Katil domatesler demek yaşıyormuş

Geçen hafta 2.5-3 lira aralığına yükselen domatesin kilogram fiyatı, bu hafta sonunda 4 liraya tırmandı. Salçalık domatesler bile 2 liradan alıcı buldu.”
Hurriyet.com.tr bu haberi gayet isabetli bir şekilde “Domates fiyatları çıldırdı” başlığıyla duyurunca “Hah!” dedim ve devam ettim:
“John DeBello’nun tuhaf kafası demek geleceği işaret ediyormuş, demek Katil Domates, Canavar Domates yaşıyormuş!..”
Kimdir John DeBello? Nedir tuhaf kafasının domatesle alıp veremediği.
Kıymetli okur; sinema jargonunda “B-Tipi” olarak anılan filmlere merakım vardır.
Düşük bütçeli, çoğu normal sinema seyircisine “zırvalığın daniskası” gelecek türden “kötü” filmlere bayılırım.
Bizde de “Yılmayan Şeytan”, “Kilink Frankeştayn’a Karşı” ve en popüler örneği zikretmek gerekirse “Dünyayı Kurtaran Adam” gibi şahane örnekleri vardır sinemanın çoğunluk tarafından aşağılanan, bazılarınca (bakınız bendeniz) yüceltilen türünün.
John DeBello burada giriyor domates fantezisiyle kadrajımıza.
Üstat taa 1977’de görmüş geleceği ve “Attack of the Killer Tomatoes/Katil Domateslerin Saldırısı”nı çekmiş.
Bakmış millet uyanmıyor hadiseye, sanatçı hassasiyetiyle seriye bağlamış.
1988’de “Return of the Killer Tomatoes/Katil Domateslerin Dönüşü”nü, 1990’da “Killer Tomatoes Strike Back/Katil Domateslerin İntikamı” ve nihayet 1991’de “Killer Tomatoes Eat France/Katil Domatesler Fransa’yı Hüpletiyor”u çekmiş.
Televizyon dizisi de olmuştu bildiğim kadarıyla ve yine yanılmıyorsam yakın gelecekte yeniden çekilecek bu kült klasik.
Haklıymışsın, büyük adammışsın, biliyordum John DeBello.
Senin insan yiyen katil domateslerini hain ve çatlak şahsiyet Profesör Gangrene yönetirdi, bugün cüzdan yiyen domatesleri de hain ve doymak bilmeyen Profesör Kangren Sistem yönetiyor.
4 liraya domates ha?
Vay katil!

Uzaylıgiller’in Osman’ı biz transfer edelim

MADEM Malezyalı astrofizikçi hanımefendi Mazlan Osman bu kadar üstün bir iletişimci...
Madem Uzaylıgiller gelirse Birleşmiş Milletler “Sen git bi konuş, ne istiyormuş gençler bak bakalım” diyecek kadar güveniyor kendisine...
Madem Marslılar, Satürnlüler, Saylonlular, Klingonlar vesaire sökün edip gelende Osman Hanım “Uzaylı biz dostuz” diyebilecek kadar barış diline hâkim...
Madem evrenin karanlık (veya aydınlık, ne bileyim?) yörelerinden palamarı çözüp bizim gezegene varacak olanlarla diyalog kurabilecek kadar donanımlı, tatlı dilli bir insan bu Doktor Osman...
Madem barışı sağlayıp mesela Uşak’ta yıllar önce yaşanan “uzaylı taşlanması” veya daha beteri uzaylıların taşlandıkları kentleri lazer manyağı yapmasını engelleyebilecek güce sahip...
Hiç beklemeyelim dostlar; yekten bizim memlekete transfer edelim Doktor Osman’ı.
İddia edildiği gibi karpuz gibi kıyıdan köşeden, sahilden ortadan ayrılmak üzereysek, birbirimizin lisanını anlamamakta ısrarlı 2, 4, 6, 8 şeklinde bölünmek tehlikesi varsa, uzaylıyla ortak dil bulan Doktor Osman bizi de anlar ve bize anlatır belki.
Gel kuzum Doktor Osman, uzaylıları da burada beklersin.
Bizi bir dinle, anla, barıştır.
Yoksa vaziyet fena Doktor Osman.
Sadece bağırarak konuşan, her tarafı bertaraf bir memleket olma tehlikesinden söz ediliyor Doktor Osman.
Karşıdakini anladığını söylerken bile laf sokuşturmayı ihmal etmeyen buralarda bir ortak lisan bul anlaşalım.
Sen ki uzaylı arkadaşlarla anlaşabilecek kudrete sahip bir insansın.
Bizi mi anlayıp bize anlatamayacaksın.
Yetiş Doktor Osman.