Paylaş
Bu görevi kapsamında AKP’nin aylık dergisi “Türkiye Bülteni”nin de başyazarı.
Bu tür yayınlarda alışıldığı üzere bir parti lideri fotoğraf albümü aslında Türkiye Bülteni.
Başbakan’ın “İdeal yayın organı nasıl olmalı?” sorusunun cevabı bu ise pek satmaz Hüseyin Bey, samimi şekilde uyarmış olayım!
Ama asıl uyarım yazınızla ilgili.
Öncelikle “Sevgili dostlar” yazıya giriş cümlesi olur ama başlık olmaz. Yazı okunsun istiyorsanız biraz çekici başlık bulmalısınız.
İmza fotoğrafınız benimkinden güzel, laf edemem o yüzden.
Ama yazınızın içeriği ile bir eleştirim olacak. Şişirmişsiniz.
Alınmayın ama biz bu yaptığınıza “Yazı şişirmek” diyoruz ve siz de şişirmişsiniz.
Nasıl yapmışsınız bunu?
Başbakan’ın meşhuuur “Sabahat Akkiraz/ Cem Karaca/ Tatyos Efendi/ Ahmet Kaya/ Said-i Nursi/ Ahmed Hani” konuşmasını alıntılamışsınız.
Bir cümle, iki cümle tamam fakat yazının üçte birini Başbakan’dan indirmişsiniz maşallah.
Hüseyin Bey, Başbakan köşe yazıları konusunda hassas. Telif konusunda da acımasız davranabilir.
Eğer “Amaaaan kim okuyor ki bizim dergiyi, resimlerine bakıyor herkes” diyorsanız yanılıyorsunuz.
Kendime inanamasam da ben okuyorum, problem çıkartmam.
Ama Başbakan tepeliyor, uyarmış olayım.
Deprem bize ne yapar?
DEPREM nedir çok iyi bilen bir ülkeyiz.
Dün sabah Elazığ sallandı, vatandaşlar olarak üzerimize düşeni yaptık öldük, evimiz yıkıldı, sokakta kaldık.
Devlet de üzerine düşeni yaptı çadır kurdu, aş götürdü, yara sarma sözü verdi, demeç demeçledi.
Deprem bize ne yapar?
Uzmanlar bugün değil, yıllardır diyor ki “İstanbul’da büyük deprem olunca...”
Neyse canınızı sıkmayayım, öyle değil mi?
Hepimizin evi kayalık zeminde, bakkalın çırağı kiralarken öyle dedi, değil mi?
Deprem bize ne yapar?
Deprem olur, ölürüz, vatan sağ olsun deriz, çadırlara yerleşiriz.
İyi uykular İstanbul, iyi uykular Türkiye; hepimiz uykudayız, uykuda ölürüz.
Nasıl olsa arkadan demeç demeçleyecek birileri kalır hayatta; ülkenin bekası falan filan, biliyorsunuz işte...
Bir ışık var gözlerimde Deniz’im ötesini hiç düşünme Devlet’im
REFERANDUM konusunda Başbakan Erdoğan’ın bir Asu Maralman şarkısını referans olarak kullanması, satır arası okuma kabiliyeti yüksek meslek erbabına fazla mesai yaptırabilir.
Başbakan muhalefete hitaben “Olur olur bal gibi olur” derken, aslında başka ne mesajlar yollamış olabilir?
Buyurun şarkı eşliğinde beraber saçmalayalım.
Ne diyor Asu Maralman şarkıda: “Kim demiş ki olmaz diye/ Yeter ki sen candan iste/ Bir ışık var gözlerimde/ Ötesini hiç düşünme...”
Hımm? “Ötesini hiç düşünme” derken “Yav Devlet’im Bahçeli’m naz niyaz etme. Anayasa paketine dokunulmazlığı da ekleriz belki canım, hele bir gel” mi
demek istiyor?
Ya şuna ne demeli? “Bir düşün sen düşün yine/ Neler olmaz bu âlemde/ Bin dereden su getirme/ Yanıma gel gel gizlice...”
Haydaaa, “Yanıma gel gizlice” derken gizli zirve mi öneriyor: “Deniz’im Baykal’ım, hırçın muhalifim benim! Gel barışalım, tenhada buluşalım, referandum
meferandum konuşalım...”
Deniz Baykal “Kamerasız çıkmam abicim” tavrını sürdürürse, şarkının bu bölümüyle belki yumuşayabilir:
“Sevmek seni bir suç ise/ Karışamaz buna kimse/ Yaşayalım gönlümüzce/ Ötesini hiç düşünme...”
Paylaş