Paylaş
“Beyaz Et Düğün nedir?” diye merak eden olursa, tavuk filan işte.
“Kırmızı Et Düğün” mönüsüne yönelirseniz, kişi başı 58 TL’den başlıyor, 68 TL’ye kadar uzanıyor bedeli...
Düğün, sünnet, nişan, “öylesine toplantı” veya “böylesine toplantı” için fark etmiyor fiyatlar ve pasta da dahil ha, ona göre...
“Organizasyonel” manada lojistik destekte de sınır yoktur tesislerimizde sevgili okur...
Sandalyeyi giydirmek istersen “oturgaç” başına 5 TL ödeyeceksin.
Gelin masası 350 TL, lüks gelin masası 800 TL. 450 TL fark verince kuş konuyor olabilir masaya, bilemiyorum...
Tek palyaço istersen 250 TL, davul-zurna ekibi istersen 500 TL, “volkan” istersen (herhalde maytaplı filan gösteri oluyor) 350 TL.
Konfetiye 250 TL istiyorlar ki tek itirazım bunadır. Biz zamanında Ali Sami Yen’in kapalı tribününden okulları tatil edecek kadar konfeti atıp bugünün parasıyla herhalde 100 TL’ye filan çıkarmıştık işi...
“Mehteran gelsin... Yolla mehteri!” dersen 1.750 TL, 3 kişilik tasavvuf ekibine 1.250 TL, Ahırkapı Roman Orkestrası istersen 2 bin TL...
Semazene 300 TL isteniyor ki; diğerlerine bakınca herhalde ekibi toplayıp gelmiyordur bu fiyata diye düşündüm.
Tek kol şamdan 35 TL, beş kol şamdan 65 TL.
Gelini tahtırevan ve yeniçeri eşliğinde getirelim derseniz, o da 900 TL.
Yeniçerilerin tarihte böyle bir misyonu yoktur bildiğim kadarıyla ama Fatih Belediyesi Topkapı Sosyal Tesisleri’nde fiyat listesi böyle belirlenmiş...
Fatih Belediyesi’nin web sayfasındaki ifadeyle “Topkapı Kale İçi Sosyal Tesisimiz, tarihe tanıklık edebileceğiniz anılarla dolu bir geçmişe sahip olup...” 50 kişiden 1100 kişiye kadar da hizmet sunan bir yerdir.
Bu tanıtım metnindeki “Tarihe tanıklık edebileceğiniz” ifadesi önemlidir, çünkü kastedilen İstanbul surlarıdır.
20 kilometreyi aşan tarihi surlar ‘Romalılardan Hunlara, Latinlerden Gotlara, tarihe bir şekilde dayanmıştır, defalarca onarılmıştır, İstanbul’un fethinden sonra da asırlarca korunmuştur.
Ama Septimius Severus’tan II. Theodosius’a, Komnenos’tan Abdülhamid’e hiçbirinin aklına bu tarihi surların dibinde maytap yakıp düğün-dernek yapılacak alan açmak gelmemiştir.
Vizyonunuz bol olsun, ne diyeyim?
Son olarak bu tesislere “portatif çatı sistemi” kurularak ne bileyim, maytapların sönmesi, tahtırevanın ıslanması vesaire engellenmiş.
Hafif sitemkâr haberler okudum bu konuyla ilgili üzüldüm açıkçası...
Neymiş, estetik açıdan surlara vurulmuş bir darbeymiş!
Benim yeniçerimin börkü, benim giydirilmiş sandalyem, benim “katkatkat” pastam ıslansın mı yani? Bir gelin-damadın, bir sünnet çocuğunun saadetinden önemli mi taş duvarlar, sorarım size!
Bu arada ömrünü İstanbul surları başta olmak üzere tarihi eserlerin korunmasına adamış olan kıymetli hocamız Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’a geçtiğimiz günlerde Vehbi Koç Ödülü verildi; malumunuzdur.
Bu “portatif çatı sistemi” haberini okuduktan sonra dönüp baktım habere, “Ödül töreni nerede yapılmış?” diye.
İş Sanat Kültür Merkezi’nde düzenlenmiş tören.
Yani mis gibi tesis dururken surların dibinde...
Olacak iş mi?..
Aaah, ah!..
Paylaş