İÇİNDE Cingöz Recai’nin adı geçmese, ancak "Yukarı dönen enflasyon bono faizini yüzde 14’e taşıdı" haberi kadar ilgi göstereceğim bir siyasi itişme.
Recep Tayyip Erdoğan, dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in "AKP türban sorununu çözemez" demesi üzerine "Cingöz Recai" dedi.
Peyami Safa’nın Server Bedi takma adıyla yazdığı "Cingöz Recai" romanlarını bilenler tanıyor bu ismi, fakat kamuoyunun mühim bir bölümünün "Demirel’in yeğeni miymiş bu Recai?.. Ne cingözlüğü yapmış" dediğine eminim.
* * *
Başbakan hiç Cingöz Recai macerası okudu mu bilmem. Okuduysa helal olsun. Türk polisiye romanlarının en meşhur kahramanı Cingöz Recai’yi bu vesileyle de olsa gündeme getirmesi iyi bir şey.
Fakat ben Başbakan’ın Cingöz Recai okuduğuna pek ihtimal vermiyorum.
Çünkü tartışma sırasında biri çıkıp bana "Cingöz Recai’lik yapma!" dese, teşekkür bile edebilirim. Birine sataşacaksam da aklıma Cingöz Recai’den önce pek çok isim gelir.
Polisiye roman kahramanlarından yola çıkmak gerekirse "Şeytan Hadiye, Pire Necmi, Badik Hilmi, Amanvermez Avni" ilk akla gelen örnekler.
Cingöz Recai konusunda polisiye romana meraklı bir okur olmaktan öte uzmanlığım yok. Fakat bu işten çok iyi anlayan birinin, Erol Üyepazarcı’nın "Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes" adlı kitabını okumuşluğum var.
Erol Üyepazarcı’nın "Türkiye’de Yayınlanmış Çeviri ve Telif Romanlar Üzerine Bir İnceleme 1881-1928" adlı güzeller güzeli deneme kitabında, Latin harflerinin kabulünden önce yayınlanmış polisiye romanlardan, yazarlarından ve kahramanlarından bahsedilir.
Rehberimiz bu kitap olsun, Cingöz Recai kimdir ona bakalım:
"Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Peyami Safa (1899-1961), kendi ifadesi ile ’sanat endişeleri için değil de, geçimi için çok çabuk yazdığı, bir edebi değer atfetmediği romanlarında’ Server Bedi takma adını kullanırdı" diye yazan Erol Bey, daha sonra özetle şu bilgileri veriyor:
İlk serisi 1924-1928 arasında yayınlanan Cingöz Recai’nin Harikûlade Sergüzeştleri o kadar tutuyor ki; Peyami Safa birkaç kez "Bu son" diyerek yeniden başlamak zorunda kalıyor.
Taklitleri çıkıyor. Bu arada 1954 yılında Metin Erksan "Cingöz Recai" filmi yapıyor filan...
* * *
Peki nasıl bir tiptir Cingöz Recai?
Erol Üyepazarcı "toplumun büyük kesiminin hoşlanmadığı kişileri soyan kibar bir hırsız" olarak tanımlıyor.
Kötülerden alıyor, fakirlere dağıtıyor.
En büyük düşmanı emniyet görevlisi Mehmet Rıza’dır. Onu gıcık etmek için hırsızlık yaptığı bile olur. Ama düşmanını takdir eder, yeri gelir onun canını kurtarır.
İyi eğitimli ve kibardır. İngilizce bilir...
Evlidir, karısı Mebruke’yi de çok sever fakat kadınlara fazlaca düşkündür.
Öldürmeyi sevmez ama mecbur kalınca "hak etmiş katillere ateş edebilir..."
* * *
"Cingöz’ün Akıbeti" adlı kitapta kahramanından kurtulmak isteyen (sonra yeniden yazıyor) Peyami Safa, Cingöz’ü büyük düşmanı Mehmet Rıza’ya yakalatır.
Mehmet Rıza sorar: "Yine kaçmağa muvaffak olacağını ümit ediyor musun?"
Cingöz cevap verir: "Hayır. Bu defa niyetim yok. Muvaffak olacağımı da zan etmiyorum. Hükümet bütün hilelerimi biliyor. Bu defa mükemmel tertibat almış, kanadımı kıpırdatamadım. Zaten bu meslekten bıktım. Hapishanede ’Hırsız ve Zabıta’ isimli büyük bir ilmi eser yazmak istiyorum. Roman falan değil merak etme. Sana rakip olmayacağım..."