MEŞHUR “CSI”, “Law and Order” veya bu dizilerin atası konumundaki “Profiler”da “Anlatılanların gerçek olaylar ve kişilerle alakası yoktur, film bütün bunlar, dizi film...” uyarısı yapılır ya...
Benim anlatacaklarımın tamamı yaşandı, yaşanıyor. Yazıda okuyacaklarınızın tamamı bir dava ile ilgili gazete arşivlerinden derlenmiş notlardır. * * * 17 yaşındaki lise öğrencisi genç kız (Ayten K.), 7 Temmuz 2010’da ailesinin Bodrum, Torbalı’daki evinden “Markete gidiyorum” diyerek çıkar. Ayten K.’nın cansız bedeni 1.5 ay sonra, evinin 500 metre ilerisinde AKUT’çular tarafından bulunur. Vahşice öldürülmüş, kafası taşla ezilmiştir... * * * Ayten’in ailesi adına eniştesi şu açıklamayı yaptı: “Kayıp başvurusu yaptığımız gün jandarma sabaha kadar boş boş bekledi, hiçbir gelişme olmadı. Ayten bana M.E.E.’nin kendisini tehdit ettiğini sık sık söylüyordu. Ortadan kaybolmadan önce M.E.E. ile yaptığı son telefon konuşmasından hemen sonra baygınlık geçirdi, hastaneye götürdük. Zaten telefon ile yaptığı en son görüşmesini de M.E.E. ile yaptığı ortaya çıktı. M.E.E. konusunda ilgili makamları çok kez uyardık. Ama bir şey yapılmadı. Zaten Ayten’in cesedinin de daha önce jandarma tarafından çantasının bulunduğu yere 25 metre mesafede, AKUT ekibince 40 dakikalık çalışmayla ortaya çıkarılması bu cinayete ne kadar ciddi yaklaşıldığının kanıtı. Yeğenim kaybolmasından sonra ciddi şekilde aransaydı bugün yaşıyor olabilirdi. Cinayet yerindeki inceleme de bir saati geçmedi. Ayten bir zenginin veya ünlünün kızı olsaydı böyle mi inceleme yapılırdı? Kayboldu dediğimiz gün çevredeki villaların kamera kayıtlarına bakılsaydı, belki de yeğenim bugün yaşıyor olacaktı.” * * * Ailenin açıklamasında adı geçen M.E.E.’nin, Ayten K.’nın erkek arkadaşı olduğunu biliyoruz. Başka? Haberlere bakalım: “Ayten K.’nın daha önce de ifadesi alınan eski sevgilisi ve sınıf arkadaşı M.E.E. önceki gece Gaziantep’te gözaltına alındı ve Bodrum’a getirildi. Savcı Adnan Kahraman’a 8 saat boyunca ifade veren E., kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Savcı Kahraman ise cinayet günü zanlının Torba’da görüldüğüne dair görgü tanıklarının ifadesi ve E.’nin kaldığı kaldığı Kıyıkışlacık’taki evde genç kızın kanlı tişörtünün bulunmasını dikkate alarak şüpheliyi tutuklama talebiyle adliyeye sevk etti. Murat E., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.” * * * Gelişmelerden tatmin olmayın hemen, pek tavsiye etmem... Eldeki veriler ışığında 1 numaralı şüpheli haline gelen M.E.E. 10 bin TL kefaletle serbest bırakıldı. Yine haberler: “Görgü tanıklarının olay yerinde M.E.E.’yi gördüklerini belirtmelerine rağmen, zanlıya olay yerinde tatbikat yaptırılmadı. Ayrıca telefon sinyalleri, Ayten K.’nın kaybolduğu 7 Temmuz günü M.E.E.’nin cesedin bulunduğu yerde olduğunu gösterdi. Bu delillerle hakkında dava açılan ve tutuklanan M.E.E.’nin yargılama başlamadan tahliye olması genç kızın ailesini şoke etti...” * * * “Ah yazık, acılı ailenin şoke olacak hali kalmamıştır bu süreçte” demeyin, pek tavsiye etmem... Son haberi veriyorum: “Bodrum’da 2 yıl önce vahşice öldürülen Ayten K.’nın fotoğrafıyla Facebook’ta sahte isimle sayfa açıldı. Sayfanın ‘ilgi alanları’ bölümüne ise şunlar yazıldı: ‘Bıçak taşımak, silah taşımak, küfür etmek, bıçaklamak, keyfine adam dövmek, zorla para almak, çete kurmak, gasp yapmak...” Kanı adalet sisteminin üstüne bulaşmış bir vakanın geldiği nokta budur. Sadece adalet sistemi mi? Bu korkunç “Facebook hesabının” arkadaş listesinde 2052 isim var... * * * Terazim yok ama gözüm bağlı değil. M.E.E. dahil kimseyi suçlu ilan etmek niyetinde değilim. Sadece bir işleyişin, zihniyetin, sistemin vardığı noktanın fotoğrafını sunuyorum. Artık CSI New York’u mu çağırırız imdada, Behzat Ç.’yi mi bekleriz, ona bakacağız. Terazimiz olmasa da gözümüz açık.