Paylaş
Şok. İnkâr. İçe kapanma. Öfkelenme. Yeniden deneme çabası. Bunalım. Ve nihayet kabullenme..
Galatasaray’ın Avrupa’dan kopuşunda da benzer evreler yaşadığını söyleyebiliriz; neticede teşbihte hata olmaz!
İlk maçtan itibaren hemen hemen aynı sıralamayla aynı hisleri yaşadı Galatasaraylı futbolcular bu sezonki Avrupa maceralarında.
Sağolsunlar; sayelerinde biz de şokun şahını, “Yok canım bu kadar da olamaz” şeklinde inkârı, öfkeyi, “Belki UEFA’ya döner ibre” diye yeniden denemeyi, bunalımın en damardan halini vb. yaşadık.
Eski yönetimi suçlayalım, tamam suçladık.
Eski hocayı yere batıralım, hatta kovalım; tamam onu da yaptık.
Ama Galatasaray formasıyla sahaya çıkan ve geçmişlerinde büyük başarılar da yaşamış olan bu futbolcuları ne yapacağız?
Dün akşam Arsenal karşısında ilk yarıdaki en büyük başarıları 30’uncu dakikayla 45’inci dakika arasında gol yememeleriydi!
Elbette zaten Avrupa’da havluyu atmış olmalarını, rakibin Arsenal olduğunu vesaire ben de biliyorum. Ama hedefsiz kalmak, rakip karşısında un kurabiyesi gibi dağılmanın bahanesi olamaz, olmamalı.
ÖNÜMÜZDEKİ MAÇLAR...
EMİNİM bu noktadan sonra camia, “Artık önümüzdeki maçlara bakalım” noktasında birleşecek, bu berbat Avrupa performansını geride bırakma konusunda hemfikir olacaktır.
Galatasaraylı futbolcular da muhakkak çok üzgündür.
Ama...
Avrupa’dan ayrılık serüveninde onlar “kabullenme” evresine geldiyse bile kendi adıma kabullenmeyeceğim, kabullenemeyeceğim bu rezaleti.
Ve onlar adına da utançla hatırlayacağım. Bunu böyle belirttikten sonra, şimdi önümüzdeki maçlara bakabiliriz...
Paylaş