Colors Dergisi’nin Kış 2010/2011 sayısını incelerken pek kullanmadığım, sevmediğim şu ukala ifadeyi tekrarladım kendime: “Ben demiştim”... Colors tematik sayılar çıkaran bir dergi. Bu sayının teması koleksiyonerlik. Hayatını toplamaya adayan, çok yakın hissetiğim insanları anlatıyor
Dergi, “İnsan niye koleksiyon yapar?” sorusunun cevabını “İnsan bu, neyin koleksiyonunu yapmaz ki?” dedirten örnekler üstünden arıyor ve buluyor. Koleksiyonerlik, hakkında tedbiri elden bırakmadan konuştuğum bir mevzu. Eşe dosta bakılırsa ben de bir koleksiyoner sayılırım. Ama sorulduğunda “Kendimce bir plak ve kitap ve başka güzel şeyler birikimim var. Ama koleksiyoner sayılmam” derim. Çünkü gerçek kitap koleksiyoneri, gerçek plak koleksiyoneri, gerçek sigara paketi koleksiyoneri, gerçek denizcilik temalı efemera veya zeytinyağı veya fes etiketi koleksiyoneri tanımışlığım var. Onları tanımışken çıkıp “Koleksiyonerim” demem hem yalan hem de ayıp olur! Aslında üç yıl önceye kadar “Fena olmayan bir müzik koleksiyonum var” demeye cüret edebilirdim. Ama üç yıl önce Google’da plak ararken rastladığım bir haberden sonra, evdeki plak ve CD’lere ‘koleksiyon’ deme şansım kalmadı. Haber şöyleydi: “Dünyanın en geniş müzik koleksiyonu eBay’de satışa çıkıyor.” Okumaya başladım: “Dünyanın en geniş müzik koleksiyonu 3 milyon lira açılış fiyatıyla eBay’de satışa çıkıyor. 3 milyon plak ve 300 bin CD’den oluşan ve milyonlarca şarkı içeren koleksiyonu i-tunes’dan almanız gerekse, minimum 5 milyon 940 bin dolar ödemek gerekiyor ki; buradaki şarkıların bir bölümünü orada bulmak mümkün değil. Pittsburgh’da yayınlanan Music Master adlı plak fiyat kataloğunun yayıncısı Paul Mawhinney, 50 yıldır plak topluyor.” Bir de fotoğrafı var Paul Abi’nin. İnsan bakarken eziliyor. Dev bir depoda saklıyor plaklarını. Üst rafa merdivenle çıkıyor filan...
HIZIM NASIL KESİLDİ
Şimdi gel de “Plak koleksiyonum var” de bakayım başına “Kendimce...” ekleyerek yalancılıktan kurtulursun ancak! Haber ve fotoğrafı beni yıldırmadı, yıkmadı ama ayaklarımın yere basmasını sağladı diyeyim. Şimdi “Çizgi roman koleksiyonun vardı di mi senin?” diye soran olursa “Var biraz Frank Miller, Alex Raymond, Hal Foster, Teks, Zagor, korku, 1930-40’lardan karikatür dergileri filan ama koleksiyon denmez...” diyorum. Şimdi “Sende sağlam film arşivi varmış ha?” diyene “Yok yahu çoğu dağıldı zaten, birkaç yüz adet film var ama arşiv sayılmaz” cevabını veriyorum. “Bardak altlığı koleksiyonu biriktiriyordun sen bir ara, n’oldu?” diye sorana “Dışarıya gittiğimde barda orijinal bir bardak altı bulursam, cebime atarken utanmayacağım bir gündeysem, çoğunlukla da izin isteyerek alıyorum ama hızım kesildi” diyerek konuyu kapatıyorum. Bazı pazar sabahları bit pazarına gidersem, üşenmezsem veya Denizler’in mezatlarına katılırsam gerçek koleksiyonerleri görüyorum. Şişe toplayanlar, teneke kutu toplayanlar, kartpostal veya rozet veya ne bileyim politik temalı efemera toplayanları görüyorum, tanışıyorum... Colors’un tanıttığı türde takıntılı koleksiyonerleri seviyorum. Yaptıkları iş, topladıkları objeler bana tuhaf, komik, gereksiz gelse de hangi ruhla yaptıklarını biliyorum ve saygı duyuyorum. Bu koleksiyonerlerin motivasyonları ve takıntıları farklı. Ama hepsine iyi geldiği kesin!
NELER NELER TOPLAMIŞLAR
Amerikalı, 64 yaşındaki Damon Shields kelepçe topluyor. 600 adet farklı, değişik dönemlerden kelepçesi var. 26 yaşındaki Japon arkadaşımız Yukihiro Kaneuchi Judy Garland’la meşhur olan ‘Over The Rainbow’ şarkısına takılmış. 164 versiyonunu toplamış. Lea Ricorday Brüksel’de yaşıyor, 26 yaşında ve plastik poşet topluyor. Her poşeti beğenmiyor ama beğendiğini de yaldızlı çerçevede salonuna asabiliyor. Salonda bir tablo gibi duran, 2004’te Roma’dan aldığı ve koleksiyonunun ilk parçası olan mavi poşetin üstünde ‘Arrivederci e Grazie’ yazıyor yani ‘Hoşçakalın ve Teşekkürler’. Bir modern sanat eseri diye yutturulur ki, bana sorsan zaten öyle. Becky Martz, torun torba sahibi tatlı bir kadın. Takıntısı muz etiketi toplamak. 10 bin muz etiketi var. Pul defterlerinde özenle saklıyor rengarenk muz etiketlerini. 15 yaşındaki Kyle Krichbaum Amerika’da yaşıyor ve bugüne kadar 200 farklı modelde elektrikli süpürge toplamış. Romalı 82 yaşındaki Meri Lao, deniz kızı temalı 9812 objeye sahip. Rich ve Flo Newman çiftinin farklı desenlerde 2 bin tuvalet rulosu bulunuyor. Alman vatandaşı Jens Veerbeck’in 600 adet ekmek kızartma makinesi var. O da koleksiyonunu enfes sergiliyor evinde. Eski ekmek kızartma makineleri heykelsi güzellikte olabiliyormuş, onu anladım. 73 yaşındaki Kanadalı Ray P. Hoare de benim de bayıldığım kokteyl karıştırma çubuklarını toplamış. 55 bin güzellik...