MARATON’da maç öncesinde Galatasaray muhabiri Pınar Argun’un yaptığı röportajlar yayınlanıyor. Futbol takımının aile üyelerinin oturduğu tribünde tatlı bir kız çocuğuyla konuşuyor Argun.
Sarışın, 3-4 yaşlarındaki çocuğun hafif aksanlı fakat mükemmel bir Türkçesi var. "Baban kim senin?Nerede baban?" sorusuna parmağıyla sahayı işaret ederek cevap veriyor: "Michael Skibbe..."
Meğer Cimbom’un yeni hocası, Şansal Büyüka’nın deyişiyle "Yabancı Damat" imiş.
Eşi Aylin Hanım, turizmci olduğunu, futbol takımlarına kamp organizasyonları yaptığını ve bu sayede tanıştıklarını söyledi.
Skibbe’nin eşinin Türk olduğunu ben bilmiyordum, Şansal Büyüka da bilmiyormuş, Erman Toroğlu da.
Pazar gecesi televizyon karşısında oturan benim gibi milyonlar için "Hiç kimse bilmiyormuş demek" manasına geliyor bu durum.
Erman Hoca "Magazincilerin işiydi bunu bulmak çıkartmak.Nasıl bulamamışlar?" diyerek küçük bir balans ayarı yaptı.
Hakikaten yahu, bizim cevval magazinciler nasıl atladı bu hikayeyi?
Düşman kardeşler
ANTALYASPOR-Beşiktaş maçının 41’inci dakikasında Antalya tribünleri "Kardeş tribün..." dedikten sonra "Kocaelispor" diye bağırmaya başlıyor.
Plaka numarası 41 olan kardeş şehire "tribünsel" bir selam sarkıtma. Eminim Kocaeli’de de maçların yedinci dakikalarında "Antalya" diye bağırılıyordur veya bağırılacak.
* * *
Ankaragücü ve Bursaspor arasında birkaç sezondur süren bir adet bu.
Bursalılar 6’ncı dakikada (06 plaka) "Ankara" diye bağırır; Ankaralılar da 16’ncı dakikada "Bursa" diye...
* * *
Beşiktaş’ın Bursa’yla, Bursa’nın Antalya’yla "meselesi" vardır, o da malumunuz.
Toparlamak gerekirse, ortaya şöyle bir tablo çıkıyor: Bursa, Antalya’ya ve Beşiktaş’a gıcık.
Antalya, Beşiktaş’a ve Bursa’ya, dolayısıyla Ankaragücü’ne gıcık.
Kocaeli, Antalya’dan dolayı Beşiktaş’a, Bursa’ya ve Ankaragücü’ne gıcık.
* * *
İsterseniz olayı daha da içinden çıkılmaz hale getirebilirim. Çünkü Türk futbolunun kavga ağacı o kadar girift ki...
Bakın Gaziantep’e, bakın Antalya’ya...
Ne kadar da şahane başladık lige!
Logolardan biri güzel biri hiç olmamış...
LİG TV ekran yüzünü nihayet biraz aydınlattı. Yeni logo Bundesliga’nınkini andırmakla birlikte sade ve güzel.
Grafik açıdan kıpırdanma çabaları güzel. Bir yerden başlamaları gerekiyordu çünkü çok eski algılanan bir kanal. Darısı kanalın genel görüntüsüne, program jeneriklerine ve hatta müzik arşivine.
Yanılıyor olabilirim fakat rakip çıkması (NTV Spor) bu süreci tetiklemiş gibi duruyor.
Fakat yeni kanal Spormax için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Çok beğenen çıkmış mıdır bilemem fakat bana şişirme geldi.
Premier League ve Portekiz Ligi’nden canlı maç yayınlayan, maçlar dışında hayalet kanal konumundaki Spormax’in logosu, bu hayalet havasını vurgulamak için böyle seçildiyse lafımı geri alırım. Başarılı olmuşlar çünkü...
Bir de Manchester City maçının sonunda, kaçırdığım gollerin tekrarı için bekledim.
Tekrar hayalet kanala döndüm. Bir dahaki maça kadar...
FoxSports geçen sezon maç sonu yayınını -ki maçla ilgili istatistikleri, mühim pozisyonları çok iyi özetlerler bu kısa sürede- sonuna kadar verirdi. Bu konuya özen gösterilirse bir futbolsever olarak mutlu olurum, yoksa evde söylenip dururum...