Paylaş
GALATASARAY Başkanı Ünal Aysal’ın yaptığı nazik davet için Kuruçeşme’deki Les Ottomans’a ulaştığımda Bülent Tulun’u “ders çalışırken” buldum. Önündeki dosya her G.Saraylı’nın hayallerini süsleyecek nitelikte. Büyük ihtimal önümüzdeki sezon G.Saray’da forma giyecek yabancı futbolcularla ilgili bilgiler, istatistikler...
Bülent Tulun’a “Başkan henüz gelmedi galiba” diye soruyorum. “Geldi, spor yapıyor” cevabını veriyor. “Maça niye gitmedi Başkan?” sorumun cevabı da şöyle: “F.Bahçe Başkanı yokken gitmesinin doğru olmayacağını, şık olmayacağını düşündü.”
Koltuklara bırakılan forma
BAŞKAN’ın geldiğini duyunca otelin lobisine geçiyoruz.
Mustafa Sarıgül, Hasan Cemal, Şenkal Atasagun, Adnan Öztürk, Deniz Ülke Arıboğan, Lutfi Arıboğan, Ali Kırca... Başkan gelenleri karşılarken yanında kızı Ceyla Aysal ve eski eşi, Les Ottomans’ın da sahibesi olan Ahu Aysal da var.
Birlikte alt kata, maçın dev ekrandan izleneceği küçük sinema salona iniyoruz. Başkan, jest olarak koltuklara davetlilerin isimleri yazılı olan parçalı formalar bıraktırmış.
Herkes yerine oturuyor, maç başlıyor. İlk dakikalarda G.Saray’ın etkisizliği ve 15 dakikada gelen iki müthiş F.Bahçe golü moralleri fena bozuyor. Kimi hayal kırıklığıyla, kimi kızgınlıkla, kimi de uğur olsun diye yerinden kalkıyor.
Galatasaray’da toparlanma işaretleri görülmeye başlayınca yüzler biraz olsun gülmeye başlıyor.
Elmander’in golü attığı sırada Umur Ali Birand’la salonun kapısında ayakta duruyoruz, hemen önümüzde de Ünal Aysal var parçalı formasıyla.
Golden sonra yerimizden kıpırdamamaya karar veriyoruz; klasik bir “totem” girişimi...
Hakan Balta’nın golü sevince boğdu
DEVRE arasında Ünal Aysal “Bu kez de yenilirsek, Kadıköy’de hakikaten büyü olduğuna inanmaya başlayacağım” diyor.
İlk yarım saatteki durgunluğa hayıflanılıyor toplu halde ancak herkes G.Saray’ın “yenilmeyeceğinden” emin.
İkinci yarıda hakimiyet kuran G.Saray’ın ataklarını herkes heyecanla izlerken Başkan’ın da çok heyecanlandığını ama sakin davranmaya çalıştığını gözlemliyorum.
Adnan Öztürk, Bülen Tulun sıkıntısını sürekli dolaşarak dağıtmaya çalışanlardan; Hasan Cemal da en çabuk parlayanımız...
Hakan Balta’nın golü haliyle salonu sevince boğuyor.
Galibiyet golü için yüklenmeye başlıyor G.Saray ama son saniyede malum, üst direğe takılıyor umut.
Maç sonunda sevinç yok, herkes direğe takılan topta kalmış...
Kadıköy’de turun kaçışına yandılar
KAÇAN galibiyete üzüldüğünü söylüyor Ünal Aysal; “Topun canı istemedi, hakkımız galibiyetti. Ne diyebilirim ki. Ancak şampiyon olacağız” yorumu yapıyor. Oynanan futboldan ve takımın yürekliliğinden memnun olduğunu söylüyor ama kaçan galibiyete çok üzüldüğü her halinden belli. “Play-off icadı” olmasaydı, Kadıköy’de şampiyonluk turu atacağı bir gün yaşandığının farkında herkes.
Abdürrahim Albayrak’la canlı telefon bağlantısı kuruluyor takım ve teknik heyete tebrikler iletiliyor.
Günün hatırasına forma imzalatıyorum Ünal Aysal’a ve bir hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Başkan’ın “ilk formalı fotoğrafı” çekilmiş oluyor.
Bülent Tulun, “Fatih Hoca’yla kavgalı mısın?” soruma gülerek karşılık verdi
Ne kavgası günde 4-5 kez görüşüyoruz
ARAMIZDAKİ samimiyete güvenerek direkt olarak soruyorum: “Bülent Ağabey, siz Fatih Hoca’yla kavgalı mısınız?” Tulun gülüyor ve “Yok yahu, her gün en az 4-5 kere konuşuyoruz, ne kavgası?”
Bu sırada davetin diğer konukları da ulaşmaya başlıyor. Lig TV’nin deneyimli ismi eski ve iyi dostum Bahri Havadır geliyor önce. Ardından sarı-kırmızı kaşkoluyla Mehmet Ali Birand ve oğlu Umur Ali Birand. Umur Ali Birand heyecanla tasarladığı Metin Oktay belgeselini anlatırken “uğurlu forma”mı sıyırıp içine giydiğim Metin Oktay tişörtünü gösteriyorum. Derbi stresini Metin Oktay’la dağıtıyoruz...
Paylaş