

Yazarın Tüm Yazıları