GAZİANTEP’te, Beşiktaş maçı öncesinde Lig TV muhabiri stadyum çevresinde "renkli röportaj" avında. Aranan malzeme kovboy şapkasıyla tezgahının başında duran dut suyu satıcısından çıktı.
Dut suyunu "hijyenik" pet bardaklarda servis ettiğini özellikle vurgulayan adını öğrenemediğimiz meçhul kovboy, faydaları da: "Cilde, bağırsağa ve aganigi naganigiye iyi gelir" diyerek sıraladı.
Görüntü itibariyle gayet bıyıklı, gayet esmer, yani tipik bizden biri olan satıcı, sözlerine Ali Taran’a reklam sloganı olacak şekilde düğüm attı: "Bakma böyle bıyık, mıyık tipim bozuk ama yüreğim 5 yıldızdır..."
14.30’da ekran başına
FUTBOLUN gündemi belirlediği pazar gecesi, bazı spor bültenlerine şöyle bir haber de sıkıştı: "Halil Akkaş, Dünya Atletizm Şampiyonası’nda Finalde Koşan İlk Türk Atlet Olacak."
Yıl 2007.
Ancak bir Türk Dünya Atletizm Şampiyonası finaline ulaşabilmiş.
Bu gecikmede, şu an sergilediğimiz ilgisizliğin etkisi büyük.
Lincoln’ü, Roberto Carlos’u, Batuhan’ı konuşmaya ben de bayılıyorum. Fakat bugün 14.30 civarlarında Halil Akkaş, 3 bin metre engellide final koşacak.
En azından ekran başında hazır bulunup, kaçıncı olursa olsun Halil Akkaş’ı alkışlayacağım.
Sizleri de beklerim.
Ayhan Akman evi şaşırdı
GALATASARAY üç puanı almış, futbolcular maç sonrası röportaj rotasyonuna girmişler, kanal kanal geziyorlar.
Ayhan Akman, mikrofon uzanıp, kameranın tepe lambası yandığı anda konuşmaya başlıyor: "3 puanı aldık evimize dönüyoruz..."
Aslında doğru, statta yatmayacaklar. Feldkamp da "Haydi evinize gidin" diyecektir muhakkak.
Ancak maç Ali Sami Yen’deydi ve biz Galatasaraylılar o kutsal mabede "evimiz" diyoruz.
Aslında Ayhan’a da hak veriyorum. Daha bir statta iki maç oynamış değiller bu sezon.
İnsan evi barkı şaşırır.
Bu vesileyle Ayhan Akman’ı bu sezon oynadığı futboldan dolayı tebrik de edeyim.
Maskeli kahraman Adnan
ZAP sırasında Telegol’e yaklaşırken, tatlı bir belayla karşılaşma olasılığı karşısında heyecanlanırım! Káh içinden maç motoru geçer, káh Adnan Aybaba bir tek kişilik gösteri sunar...
Ama açıkçası, cellat maskeli bir Adnan Aybaba benim beklentimi de aştı.
Yani kara maskenin yapımı aşamasında bir cellat maskesi hedeflenmemiş olabilir; fakat iyi niyet neticeyi etkilememiş.
Gelelim Adnan Aybaba’yı maskeli kahraman olma noktasına getirip bırakan nedene!
Aslında tam bilmiyorum. Ama Cihan Oskay’ın "Maskeli Toplar" kitabıyla ilgili konuşuyorlardı ve Aybaba "Protesto ediyorum!" diyordu. Bu kadar açıklama bana yeter.
Maskeli yorumcu da gördüm ya, benden kralı yok artık!
Kabak Nazilli’ye patlar mı
TRABZONSPOR ve Sivasspor maçı sonrasında başlayan itişme ortamı devam etmekte.
Bu kadar net ve sarih bir hadiseyi tek seferde cezalandıracağına, taksit taksit cezalandırma yolunu seçen ve yüksek tansiyonu ligin üç haftasına yayan yetkililer burada bir numaralı suçlu.
Fakat kabak Nazillispor’un başına patlarsa da kimse şaşırmasın.
Niye mi? Erman Toroğlu, Maraton’da bu maçla ilgili olarak şu espriyi yaptı:
"...Üç seyircinin yaptığı Trabzon’u bağlamaz... Doğru, Nazillispor’u bağlar!"
Önce güldüm, sonra bir Aziz Nesin öyküsü tadında gelişen bu krizin gerçekten de sonunda Nazillispor’a patlama ihtimaline bir daha güldüm.