Uncut, Büyük Britanya’da yayınlanan, benim de Kızılkayalar Büfe’nin karşısındaki gazete bayii aracılığıyla her ay edinip okuduğum bir dergi.
Ekim 2006 sayısının kapağında Kurt Cobain vardı.
"Grunge" üzerine bir dosya hazırlamışlar.
Evde en rahat okuduğum köşeye çekilip her zamanki okuma sırama sadık kalarak dergiyi karıştırmaya başladım.
*
Kurt Cobain’in intiharının ardından çok sık gönderme yapılan bir şarkısı vardır: "I Hate Myself and I Want To Die/ Kendimden Nefret Ediyorum ve Ölmek İstiyorum" diye.
İşte o şarkıya bir başlıkta "I Love Myself And I Want to Live/ Kendimi Seviyorum ve Yaşamak İstiyorum" diyerek gönderme yapılması dikkatimi çekti.
Uncut tayfası oturmuş ve "Kurt Cobain kendini öldürmeseydi neler olurdu?" diye bir yazı hazırlamış.
Önce "Hem saçma, hem ayıp" dedim, sonra dayanamayıp okudum.
Okuduktan sonra da "Benim okurların başı kel mi? Kelse bana ne, lepiska saçlıysa bana ne? Olayı saç birikiminden bağımsız değerlendirelim. Ben bu yazıyı kısaltarak köşeye alayım" dedim. Gördüğünüz gibi kendi kendime uzun konuşabiliyorum...
Mecburen biraz kısaltacağım. İlla orijinali bulmak isteyen Uncut’ın 113’üncü sayısına ulaşmak durumunda...
*
Mayıs ’94: Kurt, uyuşturucu tedavisini bırakıyor, artık değiştiğini söylüyor. Seattle’da bir motosiklet kazası geçirdiğiyle ilgili dedikodular dolaşıyor ortalıkta.
Kasım ’94: "Unplugged In New york"un Nirvana’nın son albümü olacağı duyuruluyor.
Ocak ’95: Kurt, uyuşturucu ve hayat tarzlarına vurgu yaparak Courtney Love’dan boşanıyor.
Haziran ’95: Nirvana, Kurt’ün "dünyanın en pis sektöründe sekiz yıl" temalı basın açıklamasının ardından dağılıyor. Elemanlar arasında söz savaşı yaşanıyor.
Mart ’96: Kurt, Nashville’de kaydettiği, country-rock havasında ve Hıristiyanlığa dönüş temalı solo albümü "I Love Myself And I Want To Live"i çıkarıyor. Albüm hayranlarını ikiye bölüyor ve iyi satmıyor.
Ekim ’97: Düşük satış rakamları yüzünden Geffen Records (Plak şirketi) anlaşmayı feshediyor. Kurt müzik aleminden elini ayağını çekeceğini ve hastabakıcılık yapacağını duyuruyor.
Şubat ’98: Kurt, Bahamalar’da Nicole Kidman’la tatil yaparken görüntülendi.
Temmuz ’99: Kurt, kendi şirketinden solo albümünü çıkarıyor. Woodstock ’99’da sahneye çıkıyor.
Eylül ’00: Kurt, Eminem’le polemiğe giriyor, satışları artıyor.
Kasım ’00: Nirvana elemanları, Anti-Bush hareketine destek vermek için fikir ayrılıklarını rafa kaldırdıklarını söyleyerek birleşiyor ve turneye çıkıyor. Bush seçimi kaybediyor. Daha sonra Al Gore’un seçimi az bir farkla kazanmasında Nirvana’nın kampanyasının çok etkili olduğu söyleniyor.
Ekim ’02: Nirvana’nın retrospektif çalışması "Heart Shaped Box" için eski Nirvana şarkılarını buluyor Kurt. Bu arada Amanda de Cadenet ile (Courtney’in yakın arkadaşı, anlatmak uzun sürer. The Strokes’dan biriyle evlendi bu sene) evlenerek bir şok dalgası yaratıyor.
Mayıs ’05: Kurt, yönetmen Gus Van Sant’ın, Andy Warhol’un ölümüyle ilgili çektiği "Last Days" filmiyle oyunculuğa adım atıyor.
Temmuz ’05: Kurt ve Dave Grohl, Londra’daki Live8 sırasında bir Nirvana şarkısıyla bir Foo Fighters şarkısını ’miksleyerek’ çalıp söylüyorlar. Sahnede sarılıp, öpüşüp koklaşıyor ve Live’ın aralarındaki meseleden çok daha üstün olduğunu söylüyorlar.
Eylül ’06: Martin Scorsese, epik bir Kurt Cobain filmi çekiyor: "Stupid And Contagious/ Aptal ve Bulaşıcı." Kurt hiç olmadığı kadar popüler...
NOT: Yazıyı okurken kendimi "İyi ki gitmiş, canım benim ya" derken yakaladım sık sık. Kurt yaşasaydı böyle olmazdı ama di mi?
Kon-Tiki’yi sevmiş olanlara bir öneri
Başlığı okuduktan sonra "Kanat kafayı sala binmekle bozdu. Öneri dediği, kesinlikle sal yapıp bünyeyi denize bırakmak" diye panik olanlar çıkabilir aranızdan.
Alakası yok, sakin olalım.
İki hafta önce Kon-Tiki’nin maceralarının yeniden Türkçe olarak basıldığını duyurmuştum.
Bu yazı üzerine "Yap bir sal o zaman birader" diyeniniz bile çıktı, sağolun. Gelen elektronik postalardan biri de TÜDAV’dandı. TÜDAV’ın açılımı Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı.
TÜDAV, bu yolculuğun anlatıldığı kitabı "RA’nın Araştırma Seferleri" adıyla yayınlamış.
Kon-Tiki’nin yazarı ve başkahramanı Thor Heyerdahl’in "Ra" adlı papirüs kamışından yapılma salla çıktığı bir yolculuk daha var. Aslında Heyerdahl’in ne yolu ne yolculuğu bitmiş. Diğer yolculuklarıyla ilgili genel bilgiyi kitaplarından zaten bulabilirsiniz.
Kon-Tiki’yi okumuş, benim gibi çok sevmiş olanlar ilgilenebilir.
www.tudav.org adresinden yola çıkarak Haziran 2006’da yayınlanmış bu kitabın izini sürebilirsiniz.
Sonunda bir sal da bana yaptıracaklar ya, durun bakalım.