Paylaş
“Ben onu askere 65-70 kilo olarak göndermiştim. Ben bir anneyim. 3.5 kilo dünyaya getiriyorum, 750 gram toprağa veriyorum. Sizlere yalvarıyorum. Kendinizi bizlerin yerine koyun. FETÖ mü var, ne varsa bulun artık. Yeni heyete güveniyorum...”
Satı Ergenç, 5 Eylül 2012’de Afyonkarahisar’da mühimmat deposundaki patlamada şehit olan 25 askerden birinin annesidir.
Bu konuşmayı Şubat 2017’de askeri mahkemede, davanın 16’ncı duruşmasında yapmıştır...
O duruşma “Hadisenin FETÖ ile bağlantısının araştırılmasına...” denilerek noktalanmış, şehit yakınlarının içine su serpecek hiçbir gelişme kaydedilememişti yine...
Sonra malumunuz, KHK ile askeri mahkemeler tarihe karıştı, ellerindeki dosyalar sivil mahkemelere devredildi.
İLK KEZ SİVİL MAHKEMEDE
5 yıl sonra, askeri mahkemelerde aşamadıkları duvarları aşabileceklerini, göremedikleri gerçekleri görebilecekleri umuduyla ilk kez sivil mahkemeye koştu şehit yakınları önceki gün...
Ne oldu peki?
Bir dayak yemedikleri kaldı desek yeridir.
Savcıdan fırça yediler, bütün talepleri reddedildi, acıları bir kat daha katmerlendi...
Sabah gün doğmadan geldiler mahkemenin önüne, saatlerce beklediler, duruşma 1.5 saat geç başladı, tutuksuz yargılanan 3 sanık elbette yoktu...
Haberden okuyalım:
“Şehit babası Zekai Fırat Düger, salondan azarlanarak çıkarıldıklarını iddia ederek, ‘Şehit anne ve babasına ‘Çıkartın bunları!’ diye bağırmalarına hiçbir hakları yok. Çünkü biz evlatlarımızı verdik burada, parça parça oldu yavrularımız. 20 kilometre öteden topladılar yavrularımızın parçalarını. Bunu mu hak ediyoruz biz? Yazıklar olsun’ dedi.”
CEVAPSIZ SORULAR KATARI
5 yıl önce Afyonkarahisar’da cephanelikte sayım/döküm yaparken feci şekilde can veren şehitlerin yakınlarının kafaları soru işaretleriyle dolu...
1936 yılında Alman hibesi olarak gelen el bombalarını sayarken, uykusuz, durmadan, dinlenmeden, köle gibi çalıştırılırken ölen o çocukların hatırasına hiç mi saygı yok?
FETÖ bağlantısı çıkmadı istihbarat raporlarına göre tamam, ama peki ne oldu orada?
İşini düzgün yapmayanlar kimdi?
Kimin umursamazlığı, işini doğru yapmaması, insafsızlığı, akılsızlığı kopardı 25 evladı bu hayattan?
Kim hesap verecek?
Mahkeme heyeti şehit yakınlarının bütün taleplerini otomatik olarak reddediyor sonra...
Ne hakla?
Ne hakla yahu, ne hakla?
Bir anne “750 gram geldi bana çocuğum. Niye?” diye sorarken, “Araştırmaya gerek yoktur” denilebilir mi cevaben?
Ne hakla?
Ne hakla yahu, ne hakla?
Paylaş