Bilmeyenler için küçük bir özet geçeyim önce:
Earl, hakiki manada fena bir insan. Kendisinden başka kimseyi düşünmeyen (içine nakil amacıyla böbrek koyulmuş buzdolabını çalabilmiş biri), yaptığı kötülükleri, zor durumda bıraktığı insanları umursamayan bu arkadaşın hayatı bir günde değişiyor.
O gün güzel bir ikramiye yakalayan ve aynı gün içinde trafik kazası geçiren Earl, bir nevi aydınlanma yaşıyor kazanın ardından.
"Karma" diye bir felsefesi var. "İyilik yaparsan iyilik bulursun" diye özetleyeyim bu felsefeyi, tamam mı?..
(Karma’yla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak isteyenler, internet üzerindeki sayısız web sayfasını kullanabilir diyerek topu taca da vurayım bari bu arada...)
*
Bir anda iyilik böcüğü tarafından ısırılmış gibi davranmaya başlayan Earl Abi , oturuyor ve kocaman bir liste hazırlıyor.
Kime ne kelek attıysa, alt alta yazıyor. Sonra da hayatını kararttığı insanları tek tek bulup , geçmişte verdiği zararı telafi etmeye ve kendini affettirmeye çalışıyor.
Earl de komik, biraderi Randy da komik, diğer tipler de. Neticede "My Name Is Earl"ü "sık seyredilen programlar" listesine ekledik...
Topesto da bulaştı "My Name Is Earl"e.
Bir akşam oturmuş laflarken konu diziye geldi. "Earl’ün yaptığı en büyük hayvanlık hangisiydi?" konulu tartışma başlığını eskittiğimiz bir anda Topesto "Senin yaptığın en büyük hayvanlık hangisiydi?" diye sordu.
"Duruma göre değişir" dedim.
"Bence, Riko’yla beraber Kaş’a giderken bana yaptığınız hayvanlık büyüktü usta!" dedi.
"Özür diledik, Kaş’ta sana rakı ısmarladık; bu sebeplerden dolayı o sayılmaz aslan kardeşim" dedim.
"Ne sayılmaz be; ben böyle utanmadım hayatımda!" dedi.
*
Açıklayayım...
Çok gençtik. Yolda ihtiyaç molası vermiştik. Tuvalet zaten hijyen abidesi değildi fakat bir tanesindeki durum ayrıca korkunçtu.
Ben hálá bir homo sapiens’in böyle bir manzarayaratabileceğine inanmıyorum; kesin manda sürüsü filan geçmişti o tuvaletten.
Neyse, biz Riko’yla canımızı kurtardık, tam çıkarken de tuvalet görevlisine "Usta içerideki eleman canına okudu tuvaletin, ’küçük’ parası vermeye kalkarsa alma" dedik.
Adam tabii yekten içeri yöneldi ve çıngar koptu. Biz Topesto’nun "Ben burayı kullandım, orayı kullanmadım" diye adamı sakinleştirmeye çalıştığını duyup krize girdiğimizden olaya müdahale de edemiyoruz. Kavga çıkmadan halloldu ama...
*
Sonra hem Topesto’nun hem benim hem de Riko’nun tarihi hayvanlıklarını hatırladık ve "Sağolasın Earl Abi!" diyerek bol bol güldük.
Bir yandan da Earl gibi liste yapmayı denedik. Bizim hayatımız dizi olmayacağı için öyle abartılı hayvanlıklar çıkmadı tabii. Hatta "Ne kadar iyi kalpli insanlarmışız biz" diyecek kadar umutsuzluğa kapıldığımız anlar bile oldu!
Neticede ortaya şöyle bir liste çıktı. Hangisi kimin hayvanlığıdır yazmıyoruz. Arada birbirimize yaptıklarımız da var, başkalarına yaptığımız fenalıklar da.
(Bu arada, Yalçın Doğan’ın odasında kahve içip laflarken böyle bir şey yazacağımı söylediğimde "Dur bakalım, senin yazı yerin yetecek mi o listeye!" diyen Neyyire Özkan’a da bir çift lafım olacak: Ben de insanım, ben de kırıldım Neyyire!..)
