Paylaş
40 yıla gerek kalmadı, Erdoğan’ın İzmir’deki “hologram gösterisi” bu imkânı sağlayıverdi.
Ne diyorum, ne saçmalıyorum açıklayayım.
Önce Woody Allen’ın bahtsız, nörotik ve yönetmenin bir klasiği olarak sarkastik karakteriyle annesinin öyküsünü hatırlayalım.
*
“New York Üçlemesi” filminde Woody Allen’ın “bölümünün” adı “Oedipus Wrecks/Oedipus Yıkıntıları” idi.
Sofokles’in “Oedipus Rex/Kral Oedipus”una bir kelime oyunuyla göz kırpıyordu adamımız.
Filmde hayatına aşırı derecede karışan annesiyle başı derttedir bizzat Allen’ın canlandırdığı karakterin.
Her şeyine karışmaktadır annesi. Allen psikiyatristine annesinin bir anda kayboluvermesini istediğini söyler,
o derece.
*
Bu isteği mucizevi ve absürd bir şekilde gerçek olur. Nişanlısı ve annesiyle birlikte bir sihirbazlık gösterisine gider Allen.
Sihirbaz bir gösteride annesinin sahnede eşlik etmesini teklif eder. Sahneye çıkan anne gösterinin bir parçası olarak “kaybolacaktır”.
Nitekim kaybolur, ama gerçekten kaybolur.
Çoook tuhaf bir durumdur bu ama bir yerde de Allen’ın istediği gerçekleşmiştir.
Bir gün Allen markette alışveriş yaparken sokaktan gelen şamatayı fark edip dışarı çıkar.
Manzara über-saçmadır.
Sırra kadem basmış olan annesi, Manhattan semalarında bir hologram olarak belirmiştir ve Allen’ın hayatını New York sakinleriyle dertleşerek eleştirmektedir.
Annesi hem şikâyet eder oğlunu New York sakinlerine hem de Woody Abi’nin çocukluk fotoğraflarını çıkarır gösterir filan.
Woody Allen, “Oedipus kompleksi” yorumunu yeni bir zirveye taşımıştır!
*
Şimdi “Kibele’nin oradan sap, topla gel usta...” diyerek ve “Coğrafyamızın genetik kodlarından biri olarak ‘magna mater’ kavramı ve devletin ana figürü olarak kadın bedenine bürünmesi” şeklinde kafa karıştırarak gelecek halim yok elbette.
Ancak Başbakan Erdoğan’ın bir teknolojik şovla İzmir’deki toplantıda
3 metrelik hologram şeklinde belirdiğini öğrenince aklıma önce Woody Allen’ın filmi geldi.
Normal bir düşünce tarzı değil, biliyorum! “Bütün memleket deliriyordu, bana da huniyi böyle taktılar” diyerek de sıyrılamam ama elimde değil...
*
Çağımızın krizler arasında aklı fikri ziyan etmiş, fabrika ayarları bozulmuş, zihnen zincirinden boşalmış bir ferdi olarak haberi gördüğümden beri gökyüzüne bakarken tırsıyorum.
Ya Başbakan Erdoğan da Woody Allen’ın annesi gibi Gümüşsuyu semalarında beliriverirse.
Ya “Hişş birader, bi bak! Milli irade olarak soruyorum... Yazını bitirdin mi? Üç çocuk yaptın mı? O sigarayı söndürecek misin? Köprü yapıyorum, geçmeyecek misin? Kanal yapıyorum yüzmeyecek misin? Vıvı vıdı ve vıdı...” şeklinde konuşmaya başlarsa.
Ya Woody Allen’ın başına gelen benim, sizin, tüm memleketin başına gelirse?..
*
Yüksek ateşle gelen bir hastalığın veya akıl vitesini boşa almanın bir belirtisi olması kuvvetle muhtemel bu hisle boğuşuyorum Başbakan’ı hologram olarak gördüğümden beri.
Bütünüyle tedirginim!..
Paylaş