Paylaş
Gaye Su Akyol, kendi yaptığı ve Barbarella filmindeki Jane Fonda’yı andıran bir elbiseyle çıkmış sahneye; gruba aşina olanların gayet iyi bileceği üzere diğer müzisyen arkadaşları da yüzlerinde maskeyle ve keşiş cübbeleriyle karşımızda.
GSA, “Hayal Gazinosu” adını verdiği konserde “Pink Floyd’un Dediği Gibi”, “Cehennem Meyhanesi”, “Yıllar Yılan” ve “Fantastiktir Bahtı Yârimin” gibi şarkılarını söylüyor ama eklektik müziğinin beslendiği damarlardan “Gamzedeyim Deva Bulmam”, “Drama Köprüsü” gibi şarkı ve türkülere de yer açıyor.
GSA’nın içinden Türk sanat müziği geçen rock’n’roll tarzı, şu sıralar “Onun Karanlık Huyları” adlı şarkısıyla (YouTube’dan dinleyin isterim) beni benden alan Tuğçe Şenoğul’la kurdukları grup “Seni Görmem İmkânsız”dan beri malum...
İki saat süren konserin ardından yaşadığı deneyimden memnun mesut dağılan kalabalığın arasına karışırken içimde bir pişmanlık hissi de var. Çünkü aynı saatlerde Babylon sahnesinde de yine çok beğendiğim yeni kuşak gruplardan Nusaibin’i kaçırmış vaziyetteyim.
Nereye varacak bu yazı? Şuraya varacak...
GSA ve Nusaibin sayıları müzikseverleri sevinç dalgalarına boğacak şekilde artan yeni kuşak müzisyenlerin, grupların sadece iki örneği.
“Jakuzi”, “Ah! Kozmos”, “Help! The Captain Threw Up”, “Palmiyeler, “In Hoodies”, “Nihil Piraye”, “Nilipek”, “Melis Danişmend”, “Selim Saraçoğlu”, “Bubituzak”, “Hedunotopia”, “Balina”, “Ponza”, “Yarımada”, “Midvil”...
Liste hepsinin adını yazsam köşeden taşıp sayfayı dolduracak kadar uzun, adı geçmeyenler kusuruma bakmasın lütfen...
Kimi Türkçe, kimi İngilizce müzik yapan ve çoğunluğu 20’lerinde veya 30’larının hemen başında olan bu genç insanlar bir süredir memleketle ilgili içimi umutla dolduran bir kitleyi de temsil ediyorlar.
Evrensel standartlarda müzik yapıyorlar, çok üretkenler, farklı sanat disiplinlerini (grafik tasarım vb) tetikleyerek yeni bir kültürel fay hattı oluşturuyorlar.
Önemli bir bölümü Kadıköy’den, ki sürpriz sayılmaz. Erkin Koray’dan Mazhar Fuat Özkan’a, Kadıköy popüler müzik alanında bereketli bir topraktır.
Evrensel standartlar derken de boş konuşmuyorum
Geçen sene ekim ayında, Kopenhag’da, Çınar Oskay ve Koray Bilici’yi de peşime takarak girdiğim bir rock barda “Ringo Jets” tişörtlü bir Danimarkalı ile karşılaşıp muhabbet etmiştim.
Ringo Jets, memleketimizden çıkma cayır cayır rock yapan bir rock üçlüsü ve özellikle İskandinavya civarında gayet iyi tanınıyor.
Bahsettiğim gruplar önemli festivallerde sık sık ağırlanıyor. “GSA” geçen sene Roskilde’deydi, bu sene Sziget var ufukta. “İnsanlar” Barcelona’da Sonar’da çaldı, dün öğrendim ki bu sene de Amsterdam’da “Strange Sounds From Beyond”a katılacaklar.
Örnekler çok; mesela Bursa’dan çıkan “She Past Away”, Türkiye’den çok dışarıda konser veriyor. Paris Moda Haftası’nda Dior defilesinde mankenler grubun müziği eşliğinde yürüyor...
Bahsettiğim bazı isimlerin albümlerinin de yabancı bağımsız plak şirketleri tarafından dağıtıldığını; önemli gazete ve dergilerde Türkiye’den daha fazla tanıtıldıklarını da eklemeliyim. Bu noktada iğne de bana, çuvaldız da...
Pek çoğunu yeni grupları keşfetmek ve tanıtmakta yıllardır bir misyoner olarak çalışan dostum Hakan Tamar’ın rehberliğinde tanıdım bu umut verici kuşağın temsilcilerini.
Kadıköy’de bir ev salonundan hallice büyüklükteki barda gece sabaha yol alırken dinlediğim rap’çi Ağaçkakan da, yeni albümleri “Boyutlar” ile çıtayı yükseğe koyan Bubituzak da pansuman yapıyor ruhuma...
Kalben, Büyük Ev Ablukada, Adamlar gibi geniş kitlelere erişim sağlayan, sağlamaya başlayan bu parlak müzisyenleri tanıtmaya bu sütunun boyu yetmez.
Yabancı sanatçıların konser iptallerinin “hayırlı sayılabilecek” bir neticesi Salon İKSV, Babylon, Zorlu gibi önemli sahnelerin bu genç kuşaklara daha fazla yer açmaları oldu programlarında.
Spotify üzerinde (Kanat Atkaya diye arayarak bulabilirsiniz) “Yeni Dalgalar” adlı küçük bir playlist hazırlayacağım bu yazı bittikten sonra.
O listeyi dinleyin isterim ama yine unuttuklarım, atladıklarım olacaktır. Tavsiyem peşlerinden kendi müzikal maceranıza yelken açmanız yolunda olacak.
Hepsi birden size uymayabilir ama şahane gençler tanıyacaksınız, umut tazeleyeceksiniz ve pişmanlık duyacağınızı da hiç sanmıyorum...
Paylaş