*
Buyurun ortaya karışık sabıka dosyamıza:
İlkokulda bayrak töreninde önde duran arkadaş E.’nin saçına sakız yapıştırmak.
Sakızı N.’nin yapıştırdığını söyleyerek, suçsuz yere sağlamından iki fırça, bir de kafaya yumruk yemesine yol açmak. (İlk fırçayı nöbetçi öğretmen, ikinci fırçayı babası atmıştı. Kafaya yumruğu, haliyle E. indirmişti!)
Komşu T. Teyze’ye "Vicks’i yutarsanız daha etkili olur" demek ve teyzeciğin de buna acayip derecede inanmasını sağlamak. Aklı başında bir yetişkin durumu fark edene kadar, teyzecik iki üç çay kaşığı yemişti ama bir şey olmadı. Hatta "İyi geliyor ama, çocuk doğru söylüyor" diyerek, hain velede sahip çıkmıştı!
Basket topu eskimesin diye "Arabanın altında kalıp patladı" demek; sonra da bir türlü "Patlamadı, burada top!" diyememek. (Bu itirafı yapan arkadaşı -ismi lazım değil- ayrıca kınadık. Çünkü o yaz boyunca dandik bir topla basketbol oynamak zorunda kalmıştık. Cimri şey, ne olacak!)
Her soruya "Bakalım..." diyerek cevap vermek. Dünyanın en iğrenç cümlelerinden biri. "Şu anda hayır diyemiyorum, aslında hayır diyorum galiba ama sonra evet demek de isteyebilirim. Aslında ben ne istediğini bilmeyen bir tosbağayım!" demenin başka yolu. Üçümüz de defalarca kullanmışız. İlgililerden özür dileriz.
1980’lerin sonlarına doğru Bomonti’de aynı kişiyi (tanımıyoruz) üç kez "Böh!" demek suretiyle feci derecede korkutmak. Köşede bekleyip, adam köşeyi dönünce "Bööööööööğh!" diye bağırıp kaçmak gibi manasız bir hareket. Adamcağız korkusundan bizi kovalayamıyordu bile. Ne ayıp; özür dileriz... Bunu niye yaptığımızı sonra konuşmuş, "Herhalde biz ruh hastasıyız, ühü-ühü!" diye dövünmekten öteye gidememiştik.
Kardeşi "Şekerpare yiyen matematikten sınıfta kalıyor; benden söylemesi... O gazozu içersen Zeynep seni sevmez; bak ben senin yaşında çok gazoz içtim diye Sevtap Parman yüzüme bakmıyor" diye kandırmak ve bütün değerli tüketim maddelerine el koymak.
"Bu kimlikle istediğin yere girebilirsin, yaş problem olmaz" diyerek, kardeşi kandırmak! O sıralar 11 yaşında olan kardeşe birikmiş harçlıkları karşılığında sahte kimlik hazırlamıştık. Biz lise son sınıftaydık o yıl herhalde. Bir gazetenin çocuk kulübünün kimlik kartının "Yaşı" bölümüyle oynamıştık sadece! Kardeşin o kimliği alıp sınıfta kendisinden daha saf ne kadar eleman varsa -çok affedersiniz- genelevin kapısına dayanacağını hesaplayamamıştık tabii. Neyse, polisler pataklamadan kapıdan çevirmiş bunları...
Minik film makinesiyle evde "ayıp film" seyretmek ve makineyi gören anneye (Filmi görse zaten hálá baygın olurdu herhalde!) "Hoca hepimizin seyretmesini istedi bu filmi. Sırayla eve götürüp seyrediyoruz, çok aydınlatıcı bir yapım" diyerek yalan söylemek. "Kardeşin de seyretsin, merak ettim ben de seyredeyim hatta, çalıştır bakayım şunu" diyen anneye "Çok iğrenç bir şey anne, yılanlar filan var" diyerek bir daha yalan söylemek. Anne "yılan" lafını duyunca bile fena olduğundan konu kapanmıştı. Sonra birinin babası veli toplantısında "Filmden de sordunuz mu çocuklara?" diye sormuştu. Neyse ki iki taraf da birbirinin kafayı yediğini düşündü ve konu kapandı!..