Paylaş
BÜLENT Arınç “Eskiden ‘biz’dik şimdi ‘ben’e döndük” dedi diye, “Cumhurbaşkanı’nı işaret etti” diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar...
Nayır, nayır, nolamaz, nayır!
Böyle bir şey söylemiş olamaz.
Söyledi, ben de dinledim ama söylememiştir!
Biz yanlış duymuşuzdur, kafamıza dikili antenlere destursuz dalıp algı ayarlarımızla oynamışlardır.
*
(Şimdilik) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Siyasi istikrarı sağlayıp reform yapamazsak bırakın 2023 hedeflerini biz mevcut kazanımları koruyamayız...” diyerek kara tablo çiziktirmiş...
Nayır, nayır, nolamaz, nayır!
Böyle bir ‘demeç demeçlemiş’ olamaz.
‘Demeçledi’, ben de dinledim ama demeçlememiştir!
Biz yanlış duymuşuzdur, iç ve dış mihraklar kulaklarımızı ele geçirmiştir.
Adamı “Makam araçlarına harcanan çerez parası bile değildir” demişten beter eder yoksa havuzbaşı kadrosu, hafazanallah!
*
Beşir Atalay “Siyaset kadar benleri körükleyen bir şey yoktur. Akademik alanda bürokraside bu kadar yoktur. Ama siyaset ‘ben’i öne çıkarır. Ortak akıl, benim tespitim, ilk zamanlardaki kadar devrede değil...” demiş.
Nayır, nayır, nolamaz, nayır!
AKP’nin ağır bir abisi böyle konuşmuş olamaz.
Konuştu, ben de dinledim ama konuşmamıştır!
Yoksa “Kullanıcı ayarlarına dönüyoruz!” temalı kongre neticesinde parti yönetiminin dışına itilen “ilk kadronun” sitemi olarak algılanır ki; oy babo oy!
*
Binali Yıldırım’ın kongre öncesi “Bir kongre gecesi ansızın gelebilirim” hamlesi “duymaması gerekenlere” bile duyurulacak şekilde dillendirildi.
Ak Saray dolaylarından üfüren bu yelin Davutoğlu’nu önüne kattığı, istediği hiçbir ismi yönetime taşıyamadığı, “reyizsel” bir listeyi bir bardak su eşliğinde yutmak zorunda kaldığı söylendi, yazıldı, çizildi.
Güya Davutoğlu ve Gül’e yakın kadrolar tasfiye edilmiş bu hamleyle ve Erdoğan’ın dediği olmuş!
Nayır, nayır, nolamaz, nayır!
Tarafsızlık yemini etmiş bir Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin yönetim listesini o partinin liderinin ve memleketin –geçici meçici- başbakanının eline tutuşturmuş olamaz!
*
Mehmet Barlas, Atatürk’ün Celal Bayar’a başbakanlık görevini verirken yaptığı iddia edilen konuşmayı “tek parti dönemi eleştirisi sosuyla” aktarmayı pek sever.
Yıllardır her vesileyle hatırlatır, yazar, çizer, anlatır:
“Dış politikaya karışma, elçileri ben atarım. Polise, valiye karışma, ben atarım. Orduya karışma, tayinleri ben yaparım... Gerisini bildiğin gibi yap işte...”
Ne yani şimdi şöyle bir durumda mıyız?
“MYK/MKYK’ya, Divan Kurulu’na veya Bakanlar Kurulu’na, bürokrasi vb atamalarına, bütçeye, AKP’ye karışma; tayinleri ben yaparım. Gerisini bildiğin gibi yap işte...”
Nayır, nayır, nolamaz, nayır!
Paylaş