Paylaş
Jeffrey Dahmer, temiz yüzlü sayılabilecek bir insandı. Öyle belli bir yamukluğu olmayan, sıradan, sessiz bir tipti.
Yani kız istemeye gidecek olsa, verirlerdi herhalde.
Ancak Jeffrey kardeşimiz insanlarla ilişki kurmakta biraz zorlanıyordu.
Yani iki arkadaşıyla oturup geyiğin belini kıramıyordu mesela.
Türk olsa bu durumda iki kadeh rakı atıp, hayata ve kadere kahredip durumu kurtarabilirdi.
Ancak adından da anlaşılacağı üzere Jeffrey kardeşimiz bir Türk değildi.
Batı medeniyetlerinin bireyi yalnızlığa iten bunalım ortamında kendini iyice kasan Jeffrey, enteresan bir çıkış yolu buldu.
İnsanları öldürüp, kuşbaşı modeli kesiyor ve -keyfine göre- tava veya haşlama şekilde hazırlayıp, gövdeye indiriyordu.
Jeffrey, bu işlemi tam olarak kaç kişiye uyguladı hala bilinmiyor.
Fakat 1991 yılının bir temmuz günü evini basan polisler, ikisi buzdolabında, yedisi tencerelerde, dokuz adet kafatası buldu.
Erkek cinsel organları da bir çaydanlıkta toplanmıştı.
Cesetlerin kalan kısmı da içi asit dolu dev bidonlara taksim edilmişti.
* * *
O gün eve giden talihsiz polisler, toplu halde etyemez oldu.
Jeffrey, 11 kişiyi öldürdüğünü ve yediğini itiraf etti.
Ama asıl rakamın en az 18 olduğu sanılıyor.
Jeffrey kardeşimiz, gay barlarda ve alışveriş merkezlerinde tanıştığı kurbanlarını, bira ve esrar içmek, seks yapmak veya fotoğraf çekmek üzere evine davet ediyor, bazı durumlarda bunun için para da öneriyordu.
Evde uyuşturduğu yeni dostlarını, canlı canlı doğruyordu.
Konuyu araştırmaya başlayan polisler, tarihin gördüğü en hasta seri katillerden biriyle karşı karşıya olduklarını anladılar.
Bütün meselesinin yalnızlık olduğunu söyleyen Jeffrey, ‘‘Seviştikten sonra kalkıp gidiyorlardı. Yalnız kalmaya dayanamıyordum’’ diyordu.
Arkadaşlarını zombiye çevirmek için girişimleri de olmuştu.
Zombi, yani yaşayan ölü olurlarsa, hem onu yalnız bırakmayacaklar, hem de her istediğini yapacaklardı.
Bu girişim şöyleydi...
Bayılttığı kişinin beyninin çeşitli noktalarını, bir matkapla deliyordu.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu ilginç ameliyatlardan kurtulan olmadı.
Bizim Jeffrey tutumlu bir insandı ve israftan hoşlanmıyordu.
Ameliyat sırasında masada kalan 'deneklerini', boşa gitmesin diye yemeye başladı.
Jeffrey, etlerini yiyerek kurbanlarıyla bütünleştiğini 'cana can kattığını' düşünüyordu.
* * *
Dünya seri cinayetler tarihinin Charles Manson, Ted Bundy, John Wayne Gacy ile birlikte en karizmatik tipi kabul edilen Dahmer, duruşma sırasında kendisini savunmadı.
Sadece dünyaya çektirdiği acılardan dolayı özür dilemekle yetindi.
Jeffrey kardeş 15 kere filan ömür boyu hapse mahkum oldu.
Ama ecel, çalışmadığı yerden geldi. Cezaevinin banyosunda bir başka mahkum tarafından öldürüldü.
Hasta ruhu böylece huzura erdi.
Boşanmış olan anne ve babası, Jeffrey'nin cesedini ne yapacaklarına bir türlü karar veremediler.
Annesi beyninin bilimsel bir araştırma yapılmak üzere saklanmasını, babası ise krematoryumda yakılmasını istiyordu.
Bir süre tartıştıktan sonra, beynini saklayıp, vücudunun kalan kısmını küle çevirmeye karar verdiler.
Yakma işleminden sonra, küller eşit olarak ikiye bölündü ve anneyle baba arasında paylaştırıldı.
* * *
Değerli okurlar, seri cinayetler tarihinden sadece bir tipi anlatıp, olayı çözecek halimiz yok.
Niyetimiz, denk getirip ‘‘Türk seri katil çıkmaz’’ muhabbetine bağlamaktı.
Fakat bu umudumuz boşa gitti.
Sevinç Yavuz arkadaşımız, bugün dizi sayfasında okuduğunuz haberi ile hevesimizi kursağımızda bıraktı.
Seri cinayetlere kafa patlatan üç beş arkadaşımızla yıllardır yaptığımız en baba geyik mevzumuz böylece kadük oldu.
Oysa biz kendimizi ne güzel idare ediyorduk.
‘‘Türkler sadece öfke, maddi çıkar ve namus nedeniyle cinayet işler. Ayrıca seri cinayet işlemeye kalksa da çok fazla iz bırakacağından seriyi tamamlayamaz. Enseyi hort diye kaptırır’’ diye kendimizi kandırıyormuşuz meğer.
Artık Emniyet tarafından tescilli seri katillerimiz var.
Ne kadar övünsek azdır!
Paylaş