Paylaş
Yine de rüzgarın önüne katıp sürüklediği bu maçta Galatasaray için bazı acı gerçekleri görmek gerekiyor. Sarı kırmızılıları geçen sezon başarıya ulaştıran faktörlerden en önemlisi, belki de birincisi üstün savunma anlayışıydı.
* * *
TAKIMIN her kademesinin katkı sağladığı o savunmanın yerinde bugün yeller esiyor. Galatasaray açısından bir büyük dram da pas trafiği ve paslaşma beceriksizlikleri. Florya’da antrenman sahasına bir özlü söz yazma hakkım olsa, koca harflerle hazırlanmış bir ‘Basit, güzeldir’ tabelası asardım. Çabuk ve basit oynamak yerine topla ne yapacağına karar verene kadar rakibe teslim etmek neredeyse bir tür oyun karakterine dönüşmüş vaziyette.
* * *
HEM savunmad hem atak olgunlaştırma aşamasında yaşanan dram, sürekli gardı düşük boksör gibi oynamasına yol açıyor takımın. Galatasaray’ın yediği golde elbette harikulade gol pasını ve Pinto’nun doğru koşu ve doğru vuruşunu alkışlamak gerek.
Bu pozisyonda liderin iki stoperinin ‘Aa! Bak kuş!’ diyen haline de dikkat çekmek lazım. Defans böyle, kevgirden hallice diyelim; peki orta saha? İlk 45 dakikada G.Saray orta sahasının tek olumlu hareketi, Selçuk’un alameti farikası haline gelmiş enfes gol pasıydı.
* * *
İKİNCİ yarıda gelen değişiklikler (Elmander-Amrabat, Yekta-Aydın, Engin-Sneijder) hücum hattını görece hareketlendirirken, kırılganlığını da artırdı Galatasaray’ın.
Ancak Ertuğrul Sağlam sonrası ilk maçında 60 dakika kadar şampiyon olduğu yılın enerjisinden örnekler sunan Bursaspor’un bu kırılganlıktan faydalanacak hali kalmamıştı. Yine de net pozisyonlar yakaladılar, bir bölümünde doğru vuruşu gerçekleştiremediler, bir bölümünde de Muslera’ya takıldılar.
* * *
SON 4 sezondur Bursa’da 3 puanı göremeyen G.Saray’ın zorlu deplasmandan, bu kadar berbat bir pas trafiğiyle 1 puan çıkartması başarı olarak görülebilir, görülmelidir. Rüzgarın azizliklerini akılda tutmak gerekiyor ancak yine de bir ‘paslaşma dramı’ yaşadığı kesin G.Saray’ın...
Paylaş