Paylaş
Yağ yeşili havuç pantolon...
Zarif lotus çiçeği yüzük...
Yapay sarmaşık...
Mavi renk piercing...
Dambıl (ağırlık) seti...”
Bu saydıklarım web ve mobil tabanlı ticaret için yazılım çözümleri sunan bir firmanın takıldığınız zaman dakikalarca karşısından kopamadığınız bir uygulamasında gördüklerim...
Uygulama, “online” satışları anlık olarak Türkiye haritası üzerinden izleme imkânı sunuyor.
En azından benim aklıma, hayalime gelmeyecek ürünlerin satışını izlerken zaman zaman “Ne alakası var kardeşim” diye homurdandım...
Anlayışlı, müşfik tarafım “Yahu sana ne? Belki de Kastamonu’daki o vatandaşın ‘tüy ve melek desenli geçici dövme’ yapmak ihtiyacı çok acil. Ne biliyorsun?” dese de...
Mesela “Burhan Altıntop desenli mavi yastığın” salgın hastalık döneminde akla gelen bir ihtiyaç olmasını anladığımı söyleyemem...
Koronavirüs (COVID-19) salgınının “online” satışları, sanal alışverişi arttırması sürecin beklenen sonuçlarındandı.
Geçen hafta yayınlanan bazı haberlerden çıkardığım notlar kitap satışlarının yüzde 32, hobi ve oyun harcamalarının yüzde 46, ev eşyalarında yüzde 117 ila yüzde 165 oranında artış gösterdiğini işaret ediyordu.
Eğer şanslı biriyseniz sanal market siparişlerinde 4 gün sonrası için ancak yer bulabiliyorsunuz vesaire...
Evde kalmanın faydaları ortada, online siparişler laf olsun diye değil, gerçek manada hayat kurtarıyor bu durumda.
Ama bu siparişler uçarak gelmiyor evlerimize. Silikon Vadisi’nde yaşayanlar robot sipariş araçlarını kullanıyor olabilir ancak şu anda böyle bir imkân yok.
Bu durumda iş, salgın döneminin kahramanları olan kurye arkadaşlarımıza düşüyor.
Her gün ortalama 100-150 sipariş teslim eden, günde 16 saat mesai yapmak durumunda kalabilen, bütün isteklerine rağmen sosyal hakları verilmeyen, köle gibi davranılan bu kahramanların haklarını verdiğimizi, onlara yardım meleği gibi davrandığımızı söylemek ise ne yazık ki pek mümkün değil.
Arkadaşımız Gizem Coşkunarda’nın “Kimileri bizden öcü gibi korkuyor” başlığıyla yayınlanan haberi, kuryelere yönelik kaba davranışlara ışık tutuyordu.
Parayı yere fırlatanlar, virüsün suçunu kargo görevlisine, kuryeye yüklermiş gibi bakıp emir kipinde konuşanlar...
Bir kurye “Bizim de evimizde çocuklarımız, yaşlılarımız var. Yine de çalışmaya devam ediyoruz. Tamam, sosyal teması keselim ama karşılıklı saygıyı kesmeye gerek yok...” diyerek özetliyor durumu.
Bir kurye dostumuz da “Şu durumda internetten kıyafet alışverişi yapanları anlamıyorum. Nerede giyeceksiniz yahu? Yetişemiyoruz! Bu kıyafet siparişleri de araya girince iyice zorlaşıyor durum. Biri orada erzak beklerken diğerine kıyafet götürmek canımı sıkıyor.” demiş...
Sonuna kadar katılıyorum; o kadar haklı ki...
“Şeffaf rugan stiletto” da eksik olsun şu günlerde be kardeşim! Zaten hem şeffaf hem rugan nasıl oluyorsa... Onu da anlamadım zaten!
Paylaş