Soru: Kontrpiye nedir? Cevap: Ördektir!..

Akın Sel, Türkiye’nin dört bir yanında stadyum önlerinde maça giden kişilerle yaptığı minik anket/röportajları yayınladı geçtiğimiz günlerde.

Hani Türkiye’de herkes bir siyaseti, iki futbolu herkesten iyi bilir ya... Bu programı sadece bu yüzden eğitim amacıyla tekrar tekrar yayınlamak gerekir.

Akın soruyor vatandaşa? ‘Kontrpiye nedir?’; cevap geliyor ‘Ördek demektir...’ Vallahi abartmıyorum, adam ‘Ördektir’ dedi ya!...

‘Ofsayt nedir?’ sorusuna verilen cevaplar da birbirinden alemdi. Bir vatandaş ‘İleride kabak gibi kalırsan, ona ofsayt denir...’ cevabını verdi ki; emin olun diğer cevaplara oranla iyi bir ofsayt tarifiydi...

Bundan sonra ben de tribünde buz gibi bir ofsayt pozisyonuna ‘Ne ofsaytı be!’ diye bağıran elemanlara soracağım, ‘Ofsayt nedir?’ diye.

Şansal Büyüka bence Lig TV’de küçük küçük futbol kurallarını tanıtan filmler yayınlamalı. Ciddi ciddi öneriyorum yahu! Erman Hoca veya başka biri çıksın, tek tek anlatsın. Maç öncelerinde, maç aralarında filan yayınlasın.

‘Millet bilip bilmeden bu kadar konuşuyor. Bir de bilirse halimiz nice olur?’ diyenlere de hak veririm, o ayrı...

Haşmet’e ‘Abi’ denir mi?

HAŞMET Babaoğlu, sağduyulu ve aklı başında cümlelerle futbol anlatan, oyunu farklı okuyabilen birkaç isimden biri.

Arkadaşımdır diye söylemiyorum, bilen zaten biliyor Haşmet’i.

Pazar gecesi, Sanem Altan ve Yiğiter Uluğ’un CNN Türk’teki Santra adlı programına konuk olarak katılmıştı. Diğer konuklar da Davut Dişli ve Gürcan Bilgiç’ti.

Davut Dişli’nin, Haşmet’e sürekli olarak ‘Haşmet Abi’ diye hitap etmesine ayar oldum. Birincisi aralarında öyle bir yaş farkı yok. Takım elbiseli bir Milli Takım yöneticisinin, spor-şık giyinmiş ve hakikaten abisi olamayacak yaştaki birine ‘Abi’ demesi komik duruyor.

‘Saygısından öyle dedi’ diyecekler çıkabilir. Saygı duyuyorsan ‘Haşmet Bey’ de, ‘Sayın Babaoğlu’ de, ‘Haşmetmeap’ de, ne bileyim de işte bir şey.

Haşmet’e abi denmez bence... Kendisi ne der bu duruma; onu bir perşembe geyiğimiz sırasında bizzat kendisine sorarım...

El insaf kardeşim!

İKİ milli maç arasında kalınca, pazar gecesi spor programlarında haliyle Milli Takım konuşuldu.

Aslında Milli Takım da konuşulmadı o kadar çok. Her programda Hakan Şükür muhabbeti vardı.

Başbakan’a bile maç çıkışında sordular ‘Biz şimdi oynayan takıma bakalım’ diye üzgün bir şekilde sıyrıldı aradan. Ne yapsın yani?..

Hakan’ın yıpranmasını bir kenara bırakalım, Necati Ateş ve Fatih Tekke’nin durumuna bakalım.

NTV’de Necati, CNN Türk’te de Fatih’le özel röportajlar vardı. Necati, ‘Hakan abiye saygım sonsuz’ makamından bir giriş yaptı ve sonunda ‘Ama ben bu formayı hak ederek aldım...’ noktasına kadar geldi.

Fatih ise, röportajın sonlarında ‘27 yaşıma geldim... Bana kaybolan yıllarımı kim verecek?’ diyordu.

Danimarka maçında bu iki futbolcudan gol atmalarını bekliyoruz biz değil mi? Yanılmıyorum yani...

El insaf!

Nerede bu federasyon nerede bu hakemler

REHA Muhtar, Beşiktaş yönetimine girdiğinden beri Beşiktaş puan kaybettikçe aynı soruyla karşılaşıyor: ‘Acı var mı acı!’

Türk televizyon tarihinin klasikleşmiş laflarından biri bu. Patenti Reha Muhtar’a aittir. Bu sebepten yadırganmıyor.

Son olarak Beşiktaş TV konuşuluyordu TRT 1’de... Ali Şen, var olan yönetimin programlara müdahale edip etmeyeceğini merak ederek sordu: ‘Ambargo var mı ambargo...’

Güzel, bence kabak tadı verdi ama güzel diyelim yine de.

Reha Muhtar, Ateş Hattı başta olmak üzere yaptığı her programda, her haber bülteninde klasikleşmiş cümlelerin mucidi olmuştur.

Malum, şu sıralar MHK’den şikayetçiler. Buyurun benden bir öneri: ‘Nerede bu federasyon, nerede bu hakemler...’

Geliştirilebilir bir konu... Benden önermesi!..