Paylaş
“Gayrisafi milli buhran”dan vatandaş olarak payına düşen türlü problemin yanı sıra önyargılarla, klişelerle, eşitsizlikle, ayrımcılıkla da uğraşman gerekiyor.
Eğitimde, kariyerde, siyasette, evde, sokakta seni yok veya eksik gören, en bonkör yaklaşımla “kotayla” sınırlayan sistem, seni dışarıda tutmak üzerine kurulmuş küçük kız...
Rakamlar, raporlar, istatistikler ürkütücü ve üzücü küçük kız...
Her 3 kadından biri çalışmıyor, okumuyor küçük kız...
Evde oturuyor çoğu gerçekten de, dışarı adım atamıyor, üretemiyor, paylaşamıyor, evde “seçilmiş” televizyon kanalından öte bir dünya bilmiyor...
Genç nüfusun yüzde 54’ü Türkiye’nin Avrupa’dan bir farkı olmadığını düşünüyor.
Görmedikleri “dünyaları” kıyaslayacak bir bilgi birikimi yok ama özgüveni var maşallah gençlerimizin!
Çünkü mesela genç kadın nüfusunun yüzde 95’i bir pasaporta sahip değil, sadece yüzde 1’i yurtdışına tatile gidebilmiş...
Suç sende değil elbette küçük kız...
Verilen eğitim şansı ne ki sana?..
Toplumun, kurumların, ailenin, okulun kuralları yoluna çıkacak çerçöpü temizlemiyor; aksine sana çöpü temizletiyor bir de üstüne eksik maaş veriyor.
Seni eve kapatıyor, hatta ruhunu, ufkunu bizzat sana ezdirebiliyor, dar edebiliyor bu toplum küçük kız...
Evde tanışmadıysan okulda tanışabiliyorsun şiddetle, eşitsizlikle.
Genç kadınların yüzde 46’sının okulda dayak yediğini veya fiziksel cezalara maruz kaldığını gösteriyor araştırma...
Genç kadınların yüzde 71’i öğretmenlerinin cinsiyet eşitsizliği yaptığını belirtiyor.
Genç kadınların yüzde 35’i çalışmak için babasından, eşinden veya ağabeyinden izin alması gerektiğine inanıyor küçük kız...
Yüzde 26’sı “erkeklere daha fazla iş fırsatı tanınması gerektiğine” inanıyor genç kadınların...
Yüzde 20’si de “Kadın erkekten fazla maaş almamalıdır” saçmalığına inanıyor.
Erkeklerden değil, Sia Insight’ın* araştırmasına katılan 2 bin genç kadından bahsediyoruz küçük kız...
Yüzde 19’u, yani 5 genç kadından biri “Kadına gerektiği durumlarda tokat atılabilir” diyor. “Korkma” diyeceğim ama kendim inanmayacağım küçük kız...
Bu genç kadınların yüzde 5’i “yemeği yakarsa”...
Yüzde 6’sı “eşiyle cinsel ilişkiye girmeyi reddederse” atılacak tokadı haklı bulduğunu düşünüyor!..
Benim içim şişti 8 Mart arifesinde kim bilir sen ne haldesin küçük kız?
Ama umutsuzluğa kapılma, Bülent Ortaçgil’in deyişiyle “yüzünü dökme küçük kız...”
Dün bu yazıda paylaştığım istatistiklerden haberdar olduğum “Kadının Gücü” konferansında yoluna çıkacak engeller konusunda yolunu aydınlatabilecek pek çok ümit verici öykü de dinledim.
Hürriyet’in öncülük ettiği, çeşitli sektörlerden güçlü kurumların da katkı sağladığı konferansta umutsuzluk havasını dağıtan yine kadınların umut yükleyen başarı öyküleri, cesaretleri oldu...
Bak küçük kız, açık konuşayım...
Erkeklerin kurduğu, yürüttüğü, çaldığı, söylediği ve kadını hep bir şekilde kendisinden de geride bıraktığı bu düzenin bizi getirdiği vaziyet ortada...
Umudumuz sende küçük kız...
Sana pek bir şey vermediğimizi, destekten çok köstek olduğumuzu biliyorum...
Dün konferansta dinlediğim tarzda bir destan yazmak güç ama imkânsız değil...
Önce kendini kurtarmaya bak küçük kız...
Sen kurtulursan zaten “bütün buralar” kurtulur...
Umudumuz çok, desteğimiz yok; kolay gelsin küçük kız...
(*) Sia Insight Genel Müdürü Hüseyin Tapınç’ın küçük bir bölümünü dün bizlerle paylaştığı “gençlik” temalı araştırmanın tamamı mayıs ayında duyurulacak.
Paylaş