Paylaş
Cevaben yine patiyi uzattı.
Banka oturdum, patisini tutarak konuşmaya devam etim:
* * *
“Kafayı merdaneli çamaşır makinesi gibi sallarken, bu harekete başladığı noktadan yine bir çamaşır makinesi gibi uzaklaşan Kelle Abi’yi bul.
Rastlaştığımızda bana Süleyman Seba Caddesi’ne kadar eşlik eden ve muhakkak elimi yalayan Berhudar Ol Abi’ye de ulaş.
Küpeli Abi, Miskin Baba, Tombul Popo, Titrek Kuyruk, Kuareşma Abi filan toparlanın, bu anlatacaklarımı onlara da ilet.
Kedilerle ayrı bir brifing vereceğim.
Allah için senin bir kedi kovaladığını görmüş değilim ama bir araya geldiğinizde arıza çıkabiliyor -Kuareşma pek hazzetmiyor bizim Koca Kafa Tekir’den-, o sebepten ayrı topluyorum sizleri.
Sizi toplama kampına yollayabilecek bir yasa belirdi ufukta.
Yasayı hazırlayanlar ‘doğal hayat parkı’ deniyor fakat biliyoruz o plandan ancak doğal ölüm parkı çıkar, evlerden ve Şenlik Dede’den ırak...
Pazar günü sizi sevenler nümayiş yaptı, devamı da gelecek fakat engel olabilecek miyiz, bilemiyorum...
Maksimum dikkat, yüksek konsantrasyon, iyi organizasyon içinde olmak gerekiyor...
Küpeler de kurtarmayabilir, çevirdikleri dolap çok acı...”
* * *
İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Hülya Yalçın, NTV’de Oğuz Haksever’e konuşurken mevzuyu ve yaklaşan kara tabloyu çok iyi özetlemişti.
“Patiyi bırakıyorum şimdi ama uzaklaşma, dinle bak Hülya Yalçın neler söyledi Toka Abi” dedim ve avukat hanımın sözleriyle devam ettim:
“İtlaf edilen, yakılan, zehirlenen, tecavüz edilen, sahibinden işkence gören pek çok hayvan var bize yansıyan, yansımayan...
Bu yeni kanun kabul edilirse belediyeler sınırları içinde sokakta gördükleri sahipli veya sahipsiz hayvanları alıp götürecek.
Evden kaçan kediniz veya köpeğiniz sahipsiz hayvan statüsünde kabul edilecek, alınacak ve doğal yaşam parkı denilen, şehir dışı, uzak, ulaşımı zor ormanlık alanlara gönderilecek.
Kimse kanmasın.
İstanbul’da 1-2 tane var, oradaki arkadaşlara ulaşıp gerçek bilgileri almak mümkün.
Birbirini parçalayan, sarhoşların akşam vakti uğrak yerine çevirdiği ve tecavüz ettiği, açlıkla savaşan hayvanlarla dolu oralar.
Kaçabilen de trafiğe kadar gidiyor ve çoğunlukla orada ölüyor.
Bazı avcıların da uğrak alanı olan yerler buralar, hedef olarak bile kullanılıyorlar...
Bu doğal yaşam alanı denen yerlere açlık, ölüm ve görevlilerden başka kimse giremez...
Bu kanuna imza atmak cinayetten başka bir şey değildir.”
* * *
Baktım Toka Abi kuyruğu sallamayı kesti, yine patiyi uzattı.
“Merak etme bulacağız bir hal çaresi, sizi o kamplara götürmelerine göz yumacak değiliz.
İstanbul’dan Samsun’a Bodrum’dan Giresun’a her yerde yürüyüş vardı geçen pazar.
Sesimizi duyan çıkar ve insafa gelirler diye umuyoruz.
İkinci Hayırsız Ada vakasıyla, böyle bir utançla, sistematik ölüm mekanizması kurmakla anılmak istemezler herhalde.” dedim ve ekledim, “Gel bakkala kadar yürü benimle de bir paket kuru mama ısmarlayayım...”
Islak burnunu yalayarak cilaladı ve “Yok usta, canım salam istedi benim” der gibi baktı.
“O da uyar, yürü bakalım” dedim...
Tın tın ilerledik yıllardır barış ve huzur içinde yaşadığımız mahallemizde...
Paylaş