Paylaş
Haberin “Riyaset locası hazırlanacak” ara başlığı ile ayrılan son bölümü şöyle: “Konserde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devlet yetkililerine ayrılacak bir riyaset locası olacak ancak devletin zirvesinin konsere gidip gitmeyeceği belli değil.”
Okur okumaz aklıma John Lennon’ın meşhur sözü geldi.
Rock müzik doğrucudur, müdanası yoktur, “Aman efendim, sepet efendim, pipet efendim” takılmaz.
Ve her türünden iktidar/mevki/unvan/etiket/koltukla işi olmaz.
Aynen yaşanmış rock hikâyemiz onu anlatır, buyurun okuyun...
* * *
4 Kasım 1963.
The Beatles, Londra’daki The Prince Of Wales Theatre’da sahnede.
Ancak hayır amaçlı konser “Royal Command Performance” kapsamında, yani Kraliyet ailesinin himayesinde gerçekleştiriliyor.
Bu sebepten seyirci profili enteresan: Ana Kraliçe, Prenses Margaret ve “diğer Royal zevat” ön sıraları, locaları, iyi yerleri kaplamış.
Bir yerde “Asiller plaja koşmuş, halk denize giremiyor” durumu var normal Beatles hayranları için.
John Lennon bu duruma gıcık oluyor. Ve son şarkıyı çalmadan önce şu anonsu yapıyor:
“Son şarkımız için sizlerden biraz yardım isteyeceğim. Siz, ucuz koltuklarda oturanlar lütfen ellerinizi çırpın. Diğerleri, sizler de bir zahmet mücevherlerinizi sallayın, yeter!”
“Rock’çı ayarı” denen şey böyle verilir işte.
Bono’nun özellikle son yıllarda “liderperver” bir tavır sergilemesi “Riyaset Locası”nın elini güçlendirir. Ama n’olur n’olmaz ustacım, güven olmaz bu rock’çı milletine; Robert Johnson’ın gitarının ruhu dürter filan...
U2 konserini “Riyaset Locası”nda oturarak izlemek de kimse kusura bakmasın fakat saçmalığın daniskasıdır, umarım yapmazlar. Söylemeden geçemeyeceğim!
Fasıla hariçten gazel
ESKİ İstanbul eğlence hayatını gösteren bazı fotoğraflarda, sahnedeki saz heyetinin arkasındaki uyarı levhasını görebilirsiniz: “Hariçten gazel okumayınız!”
Bugün de kullandığımız “hariçten gazel okumak” buradan geliyor. “Biz burada okuyoruz zaten, sen okuduğunu zannederek hepimizi dehşete düşürme!” uyarısıdır.
Mehmet Y. Yılmaz ve Fehmi Koru arasındaki fasıl polemiğine hariçten gazel okuyarak dalacağım, çünkü kafam karıştı.
Mehmet Yılmaz haklı: Eğer 50-60 kravatlı (veya haydi kravatı gevşetmiş) adam bir masanın etrafında toplanıp Türk sanat müziği icra edecekse masada kola olmaz. En azından bu manzaraya katlanabilmek için birer büyük devirmek gerekir.
Fehmi Koru haklı: Biz işin müziği yüceltme kısmındayız. Elimizde notalarla oturup yarı amatör yarı profesyonel yapabiliyoruz bu işi.
Eh, Kanat da haklı: Hem iyi fasıl, hem rakı olmuyor mu kardeşim?
* Not: Atıp tuttuğuma bakmayın, herhangi bir fasıl ortamında sıkılarak öleceğimi düşündüğümden zaten iki tarzdaki davetten de arkama bakmadan kaçarım!
Yort savul çeken çıkmamış mı?
BAŞBAKAN’ın şiirle ilişkisi hoş ama bana pek samimi gelmeyen türden.
Çünkü Ece Ayhan okumuş ve şiirini tanımış birinin bu kadar keskin antikomünist kalabilmesine imkân yoktur.
Bir “konuşma hazırlayıcı”nın işine geldiği gibi cımbızlayıp amirine konuşma metni olarak sunacağı bir şiir midir Ece Ayhan’ın şiiri?
O salonda oturmakta olanlardan herhangi biri Başbakan lafı Ece Ayhan’a getirince bir “Yort Savul!” okuyamamış mı?
Toplantıya katılan ahali “Beni 12 Adam mı yargılasıııııın, yoksa Cumhuriyet Savcıları mı yargılasın!”ı bir kalemde geçip bütün kara cinayetler için Meçhul Öğrenci Anıtı kükretememiş mi Ece Ayhan’dan?
“Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür. Devlet dersinde öldürülmüştür.”
Haydi bu gelmedi aklınıza şunu da mı hatırlamadınız tam da “Denizler’in” kalemini kıran hâkimin öldüğü gün?
“Nerede kalmıştık? Tarihe ağarken üç ağır yıldız
Sürünerek geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk
Çocuklar! ile bile muhbirler! ve bütün ahali! Hep birlikte, üç kez, bağırarak, yazınız
Kurşunkalemle de olabilir
Yort Savul!”
Başbakan’ın solculuk sınırını zorlamış olur diye kimse okumadı herhalde.
İktidara misafirsen anlaşılır bir durum. Şiirin veya demokrasinin neresi denk gelirse “Çok güzel olmuş efendim” dersin.
Ece Ayhan yaşasaydı, ne diyeceğini... Yine en iyi Ece Ayhan bilirdi!
Paylaş