Paylaş
Öncelikle, küs kuru fasulye!
Orta ve Güney Amerika’dan yola çıkıp dünyayı turlayan ve canımızın içi memleketimizde pilav/hoşaf/turşu/pul biber/soğanla kurduğu ilişkilerle işbirlikçi bir tavır sergileyen fasulyeden bunu beklemezdim açıkçası!
İstanbul trafiğinin faiz lobisine, Marmaray’da acil durum zımbırtısını lüzumsuzca çekme “büyükbaşlılığını” Gezi eylemlerine bağlayan zihniyet elbette seni de bir yere bağlayacaktı.
*
Diş arasına kaçan patlamış mısırın ardında “patlayamamış mısır lobisi” var deseler inanırdım.
Koşarak geldiğim Metro’da kapıların kapanmasıyla istasyonda üzümlü kek gibi kalışımın ardında “yabancı vagon sanayi lobisi”nin olduğuna bile inanırdım.
Hatta Eminönü Meydanı’nda bir banka emekli abilerle sebilhane maşrapası gibi tünemişken, üstüme güvercin pırtlatsa suçu “kuru temizlemeciler lobisine” bağlamakta hiç tereddüt etmezdim, inanırdım.
Ama 17 Aralık’ta zincirinden tamamen boşalan güç savaşlarında sen de figüran oldun ya, vay bize, vaylar bize!
Ey kaotik lezzetine kurban olduğum kuru fasulye!
Bu “Sen benim evimde ayakkabı kutusu bulursan, ben de senin ininde maklube bulurum” günlerinde senin ne işin var?!
*
Sayın Mehdi Eker’in “kaos lobisi”yle kimleri kastettiğini tam çözemesem de, bu roketimsi zamlanmanın iktidara yakın kitlelere karşı bir hareket olduğuna dair delilim var.
Nasıl bir delil bu?
Şöyle.
Camiler elbette belli bir zümreye, partiye, sınıfa ait değildir.
Bununla birlikte İstanbul’da cuma günü yolu Süleymaniye tarafına düşenler bilir ki, bir nevi iktidara görünme alanına dönüşür Süleymaniye Camisi ve civarı.
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın da fırsat yarattıkça cuma namazı için tercih ettikleri bu tarihi mekânda boy göstermek bir nevi statü sembolüdür iktidar/muktedir meraklıları için.
Bunun kaotik fasulye ve işbirlikçileriyle ne alakası var peki?
*
Yine İstanbul’u sevenler, bir köfte uğruna kıta geçenler, bir pide uğruna günü takvime gömenler, kelle/paça peşinde Beykoz’a gidenler, dönüşü Sarıyer üstünden yapıp böreğe gömülenler bilecektir...
İstanbul’un en meşhur kuru fasulyecilerinden biri, belki birincisi tam Süleymaniye Camisi’nin karşısındadır.
Namaz çıkışı fasulyeye çökenler burada haftanın kaçan gollerini, yılın moda renklerini konuşmakla yetinmez; işler bağlanır, kartlar değiş tokuş yapılır falan da filan.
İşte fasulyenin fiyatının son üç ay içinde “Amanın boo!” dedirtecek şekilde artışı bu yüzden alengirli bir iştir.
Belli mihraklar fasulye etrafında birleşen iktidara yakın vatandaşları bu hain planla hedef almaktadır, ceplerine ateşler düşürmektedir!
*
Herhalde Mehdi Eker böyle bir kumpasın izinde yürüyerek kaos lobisini kulağından tutup gündeme savurmuştur.
Bir ihtimal de mercimeğin parmağı olabilir ama bu fikri henüz olgunlaştıramadığımdan kendime saklıyorum.
Hey Allah’ım!
Kaos lobisiymiş, tabii tabii...
Paylaş