Paylaş
Dün sabah Meral Okay’ın haberi ulaştığında böyle düşündüm.
Eksilenleri aynı hızla doldurabiliyor muyuz toplum olarak, şüphem büyük...
Meral Hanım’la tanışıklığımız vardı, son olarak birkaç hafta önce telefonda konuşmuştuk.
Ancak Meral Okay’ı anlatacak, büyük yüreğini daha iyi tanıyan onlarca, yüzlerce dostu var.
Büyük dostluklarını uzakça bir yerden izleme şansım olmuştu; ardında onu tanıdığı için bahtiyar ancak kaybetme hissiyle perişan bir dost meclisi bıraktığını biliyorum.
Hepsinin başı sağ olsun.
Sadece son 12 ay içinde ne kadar çok eksilmişiz.
Not defterlerimi şöyle bir karıştırdım.
Kalbimizin sinema perdesi buruştu: Ömer Lütfi Akad, Yusuf Kurçenli, Ekrem Bora, Muzaffer Tema gitti.
Seyhan Erözçelik gitti, dostumdu.
Sönmez Atasoy gitti, komşumdu.
Kelimelerinin peşinde dolaştığım güzel insanlardan Hulki Aktunç gitti.
Baykal Kent’i kaybettik ki; Ortaoyuncular’ın kanadı kırıldı sayarım.
Kıymetli büyüğüm, Galatasaray efsanesi Coşkun Özarı’yı uğurladık.
Herkesin sevgilisi Ordinaryüs Lefter Küçükandoyadis Cennetspor’a transfer oldu.
Nejat Biyediç’i kaybettik, ki futbol dünyasında sevmeyen yoktur herhalde.
Halit Çelenk, Server Tanilli, Vasfi Uçaroğlu...
Hızla eksildi güzel insanlar, eksiliyor.
Not düşmediklerim, düşemediklerim arasında daha böyle nice doğru, dürüst, yetenekli, parlak zihinli ve yüce gönüllü insan vardır.
Meral Okay giderken beni tekrarladıkça üzen cümleyle baş başa bıraktı işte: Hızla eksiliyor güzel insanlar.
Bir de cevabı daha hain, daha karamsar, daha acı o hain soru:
“Doldurulabilir mi yerleri?”
Hayır, korkarım hayır.
Paylaş