Paylaş
GEÇTİ o günler...
Malumunuz işte; “Ne istedinizse verdim” günleri, “Gerekirse ölüleri mezardan kaldırıp oy kullandıralım” günleri, “Özledim, gel gayrı...” günleri geçti...
FETÖ, yani Fethullahçı Terör Örgütü’ne finans desteği sağladığı iddiasıyla Koza-İpek Grubu’na yapılan baskının ardından anne Melek İpek gazetecilerle konuşurken şunu söyledi:
“Bunu yaptıranlar da benim düşmanım değil. İşin en acısı o. İki kardeş kavga ediyor gibi geliyor bana...”
Bünyesinde gazete ve televizyon kanalı da bulunan grup, muhalefet partileri, gazeteci dernekleri vb bu operasyonun seçim öncesinde muhalif basına yönelik bir darbe olduğu görüşünde...
*
Diriliş Postası geçtiğimiz 28 Şubat’ta yayın hayatına başlayan İslamcı çizgide bir gazete.
Genel Yayın Yönetmeni Hakan Albayrak, önceki gün medya sözlüğüne yeni bir madde ekledi: “Hür yandaş”...
“AK Partili kamuoyuna duyuru” üst başlığıyla yazdığı açık mektupta gazetesi Diriliş Postası’nı “Hür yandaşlığın kalesi” olarak ilan ediyor ve uğradıkları haksızlıkları şikâyet ediyor.
Ne gibi haksızlıklar?
“Arada bir çatlak ses çıkardıkları için” boykot edildiklerini söylüyor.
Reklam boykotu yaşadıklarını söylüyor.
Sadece gazetelerine reklam verilmesinin engellenmesinin yetmediğini, gazetelerinin reklam vermelerinin de engellendiğini söylüyor:
“Parayla reklam verdiğimiz popüler bir internet haber sitesine falanca nüfuzlu kardeşimizden bir ‘Höt!’ telefonu geliyor, adamların ödü kopuyor, bir daha reklamımızı yayınlamıyorlar...
Veya, falanca derneğin yöneticileri uhdelerindeki talebe yurtları için her gün 8-10 tane Diriliş Postası almak istiyorlar ve fakat filanca nüfuzlu kardeşimiz ‘Onlar mimli’ deyince siparişler anında iptal ediliyor...”
*
“Devlet ve medya koridorlarında” aleyhlerinde propaganda yapıldığını, yazılarının “ciddi antetli dosyalarda” delil olarak saklandığını söylüyor Hakan Albayrak.
“Nüfuzlu falanca ve filanca kardeşler, abiler, beyler”in zulmünden yaka silkmiş olan Hakan Albayrak’ı tanırsınız muhakkak ama olur da tanımayan çıkar ve müzmin bir muhalif zanneder.
Albayrak kendi ifadesiyle “Tayyipçi”dir: “Tayyip Erdoğan bize, bütün İslam dünyasına Rahman’ın bir rahmetidir ve bizim Tayyip Erdoğan’a desteğimiz Rahman’a şükrümüzün bir edasıdır...” (23 Nisan 2014, Star)
Albayrak, 17-25 Aralık’ta ön cephededir: “Adalet ve kalkınma yoluna... Devleti millete mâletme yoluna... Siyasî ve ekonomik istiklâl yoluna... Toplumsal barış yoluna... İyileri güldürüp kötüleri ağlatma yoluna... Aşk ile, şevk ile devam!” (27 Aralık 2013, Star)
Havuzun dışında kalan yani “hür yandaş” olanın hali kendi kaleminden böyle işte; hür olmayanın hallarını varın siz hesaplayın!
*
Atmosfer bu derece kirliyken Hürriyet 67’nci yaşını kutladı.
67 yılda tehdit, iftira, yalan ve düşmanlığın her türlüsünü görüp geçiren bir gazete Hürriyet.
Ancak kuyruklu yalanların, direkt tehditlerin, kuru iftiranın bu kadar rahatça ve bu kadar pespayece üretilip servis edildiği bir dönem olmamıştır.
“Höt diyen nüfuzlu falancalar”ın, zavallı küçük tetikçilerin, yalayıp kapattıkları ‘ciddi antetli zarflarda’ ihbar biriktirenlerin devri...
Bu da geçer.
İyi ki doğdun Hürriyet, iyi ki varsın...
Paylaş