DOUGLAS Coupland'ın bir kitabında (Generation X veya Microserfs olması lazım...) kahramanlar, daha sonra benim de model olarak benimsediğim bir yöntemle film seyrediyordu.
Yöntem şöyleydi. Videodan film seyredileceği zaman, özellikle alt yazılı filmler seçiliyordu. O zamanlar daha DVD yoktu, altyazılı kaset bulmak da kendi içinde bir mesele sayılırdı...
Efendime söyleyeyim, kaseti özellikle altyazılı seçmelerinin nedeni, filmi hızlı seyretmek için duydukları istekti.
Karışık mı oldu, sadeleştireyim. Kaseti takıyorsunuz, filmi başlatıyorsunuz ve 'fast forward' yaparak seyrediyorsunuz. Bu arada hızlı hızlı geçen altyazılar sayesinde filmi çözmüş oluyorsunuz.
Bunu her film için yapmak gerekmiyor. Ama bazı filmler vardır hani, başladıktan 20 dakika sonra filan hikaye manasını yitirir ve siz sırf başlamış olduğunuz için bitirmek zorunda hissedersiniz kendinizi.
İşte bu yöntem, o tarz filmlerde çok işe yarıyor...
Diyeceksiniz ki; ‘‘Madem sarmadı, seyretme kardeşim...’’ Ama öyle olmuyor işte. Başlamışsınız bir kere, bitirmeden başından kalkmayı yediremiyorsunuz kendinize...
Geçen hafta Topesto aradı. Belli ki ‘‘Film seyredelim’’ diyecek. ‘‘Var mı yeni film’’ dedim.
‘‘Yeni film kolay. Başka bir şey için aradım’’ dedi.
‘‘Nedir?’’ diye sordum.
‘‘Sen artık evde net'e bağlanabiliyor musun?’’ dedi.
‘‘Bana bak, hakaret edeceksen kapatalım. Herkesin yeteneksiz olduğu bir şey vardır. Ben de bu işlerden anlamıyorum... Ama bütün arkadaşlarım senin gibi değil. Bir eleman gelip gerekli bağlantıyı yaptı’’ dedim.
‘‘Yok yahu, hakaret filan etmeyeceğim. Hani filmlerin normalde 20 dakikada bitmesi gerektiğine dair bir manifestomuz vardı, 10 yıl önce filan yazdığımız...’’
‘‘Vardı...’’
‘‘Abi işte, bir web sayfası buldum, adamlar aynı bizim kafada. Yalnız bunlar hadiseyi başka bir yere taşımış... Bak adresi vereyim de bir gir...’’
‘‘İyi, ver bakalım adresi net kurtçuğu...’’
* * *
Ben evvela adresi vereyim size: www.rinkworks.com/movieaminute
Burada, onlarca filmin özetini bulacaksınız.
Daha doğrusu tam özet değil. Elemanlar oturmuşlar ve en baba filmi bile üç cümlede özetlemişler...
Tam özet de değil.
Örnek vereyim daha iyi anlaşılır.
Mesela ‘‘The Sixth Sense’’ (Altıncı His) üç cümlede şöyle özetleniyor:
‘‘Haley Joel Osment: Ölü insanlar görüyorum.
Bruce Willis: Onlarla konuşmayı dene.
Harley Joel Osment: İşe yaradı...’’
Komik değil mi?..
* * *
Daha komikleri de var. Mesela Woody Allen'ın ‘‘Everybody Says I Love You’’ filmi şöyle özetlenmiş...
‘Woody Allen: Ben nörotikim.
Seyirci: Biliyoruz.
Woody Allen: Evet ama bu kez şarkı söyleyerek anlatacağım.’
* * *
Olayın çok başarılı bir şekilde özetlendiği örnekler de var. ‘‘Interview With the Vampire’’ bunlardan biri...
‘Brad Pitt: İnsanların kanını emmek istemiyorum.
Tom Cruise: Evet, istiyorsuuuuun.
Brad Pitt: Haklısın...’
* * *
‘‘Pretty Woman..’’ da iyi olmuş.
‘Julia Roberts: Ben bir fahişeyim ama dudaktan öpüşmem...
Richard Gere: Çok param var benim...
Julia Roberts: Muck!’
* * *
John Woo'nun yönettiği ve Tom Cruise'un oynadığı Görevimiz Tehlike II ise şöyle özetlenmiş:
‘Oyuncular: Merhaba, biz...
John Woo: Bu kadar konu yeterli bence, haydi şimdi ağır çekim dövüşmeye başlayın...’
* * *
‘‘Speed’’ de iyi olanlardan. Bu arada sitede Keanu Reeves ile çok dalga geçiliyor, onu da belirteyim...
Keanu Reeves: Oh, hayır! Metro olmaz... (Metroyu kurtarır.)’
* * *
İmkanınız varsa girin, daha çok film var ve hakikaten eğlenceli. Gaza gelip bir film de ben özetledim... Kendime kurban olarak unutulmaz Türk filmlerinden ‘‘Sarı Tebessüm’’ü seçtim...