Paylaş
Eski CHP milletvekili Melda Onur bu davalarla ilgili Adalet Bakanlığı’na bilgi edinme başvurusu yaptığında (Haziran 2015) ortaya çıkan manzara şöyleydi:
“Adalet Bakanlığı, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yedi yıllık görev sürecinde 1359 dava izni talebi geldiğini, 545’inin kabul edildiğini ancak tutuklama yaşanmadığını, buna karşılık Recep Tayyip Erdoğan’ın yedi aylık Cumhurbaşkanlığı döneminde 236 dava izni talebi geldiğini, 105’ine izin verildiğini, 8 kişinin de tutuklandığını bildirdi...”
*
Hukukçular arasında bir tartışma konusu olduğunu biliyoruz.
Türk Ceza Kanunu’nun ‘Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar’ı düzenleyen bölümünde yer alan 299’uncu madde cezaya cevaz veriyor.
Buna göre Cumhurbaşkanı’na hakaret eden kişi bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabiliyor. Eğer suç alenen işlendiyse ceza altıda bir oranında arttırılabiliyor.
AİHM Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş, Avrupa ülkelerinin hukuk sistemlerinde “hakaret”in ceza kanunu dahilinde değerlendirilmediğini, kişisel tazminat davalarına konu olabildiğini söylüyor.
Adalet Bakanlığı ise “Olur mu öyle şey, vardır!” diyor.
Neticede herkes yasalara tabidir; ayrıca kimse de kimseye hakaret etmesin.
*
Kantarın topunun kaçtığını, Erdoğan’ın avukatlarının ve savcıların mesailerinin hatırı sayılır bir bölümünü bu davalara ayırdığını görmek için biraz haber takip etmek yeterli olacaktır.
Her yaş ve boydan muhalife (15 yaşındaki çocuk dahil), milletvekili adaylarına, gazetecilere, derin acısıyla tabut başında isyan eden şehit yakınlarına dava açıldığını biliyoruz.
Ancak kantarın topunun kaçtığı konusunda hâlâ şüphesi olan varsa lütfen şu habere bir göz atsın:
“Boşandığı eşinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiğini iddia edip savcılığa başvuran savcı kızının suçlamalarıyla eski koca hakkında iddianame hazırlandı...”
*
Haberin detaylarına uzun uzadıya girmeyelim...
Kırık bir aşk hikâyesi, yürümeyen bir evlilik söz konusu...
Belli ki “anlaşamayarak” da olsa boşanmışlar ama bu süreçte de çeşitli “arızalar” çıkmış. Boşandıktan sonra da hızını alamayan hanımefendi, eski eşinin sosyal medyada “en az 500 kişiyle” paylaştığı bir notta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiğini öne sürerek mahkemenin yolunu tutmuş.
Bu ilginç dava, eski kocanın avukatının mahkemeye sunulan delillerin ‘fotoşop’ marifetiyle üretildiğini ispat etmesiyle noktalanmış.
Beraat kararıyla neticelenen duruşmada avukat şöyle konuşmuş:
“Müvekkilimize, eski eşinin ihbarıyla whatsapp durum güncellemesinde dönemin başbakanı Sayın Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla ceza davası açılmış olsa da iddia olunan eylemi müvekkilim gerçekleştirmemiş olup kendisine zarar vermek isteyen eski eşinin iftirasından ibaret bir konudan, hele ki saygı duyduğu bir devlet büyüğüne hakaretten yargılanmaktadır.
...Görüleceği üzere söz konusu ihbarcının delil diye öne sürdüğü çıktı bilgisayarda 5 dakika gibi bir sürede hazırlanabilmektedir...”
Komşu kavgasına, boşanma davasına, hasılı her derde devadır yani an itibariyle bu davalar; öyle gözüküyor.
Gülmek veya ağlamak kısmını sana bırakıyorum ey sevgili okur...
Başımız derde sokmadan bu yazıyı noktalayalım derim, size de uyarsa...
----------------------------
Not: Haberle ilgili detayları merak edenler web’deki arama motorlarından birine “Eski eşe Erdoğan’lı tuzak!” yazarak amaçlarına ulaşabilirler...
Paylaş