Lazer çirkinliğini topluca bıraksak

Genellikle derbi maçlarda rastladığımız bir tip Lazer Abi.
Ali Sami Yen’de, Saracoğlu’nda, İnönü’de görüyoruz kendisini.
Son olarak Leo Franco’ya “göz ve ciğer taraması” yaparken görüldü.
Şu rakibe lazer tutma çirkinliğini toplu halde bıraksak, nasıl olur?
Ne taraftarlığa ne delikanlılığa sığar. Sevimsiz, gereksiz, “Ondan sağlanacak avantaj olmaz olsun” dedirten kirli bir numara.
Hiç kimseye yakışmıyor, ciddiyim, vazgeçmeliyiz, ayıptır, erkekliğe sığmaz...

Haftanın takımı yine Denizlispor

GEÇEN haftanın takımı bence Denizlispor’du. Ligde “sahada oynayarak” ilk galibiyetini kazanmıştı Kayserispor’a karşı.
Hatta lafımı düğümlerken “Hepimizin aklı fikri derbide olacak belki ama Diyarbakır-Denizlispor maçı daha az bir maç mıdır?” diye yazmıştım.
Denizlispor bu hafta da 1 yıl aradan sonra ilk deplasman galibiyetini elde etmiş oldu.
Gitti hem de şu konjonktürde en büyük rakiplerinden Diyarbakırspor’u yendi.
“Ankaraspor düştü, Denizli de düştü” diye sadece bir takımın düşeceği hesabını yapanlar tekneyi karaya oturtmuş oldu.
Alt sıranın hesabının değişmesi, domino etkisi yaratır ve bütün hesaplar şaşar, ligin tadı katlanarak artar.
Bu sebepten yine, iki hafta üst üste haftanın takımı -ötüşüne kurban!- Denizli’nin horozlarıdır.
Diyarbakır seyircisini de rakibi alkışladığı için kutlarım.
Ziya Doğan, “Keşke maçtan sonra alkışlasalardı rakibi” diyerek hafiften kırıldığını belirtti, doğru olan elbette maçın sonunu bekleyip rakibi alkışlamak ama bu da güzel, önemsemek, tribüne doğru tepki gösterdiğini hissettirmek lazım.
Ortalığı yakıp yıkan çıkmadı herkes alkışla mesajını vermiş oldu.
Hem İtalya’da, İspanya’da beyaz mendil çıkarıp sallamak için de 90’ıncı dakika beklenmez, hatırlatmış olayım.

Hayrettin’e helal olsun

GALATASARAY ve Milli Takım’ın 1980’lerden, 1990’lardan akılda yer atmış isimlerinden Hayrettin Demirbaş. Müthiş kurtarışların ve “talihsiz” gollerin kahramanı.
Bugün 47 yaşında. Genç aslında ama futbola dönecek kadar genç mi?
Hayrettin, “Evet, oynarım” dedi ve 51 Niğdespor’da futbola döndü.
Hem Hayrettin’i hem 51 Niğdespor’u tebrik ediyorum.
Hayrettin’i bize güzel bir futbol hikayesi verdiği için, özgüveni için, sporcu, aslan ruhu için.
51 Niğdespor Yönetimi’ni de takımlarını bu sempatik transferle gündeme taşımayı başardıkları için.
Hayrettin ilk golünü yemiş ama Niğde galip bu arada.
Bir daha helal olsun.

Çizgi kamerası ve HD sorunsalı

GOL çizgisi kamerası” tam işe yarayacağı maçta yoktu.
Lig TV Kayseri’den yaptığı yayınlarda filan pozisyon olmasa bile “Baaaak, çizgiye de kamera koyduk!” diyerek muhakkak kamerayı bize tanıtıyor.
Bu hafta Leo Franco topu çıkardı mı, çıkaramadı mı tartışmalarına noktayı koyabilecek olan çizgi kamerasını göremedik.
Sorumlusu büyük ihtimalle Lig TV değil.
Kulüpler o noktada bir loca bulunduruyor genellikle.
Yeni yayın ihalesi filan demişken yayın standartlarını da yeniden tartışmak gerekmiyor mu?
HD’miz hâlâ “çakma HD” diyor bu işten anlayanlar.
Eurosport HD ile Lig TV HD arasındaki dağlar kadar farkı çözemeyenler “Masraftan kısmak için yarı değerlerle yayın yapılıyor” diyenlere inanmaya başlıyor.
Kulüpler yayıncı kuruluşa standart yayın için gerekli imkanları tanısın, yayıncı kuruluş da kaliteyi verdiğimiz paranın karşılığını alacak şekilde ayarlasın lütfen.
Az buz para ödemiyoruz çünkü.