Ne eski yılımızdın sen 2001

“DÜŞÜNDÜM banka soymayı,

Haberin Devamı

Uluorta soyunmayı,

Hayatımdaki herkesi vurmayı

Affedin,

Depresyondayım...”

Göksel’in hit parçası aldatılmış, depresyona sürüklenmiş kalbi kırıkların halinin ötesinde bir toplumun ruh halini yansıttığı için de başarılı olmuştu.

Parçanın çıkış yılı 2001’di ve o yıl zaten normal yılı pek bulunmayan memleket tarihinde yine ziyadesiyle anormal bir yıldı...

Gazeteci dostum Mirgün Cabas’ın yazdığı “2001: Eski Türkiye’nin Son Yılı”nı karışık duygular ve düşünceler içinde okudum.

ANAYASA, YAZARKASA

Mirgün, kendi ifadesiyle “‘Biz buraya nasıl geldik?’ yerine ‘Biz buraya nereden geldik?’ sorusunun peşine düşerek” 15 yıl önceyi hatırlarken/hatırlatırken eğlendim, bolca yutkundum, öfkelendim vesaire.

Kimi zaman “Ya bunu nasıl hatırlamazsın?” diyerek hafızama yüklendim kimi zaman her saniyesi zihnime işlemiş bir filmin senaryosunu okuduğumu hissettim.

Haberin Devamı

Anayasa kitapçığı ve yazarkasaların fırlatıldığı...

Deprem sonrası daha da ağırlaşan ekonomik kriz altında kitlelerin ezildiği...

Koalisyonların çaresizlik hissi yarattığı, rant savaşlarının her cephece mide bulandırdığı yıllar...

CHP’nin 800 üyesinin bulunduğu ilçeden 62 oy alarak filan Meclis dışında kaldığı bir seçim yaşanmış; merkez sağın kaçacak delik aradığı, Ecevit’in sağlığının bir numaralı gündem maddesi olduğu dönem...

MARABA TELEVOLE!

Televole seyrediyoruz, haberleri Reha Muhtar’dan alıyoruz, parayı 900’lü hatlara kaptırıyoruz ve cep telefonuna hemen alıştığımız, internet ile yavaş yavaş ilerlediğimiz günler yaşıyoruz...

Canlı yayına bağlanan bakana mal varlığının sorulabildiği günler...

Günümüze kadar ulaşan 15 yıllık kesintisiz AKP iktidarından hemen önceki günler...

Mirgün’ün kitabı o dönemi yaşamamış veya hatırlamayan gençler için çok ilginç olacaktır, eminim.

Ancak dönemin bazı önemli figürlerinin röportajlarıyla zenginleşen kitap asıl o günleri yaşamış olanlar için daha çarpıcı anlar/anılar barındırıyor.

2001 Türkiye’si sorunlarla, krizlerle dolu kaotik bir ülkeydi. Yine de gülümseten/sevilebilecek yanları, bugüne göre çok geniş bir hoşgörü iklimi olduğunu düşünüyorsunuz kitabı okurken.

KUZU KUZU

Haberin Devamı

2017 Türkiye’si nasıl anılacak acaba?

Kitabı okurken “2001’in sevilen şarkıları listesi” dinledim.

Göksel’in şarkısı 2001’in en büyük hit parçalarındandı.

Ama asıl hit Tarkan’dan gelmişti: “Kuzu Kuzu”...

2001’e dönüp o günlerde beğenmediğimiz hoşgörü ortamına özlem duyarak bu şarkıyı söyleyen çıkar mı?

“Vur, vur bu akılsız başı

Duvarlara

Taşlara vur sevabına 

Sonra affet, gel bas bağrına

Süzüldüm, eridim

Sensiz olamadım...”

(2001: Eski Türkiye’nin Son Yılı, Mirgün Cabas, Can Yayınları, 2017)

Yazarın Tüm Yazıları