SAMANTHA Fox’un Türkiye’ye geleceğini duyunca blog üyelerine (Katkaya yaz, 2727’ye yolla, seni manalı/manasız faaliyet manyağı yapsın) "80 Kuşağı uyuma, Samantha’ya sahip çık" şeklinde seslenmiştim.
Samantha Fox’un meşhur olduğu yıllarda Red Kit’teki cenaze levazımatçısının, evrensel rock dinleyicisiyle karıştırılmasından oluşan (Bir nevi Doktor Moreau’nun Adası mamulü) bir tiptim.
Sadece siyah giyen, soluk benizli, ip gibi bir şey... Samantha Fox ise -çok affedersiniz- göğüsleri kadar bir yer kaplıyordu aramızda.
Sonra devir değişti, Çelik değişti; Çelik değişince ben değişmeme kararı aldım vesaire... Neticede Samantha Fox, 1980’ler nostaljisinin karikatürize bir sembolüne dönüştü.
***
Samantha Fox’un Türkiye macerasının bu kadar sarsıcı olabileceğini açıkçası tahmin edemedim. Samantha Fox’un Türkiye macerasını üç televizyon programı aracılığıyla takip ettim.
İlk katıldığı program, Beyaz Öztürk’ün şovuydu. Açık konuşmak gerekirse, sonraki programlarda olanları düşünürsek, Beyaz Show’da gayet normal şeyler gördü Samantha. Gökhan Özen’le suni flört (Benim bildiğim kadarıyla Samantha Fox, kısa bir süre önce lezbiyen olduğunu net olarak açıklamıştı) filan gayet zararsızdı.
Asıl bomba pazartesi akşamı Mehmet Ali Erbil’in programında patladı. Veya ben daha sonrasını o andan tahmin edemediğim için, bombanın patladığını sandım.
Samantha Fox "Ya Şundadır Ya Bunda"da önce -programı seyredenler bilir- Ces’i öptü.
Samantha’nın birini öpmesinin derin manalar içermeyebileceğine zaten bir balığı
-evet balık!!!- öptüğünde kanaat getirmiştim.
Fakat Samantha bununla kalmadı ve Mehmet Ali Erbil’in "Ferhat Beautiful" diyerek tanıştırdığı Ferhat Güzel’i de dudaklarından öptü.
1980’lerde, libidonun oluşum aşamasında Samantha Fox’un katkılarını yadsıyamayacak olanlar için büyük bir travma olmuştur sanırım bu hareket.
Bu darbeyi atlatabilenler için de kolay olmadı hayat Samantha’nın "Ya Şundadır Ya Bunda" performansı sırasında.
Çünkü Samantha, Ferhat Güzel’e "Burt Reynolds’a benziyorsun" dedi.
Yorum yapmayacağım...
***
Samantha Fox’un artık memleketine döndüğünü düşünerek uyandım ertesi sabah. Tehlike geçmişti...
Sen öyle san.
Kanallar arasında sekerken, rüyamda görsem "eşhedü..." diye yataktan fırlayacağım bir ekiple karşılaştım: Banu Alkan, Murat Taşdemir veeee Samantha Fox.
Banu Alkan mütemadiyen "Armaaaaaani" diyor, Murat "the Terrible", "Gözlüklerini çıkarsana Banu, bak kadın nerelerden kalkıp gelmiş, gözlerini göremedi daha" diyor; Samantha Fox da nereye düştüğünü tam olarak anlamasa da "O bir yıldız, normaldir böyle takılması" makamından konuşuyor.
Samantha Fox’un bu programlara çıkmak için para aldığı söyleniyor ki herhalde doğrudur. "Üstüne para versen çekilmez" diyecek hali yok kadının.
Fakat biz niye böyle bir zulüm yaşadık? Kim getirdi Samantha Fox’u? Niye böyle bir tura çıkardılar?
Konserin tanıtımı desen, konser olmuş bitmiş. Albüm satışları için desen, ortada bir Samantha Fox albüm tanıtımı olsa, bu programlarla albümü de bir şekilde görürdük di mi?
Niye Samantha Fox, niye biz?..
Suçumuz neydi yahu?..
Bir de kadın neler düşündü katıldığı bu enteresan iki programdan sonra acaba?
Bir süre İngiltere’de çıkan tabloid gazeteleri takip etmek gerekiyor. Her an "Samantha Fox haykırıyor: Türk televizyonlarında Geceyarısı Ekspresi’ni yaşadım" şeklinde bir haber patlayabilir.